Bugün gösterime giren 'Taş Mektep' filminin Kayseri'de düzenlenen galasında gözyaşları sel olup akmış...
Ben de izlerken epeyce ağladım.
Artık bir filmde ağlamanın dozajını, 'Babam ve Oğlum'la karşılaştırmak gelenek oldu. Ama 'Taş Mektep' bu alanda yeni bir rekor kırabilir!
Tabii bir filmi; ağlatma gücünü dikkate alarak başarılı ya da başarısız bulamayız.
AH O FİNAL SAHNESİ...
Altan Dönmez'in yönettiği 'Taş Mektep'te dramada doz aşımı var ama o final sahnesi yok mu; filmin eksik yönlerini bir anda unutuyorsunuz!
Bizim gazeteden Öner Öngün, "Keşke o final sahnesi daha önce olsa; ağlamaktan dağılıyorsun, salondan çıkarken de kendini toparlayamıyorsun" diyor; haklı.
Salon çıkışlarında mendil satılmalı.
1921 yılında Kayseri Taş Mektep Lisesi, mezun veremedi. Son sınıfta okuyan 63 öğrencisi, Sakarya Meydan Muharebesi'nde vatanları için son nefeslerini verdi. İşte film bu etkileyici öyküyü anlatıyor. Filmin finalinde o çocukların isimleri tek tek okunurken, filmin sloganı daha da anlam kazanıyor: 'Bu vatan kolay kurtulmadı!'
Şu Kurtuluş Savaşı'nda yaşanan mucizelerin öyküleri Hollywood'un elinde olsa, ne Oscar'lık filmler çekerlerdi.
'Taş Mektep'in sinemasal açıdan zaafları var; oyuncu yönetimi daha iyi olabilirdi, atılan nutukların dozajı ayarlanabilirdi vs. ama filmin anlattığı öykü müthiş etkileyici. O 63 çocuğun ne için ve hangi şartlarda şehit olduklarını izlerken boğazınız düğümleniyor.
Bu filmi özellikle gençler izlemeli; çıkaracakları çok ders var çünkü.
'Taş Mektep' yine çocukların öyküsünün anlatıldığı '120' filminin yarattığı etkiyi yaratabilir, gişede beklenenden daha büyük bir başarı elde edebilir. '120'nin sonunda hüsran vardı, 'Taş Mektep'te yaşananlara üzülüyorsunuz ama sonunda büyük bir zafer var.