Önce 'Köpekler sahiplerine benzermiş' sözünü düşündüm. Öyle derler ya; doğru mudur? Kesinlikle.
Bir bakıyorum Mini'ye, bir de kendime; pes! Bu kadar benzerlik olmaz ki. Saçımızdan mızmızlığımıza, aniden gelen enerji patlamalarımıza kadar...
Mustafa Oğuz ve Gül Oğuz... Annem ile babamın eski, benim ise yeni arkadaşlarım.
Cumartesi akşamı 26'ncı evlilik yıldönümlerini kutladılar Bodrum Gümüşlük'te...
Ben de kendi kendimi kutladım; onlarla beraber olduğum için, onların kalbine sızdığım için, böyle güzel bir evliliği örnek alabildiğim için.
GÜZEL BİR ŞEY EVLİLİK
Sonra
"Kim ne derse desin evlilik güzel şey" diye düşündüm ben bu cumartesi-pazar. Aslında güzel olan; iki kişinin birbirini anlaması, birbirini tepeden tırnağa tanıması, birbirinin bir numarası olması, birbirinin vazgeçilmezi olması.
Sanki o zaman güzel bir şey evlilik. Hem de çok güzel.
Darısı herkesin başına.
Nasıl bakarsan öyle görüyorsun, hangi gözlüğü takarsan o renkleri algılıyorsun. Aklından geçen hayatından geçiyor. Kalbinden geçen yüzüne, gözüne vuruyor.
O zaman insan bütün olayın, yani mutluluğun kendisinde olduğunu niçin göremiyor?
Ah o gözlükler ve sözlükler.
Pek tatlı bir kız arkadaşım var.
Heyecanlı, komik, akıllı, güzel...
Ama iş aşka gelince o süper aklı kaçak yapıyor.
Israrlı; ille de onu üzecek adamı istiyor, onun yolunu gözlüyor.
Biz ne söylesek fayda etmiyor.
Bizi dinlermiş gibi yapıyor, kafa sallıyor, yarım saat sonra elinde yine telefon soruyor; "Neredesin?"
Korkarım bazılarımız aşkı değil; süründürülmeyi, yerden yere vurulmayı, imkansızı seviyor.
İmkansızı sevmek demişken...
Bütün kadınlara sesleniyorum:
Eyyy erkeği değiştirebileceğini zanneden hemcinsim; hiç boşuna uğraşma, adam başta neyse, sonda da o!
Kimse kimseyi değiştiremez.
Değişmiş gibi yapsalar da er geç boyaları akar. Lütfen siz siz olun erkeği eğitip adam edeceğinizi sanmayın.
Bu girişimlerin yüzde 99'u boynuzlanmakla, terk edilmekle ya da şiddetle sonuçlanmıştır.
Bırakın ya! Size ne! Çocuğunuz mu, vatan borcunuz mu? Saçmalamayın.
Adam eğitmekle zaman kaybedeceğinize yaşadığınız günlerin tadını çıkartın. Değmeeeeez.
Plajlarda kadınların tek konusu; kilo. Artık bir ara bizim kızların 'kilo', 'diyet', 'eritilmesi gereken göbek', 'az yedin, çok yedin' muhabbetinden "İmdaaat" diye bağıracaktım.
Kızlar n'olur bu işkenceye bir son verin. Hayat kilolarla şişirilmeyecek kadar küçük. Azıcık o azıcık.