Darbe girişimi sırasında vatandaşların şehit edilmesine ve yaralanmasına sebep olan darbe sanıkları, tanıkların teşhis ve beyanlarına rağmen savunmalarını inkar stratejisi üzerine kurmayı sürdürüyor.
O EMRİ VERENLERDEN BİRİ
Darbe girişimi gecesi Etimesgut Zırhlı Birlikler Okul Eğitim ve Tümen Komutanlığı'nı işgal eden ve tankların sokağa çıkması emrini veren eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker de inkarı sürdüren isimler arasında bulunuyor.
FETÖ'nün sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinden olduğu iddia edilen Kırker, darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Plan Daire Başkanı olarak görev yapıyordu.
Mahkemedeki tanık ve müşteki ifadelerine göre Kırker, FETÖ'nün darbeye hazırlık aşamasındaki toplantılarda Zırhlı Birlikler Okul Eğitim ve Tümen Komutanı olarak belirlenmişti. Darbe girişiminin erken saate çekilmesi üzerine 15 Temmuz saat 22.00 sıralarında Zırhlı Birliklere gelen Kırker, askerlere elindeki sözde atama emrini göstererek, komutayı devraldığını söyledi.
GEREKİRSE HALKI EZSİNLER
Tümen personelinin darbeye direnmesini önlemek amacıyla personele büyük karargahlara terör saldırısı olduğunu, Genelkurmay Karargahında da 17 şehidin bulunduğunu aktaran Kırker, tüm personelin silah başı yapmasını ve araçlara da mühimmat yüklenmesini emretti.
Tümeni işgal eden Kırker'in emriyle iki tank Jandarma Genel Komutanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gitmek üzere kışladan çıktı. Vatandaşların kışla önünde toplanması ve nizamiye girişlerine araç park etmesi üzerine mühimmat yüklü onlarca tank içeride kaldı.
Akıncı Üssü ve Genelkurmay Karargahını işgal eden FETÖ'cü darbeciler ile gece boyunca telefon irtibatı kuran Kırker, tank personeline "Gerekirse halkı ezsinler, tank topu atsınlar, ihtiyaç olursa uçaksavar mermisi de kullanarak Genelkurmay Bölgesine devam etsinler." emrini verdi.
Kırker, mesaiye çağırdığı teğmenleri gruplara ayırdı ve her bir gruba darbeyle ilgili yapacakları görevleri anlattı. Teğmenler Kırker'in emriyle cephaneliğin kapılarını kırıp tanklara ve Zırhlı Personel Taşıyıcılara (ZPT) mühimmat yükledi.
Kırker'in emrine rağmen bazı askerler tankların çalışma donanımlarını, vites kollarını ve kablo bağlantıları ile sigortalarını bozarak, askeri araçların hareket etmelerini engelledi.
Vatandaşların kışlanın nizamiyelerini kapatması üzerine kaçamayan Kırker ve beraberindeki darbeciler, güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı.
Kırker, ilk savunmasında, tanımadığı birinin askeri hattan kendisini aradığı, terör tehdidi nedeniyle Zırhlı Birlikler Okul Eğitim ve Tümen Komutanlığına gitmesi yönünde emir aldığını iddia etti.
Türk Silahlı Kuvvetlerince emir komuta zinciri içinde yönetime el konulduğunu düşündüğünü ileri süren Kırker, o çerçevede hareket ettiğini anlattı.
"Tanklar ateş ederek çıksın, gerekirse halkı ezsin" emrini veren isimler böyle yakalanmıştı
"YALAN SÖYLÜYOR"
Mahkemede tüm darbeciler gibi savcılık ifadesini inkar eden Kırker, tankların hazırlanması yönünde emir vermediğini öne sürerek, "Sıkıyönetim ve darbe içerikli bir emir almadım. Bu nedenle kimseye de bu yönde bir emir vermedim. Birlikten 2 tankın çıkışıyla ilgili bir emrim ve bilgim de yoktur. Cephanelik kapısının kırılması olayından da haberim yoktur." beyanında bulundu.
Duruşmada, Kırker'in "Kandırıldım." ifadesini kullanması üzerine söz alan sanık Erdal Yetim, "Yalan söylüyor. Tanklara mühimmat yüklenirken cephaneliğe gelişi kamera kayıtlarıyla sabittir." diye konuştu.
Eski yarbay Yetim, Kırker'in Genelkurmay'a terör saldırısı olduğunu anlatarak iki tankın hazırlanma emrini verdiğini belirtti.
Kırker mahkemede, 15 Temmuz gecesi Etimesgut Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümen Komutanı Tümgeneral Erdoğan Akyol'un derdest edilmesi emrini verdiği ve Akıncı Üssü'ne götürülmesini sağladığı yönündeki müşteki ifadelerini de inkar etti.
Tümgeneral Akyol, müşteki sıfatıyla katıldığı duruşmada tutuksuz sanık eski albay Sıddık Çoban'ın kendisini arayarak, harekat yıldırım mesaj emriyle görevden alındığını, Kırker'in atandığını söylediğini belirtti.
Görevden alındıktan sonra Kırker ile telefonda görüştüğünü ifade eden Akyol, "Kırker'e neden görevden alındığımı sordum. Bana, 'Komutanım devletimize karşı bir kalkışma başladı, acil müdahale etmemiz gerekiyor. Karargaha geldiğinizde konuşuruz' dedi. Ben de karargaha gittim." ifadesini kullandı.
Akyol, karargaha geçtikten sonra Kırker'in kendisinden birliği terk etmesini istediğini ardından derdest edilip Akıncı Üssü'ne götürüldüğünü dile getirdi.
"TANKLAR ATEŞ EDE EDE ÇIKSIN"
Sanık Kırker mahkemede, darbe ile bağının olmadığını, terör saldırısı olacağı duyumu üzerine Zırhlı Birliklere geldiğini iddia etti.
15 Temmuz öncesinde Zırhlı Birlikler Okulunda 1'inci Tank Eğitim Alay Komutanı olarak görev yapan sanık Cem Tuce ise Kırker'in yalan beyanda bulunduğunu gözler önüne serdi.
Tuce, savunmasında, Kırker'in tümen personelini bilgilendirmek için yaptığı toplantıya çağırdığını belirterek, "Kırker toplantıda genel durumdan bahsetti, kendisinin tümen komutanı olarak atandığını söyledi. 'Yurtta Sulh Konseyi' ifadesiyle başlayan bir konuşma yaptı. Ülkenin kötü gidişine son vermek üzere Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime el koyduğunu söyledi." ifadelerini kullandı.
O dönem vatani görevini Zırhlı Birliklerde yapan erlerin mahkemede verdiği ifadelerde, Kırker'in, nizamiye ve cephanelik bölgesine giderek bizzat oradaki askerlere, "Tanklar ateş ede ede çıkacak." diye emir verdiği aktarıldı.