Türkiye'nin Kovid-19 ile mücadelesinde ailelerinden uzakta özverili bir çalışma yürüten sağlık çalışanları, hastaların sağlıklarına kavuşmaları için gece gündüz ter döküyor.
Türkiye'de salgının görüldüğünden bu yana hastaların sağlığına kavuşmasından başka hiçbir şey düşünmeyen hemşireler, sevdiklerinden ayrı kalsa da hem yoğun bakım ünitelerinde hem de pandemi servislerinde fedakarca görev yapıyor.
Hemşireler, tedbirlere uyulması konusunda çağrıda bulunuyor.
- "Yoğun bakımdakilere görseler maskesiz bir adım bile atmazlar"
Antalya Atatürk Devlet Hastanesinde Kovid-19 vakalarının bulunduğu yoğun bakım ünitesinde çalışan 40 yaşındaki Zehra Çakmak, ameliyat hemşiresi olduğunu, pandemi servisindeki meslektaşlarının Kovid-19'a yakalanması nedeniyle yoğun bakım ünitesine geçtiğini söyledi.
Hastaları iyileştirmek için herkesin elinden gelenin fazlasını yaptığını vurgulayan Çakmak, tulum, önlük, maske, siperlik ve gözlük takıp görevlerini yapmaya çalıştıklarını dile getirdi.
Çakmak, bütün zorluklara rağmen hastalara yardımcı olmanın kendilerini mutlu ettiğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
"Bütün hastaları annem, babam gibi görüyorum. Bazen 'Belki yarın bu yatakta ben olabilirim.' diye düşünüyorum. Bu duygularla hastalara yardım ediyorum. Bu kadar çabanın içinde insanların tedbirlere uymadığını görünce çok üzülüyoruz. Maskesiz gezenler için bazen, 'Keşke yoğun bakımdakilerin fotoğrafını çekip onlara gösterebilsem.' diye düşünüyorum. Eminim o fotoğrafları görseler, maskesiz bir adım bile atmazlardı. Biri 3 yaşında 2 çocuğum var. Evden çıkarken 'Tekrar ailemi görebilecek miyim?' endişesiyle çıkıyorum. Her gün iş çıkışı eve 'Acaba hastalık getirdim mi?' tedirginliği ile geliyorum. Aylardır çocuklarımı öpemiyorum, rahatça sarılamıyorum. O yüzden herkesin kurallara uymasını istiyorum."
- "Hastanede bir gün geçirselerdi, bir an bile maskeyi çıkartmazlardı"
Aynı hastanenin pandemi servisinde çalışan Hatice Acar ise Kovid-19'u yenen hastaların sevinciyle mutlu olduklarını, vefat eden olduğunda da üzüldüklerini ifade etti.
Hastaların tedavisi sürerken bir yandan da psikolojik destek verdiklerini anlatan Acar, şunları kaydetti:
"Hastaların bir çoğu psikolojik olarak da bu durumdan etkileniyor. Biz onlara bugünlerin geçeceğini uzun uzun anlatıyoruz. Onlar bizimle konuşunca rahatlıyorlar. Ne kadar yorulsak da onların karşısında hep güçlü durmaya çalışıyoruz. Kadın bir hastamızın eşi de yoğun bakım servisinde tedavi görüyordu. Sonra vefat etti. Ne biz, ne de yakınları eşinin öldüğünü söyleyemedik. Eşini çok seviyordu. Bizi de çok üzdü. İnsanları maskesiz görünce hep hastalarımız aklımıza geliyor. Onca mücadele ediyoruz. Uyarılıyor, ama hala maskesiz gezenler var. İnanın hastanede bir gün geçirselerdi, bir an bile maskeyi çıkartmazlardı."