Ne olacak benim bu halim bilmiyorum... Ekranda hangi diziyi
"severek" izlemeye başlasam, yayından kaldırılıyor... Hani
"maşallah" dediğim bebek, üç gün yaşamıyor...
"Elveda Rumeli"de işlerin iyi gitmediğini duyuyordum. Ama ne yalan söyleyeyim, dizinin böyle apar topar yayından kaldırılacağı aklımın ucundan geçmiyordu. Ayrılan oyuncular diziye kan kaybettirmişti. Zaman sıçraması nedeniyle bu sezon kimin kim olduğunu algılamak güçleşmişti. Hatta
atv yönetimi ve yapımcısı bu algı sorununu teşhis etmiş ve bizim gazeteye tam sayfa
"dizi şeması" ilanı bile vermişlerdi. Şemada hangi yeni oyuncunun, hangi eski karakterin kızı, kardeşi ya da torunu olduğu anlatılıyordu. Demek ki bir diziyi
"alt yazı ile anlatılır hale" getirmemek gerekiyordu. Yine de
"Elveda Rumeli" Reyting Hazretleri tarafından ekranlardan kovalanmayı hak etmemişti. Hikayesi
"bizden"di. Oyunculukları
"samimi" idi. 1890'ların
Balkanlar'ını anlatır gibi yapıp, aslında bugünün
Türkiye'sinde tarihin yeniden tekerrür etmemesi için ekrana adeta bir
"laboratuvar" kurmuştu. Zira etnik milliyetçilik üzerinden siyaset, bugün de memleketin topraklarını bölmeye çalışanların amacına hizmet eder görünüyordu. Yani
"Elveda Rumeli" bu yönüyle bir belgesel, bir rehber, bir
"misyon dizisi" olma özelliği taşıyordu. Ama bütün bu ağır sorumluluğu yerine getirirken, asla sıkıcı, didaktik, zorlayıcı olmuyor, derdini
"keyif vererek" anlatmayı başarıyordu. Ama hikaye yarım kaldı. Benim seyir keyfim de... Ekrana şöyle bir bakıyorum: Hangi diziler tutmuş? İçinden şiddetin, nefretin, intikamın, kıskançlığın, komplonun, entrikanın, aldatmanın, gözyaşının eksik olmadığı yapımlar... Kimler ekranda tutunamamış? Aşkı en saf ve nahif haliyle anlatan, insani erdemleri her türlü zaafın önüne koyan, iç açıcı, esprili, gözyaşı sağmadan duygu çoğaltanlar... Gazetelerin üçüncü sayfalarına bakıp,
"Nasıl bu hale geldik?" diyenlere yanıt, reyting raporlarında... İyi okuyun...