Vay ki ne vay! Hepimiz büyülenmiş bir halde sahneye bakıyoruz. Nefeslerimiz tutulmuş, hipnotize olmuşuz.
Zorlu'nun Dram Sahnesi'nde bir Kerem Alışık var ki, ilk çıktığında kimse onu tanımıyor. Muhteşem plastik makyaj bir yana; vücut diliyle, sesiyle, ruhuyla bambaşka biri... Bir yaratık... Filmlerde, çizgi romanlarda rastlayınca kanımızı donduran ünlü Frankenstein'daki yaratığın muazzam bir yorumu...
Öyle, kaküllü siyah saçları yok, kel.. Ama yüzünde o bildik dikiş izleri duruyor. Her yerine çaputlar sarılmış yarı çıplak vücudu, dünyaya uyum sağlamaya çalışan bu ucubenin çektiği acının tuali olmuş adeta... Kerem oynadıkça, bizi o yaratığın dünyasına alıyor. Sahnede oluşan bu büyük girdabın içine çekilip oyunun sonu nasıl geliyor anlamıyorsunuz...
Acıyı acı kovar, donanı buzla yuğarlar ya; Kerem de, Çolpan İlhan-Sadri Alışık Tiyatrosu'nun 20'nci yılında, yitip giden anne ve babasının ardından sırtına binen yükü, daha ağırını kaldırarak unutmaya çalışmış sanki. Yaratmanın ve yaratılanı koruyup kollamanın nasıl sadece Allah'a özgü bir meziyet olabileceğini vurgulayan Frankenstein oyunu, sahneye her çıktığında babası Sadri Alışık'a ve annesi Çolpan İlhan'a selam duran Kerem'in gerçekten de 'başyapıt'ı olmuş. Dahası, anne ve babasının başucuna adeta 'oyunculuktan' bir mezar taşı dikmiş...
Ama sadece Kerem'den söz edersem, Broadway gösterileriyle rekabet edebilecek bu muhteşem oyunun diğer emektarlarına haksızlık ederim.
Cansel Elçin; Fransız kökenli tiyatro oyunculuğu sayesinde, Dr. Frenkestein'ı adeta elleriyle kilden yoğurup karaktere yeni bir hayat vermiş.
Deniz Uğur, ilk oyun heyecanıyla azıcık bocaladığı ilk dakikalar dışında mükemmeldi.
Yılların tecrübesi Yılmaz Gruda'yı ise insan seyretmeye doyamıyor...
Muhteşem dekor, ışık ve kostümünün yanı sıra Şakir Gürzumar'ın rejisi de şapka çıkartılacak cinsten..
Oyun, 19 Aralık Cumartesi 20.30'da yeniden Zorlu Center Drama Sahnesi'nde. 'Yılın performansı'na şahit olmak için elinizi çabuk tutun derim. Zira karşınıza hiç de 'Alışık' olmadığınız bir mükemmeliyet çıkacak...