TBMM Başkanı ve AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, HDP'nin İstanbul'da aday çıkarmamak şeklinde bir duruş sergilediğini, bunun ne anlama geldiğini seçmenin değerlendireceğini belirterek, "CHP tarafından seçilen bazı ilçe adaylarına baktığımız zaman HDP'nin nerede durduğu gayet aşikar." dedi.
Başkan Erdoğan ve Binali Yıldırım'ın dostluğu...
Yıldırım, A Haber canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Seçim çalışmalarına yönelik bilgi veren Yıldırım, 18 Şubat itibariyle partilerin resmen adaylarını göstereceğini, seçim kurulunun inceleyerek itirazları değerlendireceğini, 2 Mart günü kesin listelerin ilan edileceğini hatırlattı.
Dolayısıyla 18 Şubat tarihine kadar yapılan çalışmaların hazırlık mahiyetinde olduğunu ifade eden Yıldırım, "Bu seçim dönemi biraz daha uzun gibi gözüküyor. Sahada zaman zaman ziyaretler yapıyorum. Gördüğüm şey, vatandaş henüz seçim havasına girmiş gözükmüyor. Adayları tanımaya çalışıyor. Bizim için İstanbul önemli. İstanbul'un nüfusu 15 milyon 67 bin 724. Dolayısıyla İstanbul Türkiye'nin 5'te birine nüfus olarak sahip." ifadelerini kullandı.
Binali Yıldırım canlı yayında o projeyi açıkladı!
YILDIRIM: HER SEFERİNDE BU İŞLERİN ÜSTESİNDEN GELDİK
Binali Yıldırım, 31 Mart yerel seçimlerinin 15. seçimi olacağını dile getirerek, "17 yıl içinde 15 seçim geçirdik. 3 Kasım 2002'de başlıyor. Bunun içinde 6 genel seçim, 3 yerel seçim, referandumlar var. Dolayısıyla 14 seçim geride kaldı. Şimdi 15. seçimimize gireceğiz. 14 seçimin 14'ünde de milletimizin desteğini alarak yola devam dedik. Bu seçim benim için çok özel. " diye konuştu.
Binali Yıldırım: "İstanbul'un ulaşım sorununu ben çözerim. Çünkü Türkiye'nin sorununu çözdüm"
Bir soru üzerine Yıldırım, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Ekrem İmamoğlu ile Başbakanlığı döneminde Beylikdüzü ilçesiyle ilgili bir mesele vesilesiyle görüştüğünü, aday olduktan sonra da kendisini telefonla arayarak "hayırlı olsun" dediğini belirtti.
- "İSTANBUL İKİ YAKA BİR SEVDA.."
HDP'nin CHP-İYİ Parti adayına desteği ve İstanbul'da aday göstermemesine ilişkin soru üzerine Yıldırım, şunları söyledi:
"Başbakanlığım sırasında, parlamenter sistemi değiştirip başkanlık sistemine geçiş için bir süreç başlattık. Bu süreç 4 Ekim 2016'da başladı. Başkanlık sistemine yönelik bir ittifak oluşturduk Sayın Bahçeli ile. Meclis'e, Anayasa değişiklik teklifimizi verdik, Meclis görüşmelerini birlikte yaptık, daha sonra halk oylamasında 'Evet' kampanyasını birlikte yaptık. O kampanyanın karşısında da 'Hayır' kampanyası oluştu. O zaman İYİ Parti yoktu. Kim vardı? CHP ve HDP vardı. 'Evet' ile Anayasa değişikliği kabul edildi. Onun arkasından da 24 Haziran seçimleri gerçekleşti ve Sayın Cumhurbaşkanımız Başkanlık sisteminin ilk Başkanı seçildi. 27. dönem meclisi de yeni sistemin aynı gün belli oldu. Ben, Başbakanlık görevimi bıraktım, son Başbakan olarak tarihe geçtik. Sonra yeni sistemin ilk Meclis Başkanı olarak Meclisimiz ve milletvekillerimizin iradesiyle seçildim. Hala bu görevdeyim. 18 Şubat itibariyle de bu görevimi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığım sebebiyle bırakacağım."
