Ziynet Sali, arkadaşım İzzet Çapa'ya verdiği röportajda "Kararlıyım, evleneceğim.
Hayatı paylaşmaktan ziyade çocuk yapacak adam arıyorum" demiş.
Ah biz kadınlar! 'Evlenilecek- eğlenilecek kadın' ayrımına deliririz mesela. 'Aşk istiyoruz, aşk' çığlıkları atmaktan vazgeçmeyiz mesela.
Hep plan, hep proje, hep program... Hep başkaları için yaşamaktan, görüntüde 'mükemmel' olmaya çabalamaktan da geri durmayız mesela.
ÇOK MU DEMODEYİM?
Bu da şehirli ve gönlüne göre sevgili bulamayan kadınlar arasında son moda; 'Çocuk yapacak adam arıyorum.' Adam görevini tamamlasın, sonra ne halt ederse etsin hesabı. Ee git al sperm bankasından, başın ağrımasın.
Sonra kafamızı sağa sola sallayıp 'Aaa! Babasız çocuk yapılır mı ayol' kınamasını yapmaktan da geri kalmıyoruz.
Ee bu ne? Ne farkı var senin mantığından? 'Çocuk yapacak adam arıyorum, hayat arkadaşı falan hikaye' diyorsunuz yani.
Kimse sormuyor o çocuklara ne oluyor diye. Kimse endişelenmiyor çocuğunun hayatına bile isteye katacağı eksiklikler bavulunun ağırlığından.
Aileye ne oldu? 'Beraber yürüdük biz bu yollarda'ya ne oldu?
Ben hâlâ göz göre göre anne ve çocukla; iki kişilik aile topuna çıkmaya karşıyım.
Acaba çok mu demodeyim, geri kafalıyım?
Sen elindeki imkanları kullan da, sen ilişkini, aile olmayı, paylaşmayı, sabretmeyi, affetmeyi dene de, her şeyi göze al da, elinden geleni ardına koyma da; sonra olmazsa 'Olmadı be usta, ne yapalım yürütemedik' deyip devam edersin tek başına.