Takıntılıyım ve bunun farkındayım!
İstanbul'da da, tatilde de ille de aynı yer, aynı restoran, aynı masa, aynı garson, aynı saat, aynı yemek, aynı yol, aynı saatte aynı uçak.
Aynı da aynı...
Aynının bünyeye verdiği güven farklı.
Bir duruma hakimiyet hissi, bir rutinin hazzı, ılık ılık esen bir aidiyet havası...
Yine Bodrum'dayım aynı yerde, aynı sandalyede, aynı yöne bakarken iki magazin muhabiriyle göz göze geldim.
Kameralarını (silahlarını da diyebiliriz) doğrultmuş koydaki tekneleri çekiyorlardı.
Yanıma geldiklerinde sordum; "Şakır şakır kimi çekiyorsunuz?
Ünlü biri yok ki!"
HER ŞEYİ ÇEK!
Meğer bizimkiler 'önüne geleni çek' formülünü bulmuşlar.
Geliyorlar koya, bütün tekneleri çekiyorlar, kim olduğunu bilmeden.
Sonra otele gittiklerinde, bilgisayardan fotoğrafları uzun uzun inceliyorlar ve bu formülle birçok bomba habere imza atıyorlar. Kimseyi atlamıyorlar.
Ne diyeyim, güzel kafa. Akıllı çocuklar maşallah.