Binali Yıldırım'ın neşeli anları
Yerel seçim sürecinde de iki ittifakın olduğunu belirten Yıldırım, "Bu da benim aklıma şunu getiriyor; İstanbul iki yaka bir sevda. Yani Cumhur İttifakı'nı bir yaka, Millet İttifakı'nı başka bir yaka sayarsanız, İstanbul'un fiziki pozisyonuna da uyuyor ama benim hiç arzu etmediğim bir şey, İstanbul seçimlerinin bu ittifakların mücadelesinin gölgesinde kalması. Ben isterim ki vatandaşlarımız, bizi dinlesinler. İstanbul ile ilgili hedeflerimizi, projelerimizi, vizyonumuzu anlatalım. Yoksa ittifakların genel siyasete yönelik mücadelelerinin gölgesinde İstanbul seçimi geçmesin." dedi.
Binali Yıldırım 15 Temmuz'da neler yaşadı? A Haber ekranlarında anlattı
- "KİMSE, KÜRTLERİN OYUNU KENDİ CEBİNDE SANMASIN"
HDP'nin İstanbul'da aday çıkarmamak şeklinde bir duruş sergilediğini, bunun ne anlama geldiğini seçmenin değerlendireceğini dile getiren Yıldırım, "CHP tarafından seçilen bazı ilçe adaylarına baktığımız zaman HDP'nin nerede durduğu gayet aşikar. 15 Temmuz darbe girişiminden beri HDP bizim yanımızda hiç yer almadı, hep CHP'nin yanında yer aldı. Bu sefer de durum aynı olacak. Bunun için kehanete lüzum yok. Kim hangi ittifakta olursa olsun, oy kullanan İstanbulluların desteğine talibim ve tamamının belediye başkanı olacağım. Kimse, Kürtlerin oyunu kendi cebinde sanmasın. Kimse, diğer toplum kesimlerinin oyunu cebinde sanmasın. İstanbullulardan beklediğim, İstanbul'un geleceği için karar verin, İstanbul partisi diye olaya bakın, İstanbul'un işlerini en iyi şekilde kim görecekse ona göre karar verin diye talep ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhur İttifakı'nda genel başkanlar düzeyinde ortak miting çalışması yapıldığını belirten Yıldırım, Beşiktaş, Maltepe, Silivri adaylarının MHP'den olduğunu, İstanbul ilçeleri düzeyinde beraber çalışacaklarını kaydetti.
TBMM Başkanı ve AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Avrasya Tüneli'nde geçiş ücretlerinin yıl sonuna kadar aynen devam edeceğini söyledi.
Yıldırım, A Haber canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde, İDO Genel Müdürlüğü görevinde bulunduğunu hatırlatan Yıldırım, Türkiye'yi 75-80 kilometre hız yapabilen feribotlarla tanıştırdıklarını, İDO'nun dünyanın kendi sınıfındaki en büyük şirketi haline geldiğini belirtti.
"Denizi daha çok kullanacağız, İstanbul'un trafik sorununu bitireceğiz." şeklindeki söyleme katılmadığını ve bunu gerçekçi bulmadığını dile getiren Yıldırım, "Yok böyle bir şey, kim derse desin. Niye? Çünkü Avrupa'dan Asya'ya, Asya'dan Avrupa'ya geçişlerin toplamı 1 milyon 600 bin. Yani hepsini denizle taşısanız toplam yolculuğun yüzde 10'u ediyor." ifadelerini kullandı.
İstanbul'da Marmaray, Avrasya Tüneli ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile karşıya geçiş alternatiflerinin arttığını, deniz yoluyla günde yaklaşık 500, 550 bin yolcunun karşıya geçtiğini hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bunu ne kadar zorlarsanız, bir 50 bin daha artırırsınız. Daha fazla artıramazsınız. Çünkü oturduğunuz yerde, kesintisiz gitmek mi var, bir iskeleye geleceksiniz, oradan motora bineceksiniz, gideceksiniz, oradan inip başka bir araca bineceksiniz. Halbuki Marmaray'da biniyorsunuz, iniyorsunuz. Avrasya'da arabanızla gidiyorsunuz. Deniz ulaşımını iyi bir şey değil diye anlatmıyorum, gerçekçi olmamız gerektiğini söylüyorum. İstanbul'da denizin payı ancak yüzde 1, yüzde 2 daha artırılabilir, artan yolculuk talebine göre. Onun dışındakiler boş. Bazıları diyor ki, 'Ben sahilin kuzeyinden Sarıyer'den Eminönü'ne, Üsküdar'a sefer koyacağım'. Koy kardeşim. Boğaz'da 10 mil sürat var. Boğaz'ın mesafesi minimum 16 mil, etti sana 1,5 saat. 8'de çıktım, 9,30'da geldim. Bir tane sefer yaptın. Ne olacak? Kaç kişi getireceksin? 300 kişi. Denize paralel taşımacılık iş görmez. Mesleğim bu, hayatımı bu işe verdim. Onun için çözüm toplu ulaşımda, toplu ulaşımda da raylı sistemde. Artı deniz, bununla ilgili de güzel entegrasyona yönelik projelerimiz var, onu da daha sonra anlatacağız."
