Yoksa sizin de mi hayattaki deneyimleriniz için yaş takıntınız var? 'Bu yaştan sonra olmaz', 'Benden geçti', 'Yok artık daha neler! Kaç yaşına geldim' tadında cümleler mi kuruyorsunuz? Hele ki konu aşksa, elinizi korkak mı alıştırıyorsunuz? Yapmayın canım, yapmayın...
Arzulanmak, bağ kurmak, keşfetmek, dibine kadar yaşamak ve aşık olmak, her yaşın hakkı. Henüz 40'a üç varım ama okuduğum bir makale ilgimi çekti. Yıllar çabuk geçiyor değil mi, şimdiden 40'a hazırlanmak lazım.
Efendim, makaleyi yazan kişi İlişki Uzmanı Suzannah Gallard. Kendisi üşenmemiş, 40 yaş ve üstü onlarca kadınla konuşmuş, sormuş, araştırmış: Acaba 40'tan sonra flört etmek nasıl bi' şeymiş?
Duruma direnmeyen, yaşını takmayan kadınlara göre şahane bi' şey. İşte sebepleri:
40 yaşından sonra bünyeye yayılan özgürlük hissiyle, 'Aradı-aramadı', 'Ne olacak şimdi?', 'Biz neyiz?' gibi 20'lerin, 30'ların kadın soruları çöpe gidiyormuş.
Aile kurma çabası devreden çıktığı için rahatlık geliyormuş.
Çocuk yapma mecburiyeti rafa kalktığından 'Bu adamdan baba olur/yok olmaz' sorunsalı mevcudiyetini yitiriyor, endişeler, testler ve karşındakini kafandaki ideal şemaya göre analiz etmeler bitiyormuş. (Ne rahatlık ama...)
Tecrübeyle sabit özgüven, 40 yaşından sonra kadınlardan gürül gürül fışkırıyormuş. Bu da; ne istediğini ve istemediğini net bir şekilde bilmek, ifade etmek demekmiş. Yani boşa vakit kaybı, gereksiz adam etme çabaları yok. (Zaten biliyoruz ki, erkek kısmı ilk gün neyse o, değil mi?)
Kızlar müjdemi isterim; kadınların karşısındaki erkeği memnun etme, ona göre yaşama, ona uyumlanma salaklığı 40'tan sonra devreden çıkıyormuş.
Tüm bunlar da eşittir; daha eğlenceli, mutlu, tadını çıkara çıkara, kendini seve seve yaşanan flörtler...
Ee daha ne olsun...