Erkekler ağlamaz sözü çoktan tarih oldu. Hatta utanmadan, sakınmadan, gizlenmeden ağlayan erkekler, kadınlara daha çekici gelmeye başladı. Çünkü çetin hayat koşulları yürekleri nasırlaştırdı ve özellikle kadınlar romantizmin kırıntısına bile muhtaç hale geldi. Bu nedenle "duygularını gizlemeyen erkekler" kıymete bindi. Tabii ota çöpe ağlayan, gözyaşı damlalarını "olta" niyetine kullanan samimiyetsiz sulu gözlüleri kastetmiyorum. Dizi yapımcıları da "ağlayan erkeğin" özellikle kadın izleyicilerin gözünde değerlendiğini fark etmiş olacaklar ki, en maço dizi karakterlerini bile ağlatıp, duruyorlar. Son dönemde sürekli birbirleriyle kıyaslanan "Aşk-ı Memnu"nun Behlül'ü ile "Ezel"in Ezel'ine de son bölümlerde mendil dayanmıyor. Daha önce de pek çok kez ağlarken gördüğümüz Ezel (Kenan İmirzalıoğlu), son olarak hastanede babasının yatağı başında yine gözyaşlarına boğuldu. Behlül (Kıvanç Tatlıtuğ) ise yasak aşk girdabına kapıldığı günden itibaren neredeyse her bölüm gözyaşı döküyor. Hatta son bölümlerde sinirleri o kadar bozuldu ki, Adnan Bey'i her gördüğünde gözleri buğulanıyor. (Adnan Bey'in görünmez boynuzları bizimkinin gözüne batıyor olmasın?) Peki hangisi daha güzel ağlıyor? Ağlamak hangisine daha çok yakışıyor? Daha önce olduğu gibi bu soruyu da aynı katta mesai yaptığımız Günaydın ve Sabah Magazin Servisi'nin hanımlarına sordum. Behlül, yüzde 60'lık üstünlükle "ekranda gözyaşının en yakıştığı erkek" olarak belirlendi. Yani sezonun "kristal gözyaşı" ödülü, Kıvanç Tatlıtuğ'un oldu!..