Binali Yıldırım, "18'inden sonra, belirli bir takvime göre biz projelerimizi açıklayacağız, İstanbul'a çok güzel müjdelerimiz var." dedi.
- AVRASYA TÜNELİ'NİN HİKAYESİ
İstanbul'un iki yakasını lastik tekerli araçlar için deniz altından bağlayan Avrasya Tüneli projesinin çıkış hikayesini paylaşan Yıldırım, Ulaştırma Bakanı olarak görev yaptığı 2004'te trafikte kaldığını belirterek, "Havaalanından çıktım karşı tarafta da Göztepe'de programım var. Bir an önce yetişmek istiyorum, geç kaldım. Sahil yoluna düştük, aman ya Rabbi bir trafik, bir trafik zaman geçiyor, Beni sancılar aldı, toplantıya da geç kalmayı çok sevmem, vaktinde gitmeye hep gayret ederim. Geldik, geldik Yenikapı'ya doğru yaklaştık, Sarayburnu'na. Dedim ki keşke şuradan bir tünel olsa da direkt Üsküdar'a geçsek, oradan da Göztepe'ye ne güzel olur ve elimdeki kağıda oturdum çizdim..." ifadelerini kullandı.
Orada karar verdiğini, tünelde zor bir teknolojinin kullanıldığını dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:
"En derin yeri 106 metre. Dünyadaki en derin tünel 44 metre, Amerika'da. 2,5 kat daha derinden geçiyor. Önce bu mühendislik olarak olur mu olmaz mı bunların çok uzun araştırmalarını yaptık. Model deneylerini yaptırdık. Burası meşhur İstanbul'un deprem fay hattına paralel ve yakın bir yerde. Depremsellik araştırmalarını yaptık ve sonunda teknolojik olarak bunun yapılacağını belirledik ama resmen bir şey yok. 'Kim bu işi buluyor?' dedik. Bir Japon, 75 yaşında, ihtiyar bir mühendis. Adamı bulduk, davet ettik, geldik anlattık. 'Ben bunun fizibilite ve ön projelerini yaparım' dedi. 'Yap kardeşim. Ne istiyorsun?' '400 bin dolar.' 'Para yok, resmen veremeyiz. 'Yap, bitir, biz bunu ihale edeceğimiz zaman deriz ki bunun ön fizibilite ve proje bedeli şu kadardır, ihaleyi kazanan firma, filanca firmaya öderiz diye işin içine koyarız' dedik. Adam kabul etti, yaptı getirdi. Nihayet bunun temelini zannediyorum 2012'de atabildik. 2012'de ama bir şey söyleyeyim mi yani o süreye kadar öyle bir proje olduğunu kimse bilmedi. Bir gün Marmaray'ı incelerken Cumhurbaşkanımıza dedim ki 'Yan tarafta da bir etkinliğimiz var, oraya gidebilir miyiz?' 'Ne oldu?' dedi. Marmaray'a bir kardeş geliyor, bir tünel daha yapacağız. 'Nereden çıktı?' dedi. Hemen orada geldik, temel attık ve açılışını da geçtiğimiz sene, 20 Aralık'ta gerçekleştirdik, 2017'de. Böylece çok güzel hizmet veriyor. Şu anda 50 bine yakın araç geçiyor. 2 dakikada, 3 dakikada Yenikapı'dan giriyorsunuz, karşıdan çıkıyorsunuz."
- FİYAT DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMASI
Bir soru üzerine, Avrasya Tüneli'nin internet sitesinde kısa süreliğine yer alan ve daha sonra kaldırılan "yeni ücret tablosu" konusuna değinen Yıldırım, "Fiyat işi bu biraz kafa karıştırdı. Ben arkadaşlarla görüştüm, Sayın Bakan'ı aradım, 'Bu neyin nesi?' 'Efendim' dedi, 'Bir fiyat değişikliği kesinkes bu sene olmayacak. Aslında anlaşma da buna imkan veriyor. Biz böyle bir fiyat artışı yapmayacağız'..." şeklinde konuştu.
