İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürü Mürsel Sarı, Sandal Bedesteni'nin restorasyon sürecine ilişkin bilgi verdi.
Sandal Bedesteni'nin, Fatih Sultan Mehmet döneminde 1461'de inşa edildiğini, Kapalıçarşı'da yapılan ilk bedesten olma özelliği taşıdığını belirten Sarı, bedestenlerin kumaşların ve pahalı eşyaların satıldığı mekanlar olduğunu anlattı.
Bedestenin ismini, içinde satılan "sandal" adı verilen kumaştan aldığını vurgulayan Sarı, şu bilgileri verdi:
"İstanbul'da 3 bedesten vardır. Birisi Galata Bedesteni, diğerleri de Kapalıçarşı'da bulunan Büyük ve Küçük bedestenler. Burası Büyük Bedesten olarak bilinen yerdir. Burası 12 fil ayağı üzerine 20 kubbe oluşturulan, dört tarafı duvarla çevrili, 3'ü çarşı içine, biri de dışarıya açılan 4 kapısı bulunan bir bedestendir. Bedestenler, Osmanlı'da 13. yüzyıldan itibaren ticaretin yapılmasını kolaylaştırıcı mekanlar olarak işlev görmüştür, halen de İstanbul'da, Edirne'de, Bursa'da, Kayseri'de birçok yerde halen bu ticari fonksiyonlarını devam ettirmektedirler. Bedestenler eskiden borsa, banka binaları gibi işlev görmekteydi. Bir bölükbaşının nezaretinde dua edilerek açılmakta, yine dua edilerek kapatılmaktaydı. Buranın 12 kişiden oluşan muhafızı vardı. Buralar güvenilir yerlerdi. Bedestenlerin mahzenlerine de vatandaşlar mühürlü sandıklar içerisine değerli eşyalarını yediemin olarak bırakıyorlardı."
2 bin kişiye sıcak yemek
Mürsel Sarı, restorasyona ilişkin "Bunlara doğru müdahale etmezsek yaşatamayız. Restorasyonla eklentiler, bölmeler kaldırıldı. Eser çimento katkılı sıvalardan arındırıldı. Horasan sıva yapıldı. Mikroenjeksiyon kumlama yöntemiyle gerek fil ayakları gerekse duvarlar, kubbeler, kemerler temizlendi. Giriş kapıları temizlendi. Kapılar üzerindeki bezemeler yeniden ihya edildi" bilgilerini verdi.
Öğrencilere burs verdiklerini, fakirlere, muhtaçlara kuru gıda yardımı yaptıklarını, Eyüp'teki imarethanede her gün 2 bin kişiye sıcak yemek dağıttıklarını ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin birçok yerindeki restorasyon faaliyetlerinde kullandıklarını belirten Sarı, "Bunlar bize atamızdan miras değil, gelecek nesillere aktırılması gereken emanettir titizliği ile çalışmalarını yürütüyoruz" dedi.