35'i iki geçtim, 40'a üç kaldım ben bu yıl... Bazen anlamadım, güç kaldım. Sonunda kendimle baş başa kaldım. Kelimelerle asıldım ben bu yıl, kelimelerde takıldım.
Tek bir cümleyi sardım sardım başa aldım.
Annemi anladım ben bu yıl. Bazı ipleri sıkı sıkıya tuttum, saldım bazılarını...
Yalan değil; mutlu da oldum...
Mutluluğumu başkalarına bağlamanın bedelini ödedim çatır çatır. Sonra aynaya baktım; o aşk da, o mutluluk da benden sebepmiş, uyandım... Sarıldım kendime.
Hayaller kurdum yine, buz gibi denizlere balıklama daldım.
Korktum, ağladım, endişenin babaannesini deneyimledim.
Kavga ettim, küstüm, barıştım, kızdım, yenildim, eşitlendim, empatilerde demlendim.
Alıp başımı gittim oraya, buraya, döndüm yine aynı noktaya.
Sorular sordum ben bu yıl ama en çok kendime. Okudum, anlamadım. Okudum, aldırmadım.
Okudum beynime kazıdım.
Boşverdim, gülümsedim, kızdım ama sevdim daha çok sevdim;
Galata'dan aldığım seramik bardak altlıklarını bile.
Dikkatle bakınca güzelleşiyormuş her şey niyeyse. Çiçekleri kokladım, yapraklara dokundum, kumları avuçladım, ağaçlara sarıldım.
Harika yeni arkadaşlar edindim, bilmediğim sokaklara çıktım. Çok merak ettim bir yerleri, hiç merak etmedim birilerini.
Sadeleştim ben bu yıl, 'Kaynağı bende' dedim.
Yan gelip yattım, bulutlarda oturdum kaldım. İyi dinledim, bol bol sustum. Bodrum'a dönüş yaptım sonra, gerçeğe... Gerçek.
Bodrum'dan daha güzelmiş; gerçeği alkışladım.
Sahiciliği aradım, Bağdat'ı gözü kapalı buldum.
Nefesle tanıştım, nefesimle.
Herkes bir yanından kırıkmış, korkarmış, yalnızmış, sevilmeye muhtaçmış; memnun oldum yeni tanıştım. Onlar ayrışmaya çalıştı, ben bütünden yana durdum. Bugün son günü 2016'nın... Tamam, hatırlamak istemeyeceğimiz çok şey oldu ama inanmayı seçmeyi seçtim ben bu yıl. Kendime, kalbime, hayallerime...