"Seçimden sonra artıracaklar" şeklindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Yıldırım, "Milleti yanıltıyorlar, Böyle bir şey olmadığını söyleyebilirim. Çünkü ben de bunu Sayın Bakan'dan aldığım bilgiye dayanarak, burada sorulabilir diye düşündüm. En taze bilgi, bu fiyatlar bu yılın sonuna kadar aynen devam edecek." dedi.
- YEŞİL ALANLAR
Yıldırım, İstanbul'da 5 millet bahçesinin açıldığını, 15'inin de ihale hazırlıklarının sürdüğünü açıkladı.
İstanbul'da kişi başına ortalama 8,2 metrekare yeşil alan bulunduğunu hatırlatan Yıldırım, "İstanbul'da yeşil alan artıyor. 2003'ten beri 3 katına çıktı yeşil alan. Yetiyor mu? Yetmez. 10 metrekarenin üzerine çıkması lazım kişi başına." ifadelerini kullandı.
Literatürde yeşil alanların insanların gidip vakit geçirebildikleri, erişebildikleri alanlar olarak tanımlandığını kaydeden Yıldırım, "Erişilen yeşil alan bakımından daha yapacağımız iş var. Onlar da Millet Bahçeleri. Mesela Atatürk Havalimanı tamamen Millet Bahçesine dönüşüyor. Erenköy Gümrüğü var. O tamamen Millet Bahçesi'ne dönüşecek, oradan Gümrük taşınacak hem ağır araçlar kalkmış olacak." dedi.
Dereleri tekrar İstanbul'a kazandırmayı hedeflediklerini aktaran Yıldırım, "Derenin etrafında yeşil alanlar oluşacak. İnsanlar yeşil alana çıkmak isterse çıkacak veya yerleşim alanından denize inmek isterse inecek. Ne olacak? Burada trafik olmayacak, burada yaya yolları olacak, etrafında ağaçlar olacak, uygun yerlerde bisiklet yolları olacak. İstanbul'un çok büyük yeşil alanıyla yerleşim alanını birbiriyle birleştirme projesi..." şeklinde konuştu.
TBMM Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, "Eğer İstanbullu beni başkan olarak seçerse benim vaadim şudur; Plan tadilat değişiklikleri, benim meclisimde ilk gündem maddesi olmayacak. Yani ısmarlama, kişiye özel plan tadilatları yer almayacak." dedi.
A Haber'de "Binali Yıldırım ile Özel" programına katılan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la 70'li yılların sonundan başlayan yol arkadaşlıklarının bugüne kadar devam ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'la İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden, TBMM başkanlığına kadar olan sürede beraber çalıştığını ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:
"Görev sürem içerisinde önemli birkaç olay yaşadık. Bunlardan biri 40 gün geçtikten sonra 15 Temmuz hain darbe girişimi. Hemen arkasından başlayan anayasa değişikliği, parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçiş süreci. Halk oylaması. O arada PKK terörüyle, FETÖ ile mücadele, Afrin Harekatı, Fırat Kalkanı Harekatı ve ekonomide yapılan çok önemli işler. İki yılda belki de 20 yıla sığabilecek olaylar yaşadık. Ben hep o sürede şunu söylerdim: Ya bu ne biçim işmiş, ne biçim başbakanlık, keyfini süremedik. İki yılda başımıza gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi. Bütün bu süreçlerde ve sonraki süreçte de Cumhurbaşkanımız hep bize güvendi, biz ona güvendik ve memleketin zor günlerinde omuz omuza vererek bu sıkıntıları aşmayı başardık. Bana duyduğu güvenden dolayı teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanımızın bir özelliği vardır; Sever, takdir eder ama teşekkürü içinden eder. Bu çok nadir bir şeydir ama takdir edilmek insanı çok mutlu ediyor."
