Geçen hafta neredeyse bütün Avrupa'da kış, kıyamet, fırtına vardı. Pek çok şehir kar altındaydı. Gelin görün ki hiçbir futbol maçı, hele Şampiyonlar Ligi gibi dünyanın gözünü çevirdiği bir karşılaşma ertelenmedi.
Bizdeki hariç...
Rivayetler muhtelif...
Efendim, saha aslında alttan ısıtmalıymış ama sisteme doğalgaz bağlı olmadığı için çalıştırılamamış. (Normaldir. Koca Olimpiyat Stadı yaptık, yolunu unuttuk. TT Arena'ya doğalgaz bağlamayı unutmuşuz çok mu?) Galatasaray kulübünden yapılan açıklamada ise kar değil, dolu yağdığı için ısıtma sisteminin verimli çalışmadığı söylendi. Nasıl bir sistemse, karı eritiyor ama doluyu eritemiyor(!) Ankara'da buz tutup paten pistine dönen Protokol Yolu'nun da alttan ısıtmalı olduğu söylenmişti.
Donan mazot borularını çözmek için kamyonun altında ateş yakıp koca TIR'ları havaya uçuran da bizler değil miyiz? Galiba biz bu 'alttan ısıtma' işini pek beceremiyoruz.
Bu arada Galatasaray'ın kendi evinde oynadığı Juventus maçlarında bir lanet var. Yanlış hatırlamıyorsam, bugüne kadar hiçbir maç ilan edildiği gün, saat ve stadda oynanamadı.
Bir de hatırlatmak gibi olmasın; bu stadın çatısının kapanması için gereken para, sıradan futbolcu Amrabat'a verilen bonservis ücretinin yarısı kadar.
Bilmem, anlatabildim mi? Fox'un Çalar Saat'ine gelen bir izleyici mesajı ise özellikle Fenerbahçeliler'in dudağına muzip bir gülümseme kondurdu: 'Aziz Yıldırım'dan Ünal Aysal'a: Sevgili Başkan, maçı bizim stadda oynayabilirsiniz.
Anahtar, paspasın altında...'