Bizdeki öyle bir durum işte, hep aynı hikâye... Kar yağdı mı İstanbul'da hayat duruyor. Her şey iptal! Sıkıysa iptal etme, çocukluğumdan beri bu böyle... (Haydi Sertab Erener girsin; kar seni bulabilir de uzakta durabilir de, samimi oluyor derken mesafe koyabilir de...) İki gram kar düşer okullar tatil olurdu, tabii çocuk dünyasına bomba bir haberdi bu. Ya şimdi? 30 yaşıma geldim hâlâ değişen bir şey yok! Sanırsınız dışarıda 40 metre kar var.
2010'DA NEDEN BU PANİK?
Uyarılar, 'Sakın dışarı çıkmayın'lar, eve kapanmalar bitmiyor. Evlerine marketten erzak depolayan arkadaşlarım bile var. Yuh! Üç kuruşluk kar, afet etkisi yarattı mı, yarattı valla. Bizde böyle. Düşünüp duruyorum; sorun İstanbul belediyelerinde mi? Yoksa hani herkes evinin önünü temizlese kıvamında bir girişim durumu kurtarır mıydı? Sorun nerede? Valla onu bilemiyorum ama 2010 yılında yaşadığımız bu panikten, bu eve kapanma halinden, bu işleri askıya alma vaziyetinden, ara sokaklarda hapsolma durumundan çok sıkılıyorum. Sanki dünyada kar sadece İstanbul'a yağıyormuş gibi değil mi? Neyse... Madem bünye kar yağdı mı başka programa geçmeye alışık, bakalım kar yağarken neler yapılabilir. Huzurlarınızda karlı günlere özel yapılacaklar listem ve bu hafta sonu yaptıklarım.
1. Önce çocukluğa dönülür ve "Aaa kar yağıyooo" çığlıkları atılır sonra kazık kadar adam olduğun fark edilir, evde seninle oynayacak ablan da yoktur, birkaç dakikalık nostaljinin ardından gerçekle yüzleşilir; hadi hayata geri dönsek artık.
KARLAAAR DÜŞEEEER
2. Evde kaldıysan, haftalardır 'sonra yaparım' diye ertelediğin işlere el atılır. Misal; kütüphaneyi yerleştirmek, birikmiş ıvır zıvırları ayıklayıp atmak, gardırop düzenlemek, CDleri istiflemek, bilgisayarda birikmiş arkadaş fotoğraflarını sahiplerine e-maillemek gibi gibi.
3. Bol bol kitap okunur. Hatta tek bir kitaba bağlı kalınmaz, beşi aynı anda okunur.
4. Bol bol DVD izlenir, zaten yaptığım küçük arkadaş çevresi anketine göre geçen hafta sonu en fazla yapılan aktivite budur.
5. Yürüme mesafesinde arkadaşların varsa komşu ziyaretine gidilir. Hep beraber evde yemek yapıp, muhabbet edilir. Ekip eğlenceliyse Tabu gibi kutu oyunları oynanır.
6. Gecenin ikisinde 'Karlaaarrr düşeeeer düşer düşer ağlarım' çığırarak sokaktan geçen kız grubuna camdan el sallanır. (Şu Nişantaşı kızları da bi alem canım)
7. 'Let it Snow' ve 'Karlar Düşer'den başka kar şarkısı bilmediğimiz için can sıkılır ve kar şarkısı yazmaya başlanır. Büyük duygu seline kapılmadığım için moralim bozulur ama yine de direnilir; "yazacağım, yazacağım".
8. Kızlarla evden eve telefonla konuşulur, uzun uzun konuşulur, lisedeymiş gibi dedikodu yapılır.
9. Twitter'ın tadı çıkarılır.
10. Uyunur... nedendir bilinmez ama dışarıda kar-yağmur yağarken bir başka güzel uyunur.
11. Eve gelen arkadaşlarla çıkıp kartopu oynanır, kulaklar ve yanaklar kızarır.
TADIKAÇTIKAÇIYOR.COM
12. Aramayı unuttuğun büyükler, arkadaşlar tek tek aranır, nasılsa herkes evdedir.
13. Yürüme mesafesindeyse sinemaya gidilir. Bkz: Az sonra 'Ejder Kapanı'na gitmek.
14. Kar yağışının yemeksepetini bile vurması kınanır. Yemeksepetinde hizmet veren restoranlar karla beraber neden yarıya düşmüştür anlam verilemez.
15. Salondaki perdeler dibine kadar açılıp eve kar manzarası katılır. Sütlü kahve hazırlanıp camım önüne oturulur, bir de plak konur. Düşünülür, düşünülmez, boş bakılır, dolu bakılır, anılar film şeridi gibi gözden geçirilir, kafada klipler çekilir. Saçmalanır.
16. İşinle ve arkadaşlarınla kavuşman engellendiği için belediyeye küfredilir. Eee durumun tadıkaçtıkaçıyor. com yani.