UNESCO İzleme Heyeti, İstanbul'un tarihi dokusuna zarar veren projelerle ilgili sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini almak üzere ülkemize geldi. Yapılan görüşmelerde Haliç Metro Geçiş Köprüsü'yle ilgili çıkan sonuç; köprünün tarihi yarımada ve Haliç silüetini perdeleyeceği yönünde.
Türkiye'den de çoğu uzman, köprünün silüete zarar vereceğini söylüyordu zaten. Özetle UNESCO da bu köprüden rahatsız. Rahatsız olmayan sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi...
UNESCO'yu ikna etmeye çalışan belediye; silüete zarar vermemek için köprüyü ışık sistemiyle görünmez yapacaklarını iddia etmiş.
Sis makinesi de kullanacaklar mı acaba? Yoksa ünlü illüzyonist David Copperfield'ı getirtip koca köprüyü şapkanın içine mi sokacaklar?
GEÇMİŞİYLE ÖVÜNENLER...
Taraf gazetesinden Serkan Ayazoğlu'na konuşan mimar Barış Altan "Deniz seviyesinden bu kadar yüksek bir köprünün görsel etkisinin renk ve aydınlatma çözümleri ile azaltılamayacağını bilmek için mimar olmaya gerek yok! Böyle bir çabaya girilmesi aslında köprünün görsel etkisinin çok olumsuz olduğunun da kabul edilmesi anlamına geliyor" demiş. Diğer uzmanlar da hemen hemen aynı görüşte.
Zaten Zeytinburnu'nda tarihi İstanbul surlarının yakınında yapılan üç gökdelen, kentin Sultanahmet Camii ile özdeşleşmiş tarihi silüetini bozmuştu. Bir de Haliç tarafından silüeti bozmanın âlemi ne?
En üzücü olan da ne biliyor musunuz...
Yabancılar ve tarih dostları, mimarlar, UNESCO heyeti vs... Ülkemize gelip tarihimize sahip çıkmaya çalışıyorlar! Öte yandan her fırsatta Osmanlı'nın torunları olmakla, geçmişiyle gurur duyanlar, Tarihi Yarımada'nın silüetini bozacağını bile bile, bu köprüyü bitirmek istiyor.
Tamam, trafik sorunu da önemli ama bu köprüyü silüete zarar vermeden farklı projelerle yapmak mümkün. Nasıl bir inattır bu, anlamış değilim.