Biz kadınlar âlemiz; kendimiz ederiz, kendimiz buluruz, sonra gider adamı suçlarız. Efendim konuya nereden geldim? Şuradan: Derya Tuna, Instagram sayfasında şöyle yazmış: (Sanırım İbrahim Tatlıses'i kastederek, öyle yazıyor magazin haberleri) 'Bazılarına bir kadın yetmiyor. Ne beşi, ne 10'u. Bazılarına ise hayat yetmiyor, bir kadını doyasıya sevmek için.'
DERS ALMIYORUZ!
Tam bir Instamesaj! Elbet vardır haklı sebepleri, elbet basılmıştır damarına ama benim diyeceğim başka... Peki biz kadınlar; o beş, 10 kadın yetmeyen, bir kadını yaşamanın mutluluğunu, kıymetini bilmeyen adamlara ne yapıyoruz? Onlara kral muamelesi çekiyoruz, 'Kan kusup kızılcık şerbeti içtik' diyoruz. Kendimizi değersiz hissettiren adamların peşinden koşup onlar için ağlıyor, evlere kapanıyor, savaşlar veriyoruz. Biz kadınlar nedense ve hâlâ adam olmayacak adamları, adam edeceğimizi zannediyoruz! (Zannetmeeeeeee! Sen Bihter Ziyagil'sin, topla kendini!)
Biz kadınlar, söz konusu erkekler olunca inatla ders almıyoruz. Birbirimizi rakip görüyoruz, aşkı işe çeviriyoruz, kazanılması gereken bir savaş yerine koyuyoruz, satır aralarını okumuyoruz. İstediğimizin çok çok altına razı oluyoruz ve susmayı marifet sanıyoruz. Birilerine göre, birileri için, elalem derdine, hayatımızı ve kalbimizi yoruyoruz. 'Yeter ki yanımızda kalsın' hesabı... Kalmasın kardeşim, öyle adam kalmasın.
Yani özetle o 'bazılarını' biz kadınlar yaratıyoruz. Sonra sinir içinde koltuğumuza oturup uzaktan emeklerimizin heba oluşunu izliyoruz. İyi de sen o bazılarına ömrünü harcayacağına, kendine harca, kendine yatırım yap, koy kendini birinci sıraya, çiz sınırlarını, bak gör kalacak mı o 'bağğğğzıları'.
Kızlar; bırakalım şu kadının, ilişkinin, ailenin, aşkın hakkını vermeyen maymun iştahlı bazılarını...
Biz yoksak, onlar da yok.