Pazartesi sabahı masamda üç davetiye buldum. Üçü de birbirinden orijinaldi. Down Sendromlular Derneği, 21 Mart'taki Dünya Down Sendromu Günü'nü hatırlatmak için harika bir çalışma yapmış. Üzerinde dünya tatlısı bir Down Sendromlu kız çocuğunun gülen yüzünün bulunduğu kartın yanına bir de gözlük iliştirmişler. Gözlüğün üzerinde şöyle bir not da var: "Dünya bir Down Sendromlu'nun gözünden sizce ne kadar farklı? Gözlüğü takın ve görün..."
Heyecanla gözlüğü takıyorsunuz. Ama o da ne? Hiçbir fark yok... Çünkü gözlüğün camı numarasız, sıradan bir cam... Mesajı gülümseyerek kavrıyorsunuz: 'Normal' dediğimiz insanlar ile Down Sendromlular'ın dünyaya bakışı arasında hiçbir fark yok. İşte o zaman kartın altında yer alan slogan daha bir anlam kazanıyor: "Gerçek dostlar kromozom saymaz..."
Kim düşündüyse, aklına sağlık...
Diğer ikisi film galası davetiyesi... Malum, bu sezon neredeyse haftada üç galaya yetişmek için koşturup durduk. Yeşilçam en bereketli sezonlarından birini yaşadı. Durum böyle olunca, rekabette öne geçmenin, diğerleri arasından sıyrılmanın yolu da davetiyeden başlıyor. Güvercin Uçuverdi filminin gala davetiyesi uçak bileti şeklinde dizayn edilmiş. İsim bölümünde 'Yüksel Güvercin' adını görünce kahkahayı patlattım. Biletin üzerinde de 'Ben seni uçurucam' yazıyordu. Galaya gidemedim ama hafta sonu filmi izleyeceğim. Haydi bakalım, kazasız belasız inşallah...
Diğer davetiye, merakla beklediğim Figüran filmiyle ilgiliydi. Davetiyenin yanında eni konu bir dergi. Adı Filmstudio... Tamamen Figüran filmini ve ekibini tanıtmak için hazırlanmış özel bir sayı. Zamanında çok dergi çıkardığım için bu işin maliyetini, zahmetini bilirim. Benim nezdimde Figüran daha perdeye çıkmadan 'başrolü' kaptı.
Geçen hafta yazamadım. Çanakkale Deniz Zaferi'ni anlatan Son Mektup filminin başrol oyuncusu o kırmızı uçağın bir maketi de geldi. Elime alıp odamda "Vınnn... Vınnn..." diye koşturup durdum. Umarım bir gören olmamıştır...