Yıldırım, Cumhurbaşkanının takdir etmesiyle ilgili Marmaray'ın açılışında yaşadığı bir anısını şöyle anlattı:
"Açılıştan sonra kendisine (Recep Tayyip Erdoğan) bir hediye verdik. Hediye de Sultan Abdülhamid döneminde Üsküdar'dan Sirkeci'ye deniz altından Marmaray'ın 1904 yılında çizilmiş projesi. Fransızlara çizdirilmiş. Onun temsili projesinin tablosunu verdim, aldı sonra elimi tuttu çekiyor. Ben çekiyorum, o çekiyor, ben çekiyorum o çekiyor. 'Yav niye çekiyorsun, ver elini' dedi. 'Ne yapacaksınız efendim' deyince, 'Elini havaya kaldıracağım, teşekkür edeceğim' dedi. Çok alışık değiliz dedim. Sağ olsun Cumhurbaşkanımız çok çalışır, çalışmayı çok sever, rahatı hiç sevmez ama rahat edenleri de hiç sevmez. Onunla çalışmak çok keyifli ama bir o kadar da kolay değil."
- "YEDİ TEPELİ İSTANBUL'A 7 TANE ESER YAPTIK CUMHURBAŞKANIMIZLA BERABER"
Bugüne kadar 17 yıldır çeşitli görevlerle millete hizmet ettiğini hatırlatan Yıldırım, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın eksik kaldığını, İstanbulluların duası ve desteğiyle başarılı olurlarsa doya doya hizmet edeceklerini söyledi.
İstanbul'a neden talip olduğuyla ilgili de konuşan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Neden İstanbul? İstanbul orta okul öğrencisi Binali'yi, Binali Yıldırım yapan şehirdir. Dolayısıyla bu şehre bir borcumuz var ve bu borcu ödememiz lazım. Bugüne kadar boş mu durduk? Yedi tepeli İstanbul'a 7 tane eser yaptık Cumhurbaşkanımızla beraber. Ankara'dan İstanbul'a gelen hızlı tren, üçüncü Boğaz köprüsü, Marmaray, Avrasya Tüneli, dünyanın en büyük havalimanı, İstanbul-İzmir Otoyolu ve Osmangazi Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu. Bir de sekiz var, dünyanın en uzun köprüsü olan Çanakkale köprüsü ve o da 2022'de bitecek. Bu da İstanbul'u ilgilendiren bir proje."
AK Parti'nin 11 maddelik manifestosu içerisinde bulunan 'Yatay Şehirleşme' üzerine konuşan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yatay şehirleşmeden kastım, herkesin İstanbul'un manzaralarından istifade etmesidir. Şehircilik açısından yukarıya doğru yapılaşma komşuluk ilişkilerini de zayıflatıyor. Yüksek katlı bina ve sitelerde insanlar birbirlerini tanımıyor, birbirlerine gitmiyor. Aynı binada yaşıyor ama birbirlerine yabancılar. Mutlaka yatay yapılaşma ada bazında olacak ve adada yaşam alanları, yeşil alanlar, ulaşım konuları çözülecek. İstanbul'da var mı? Kısmen var. Maalesef kötü bir alışkanlığımız var, Türkiye'nin bütün büyük şehirlerinde önce büyük paralar harcayarak berbat ediyoruz sonra da yıkarak onu abad ediyoruz. Bu çok maliyetli bir iş, maalesef bunun önüne geçemiyoruz. Geçebilsek bugün İzmir'in yüzde 60'ı, İstanbul'un yüzde 40'ı-50'si sağlıksız, depreme dayanıksız, imar yanlışlıkları olan yapılardan oluşuyor. Kentsel dönüşüm denilen şey, İstanbul için depremsel veya dayanıklılık dönüşümü olarak anlaşılması lazım. İstanbul'da deprem dönüşümüne şiddetle ihtiyaç var. Bu kısmen yapıldı ama çok acil dönüşmesi gereken 30 bin yapı var."
Binali Yıldırım, kentsel dönüşüm konusundaki tartışmalara da değinerek, "Kentsel dönüşümün gönüllü dönüşüm olması lazım. Hiç kimse istemediği bir dönüşüme zorlanmayacak." dedi.
Tek tek bina dönüşümü yerine bir ada, bir mahalle dönüşümü yapmanın daha doğru olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Aksi halde imar uyumsuzluklarını yaşama durumuyla karşı karşıya kalırız. Şehir planlamaları üzerinde en fazla durulması gereken konu. Yani, 'Aklıma geldi, ben binayı kafama göre yıkayım, imar değişikliği yapayım. Beş katlıysa 15 katlı yapayım.' Böyle bir plan anlayışını asla benimsemiyoruz. Eğer İstanbullu beni başkan olarak seçerse benim vaadim şudur; Plan tadilat değişiklikleri, benim meclisimde ilk gündem maddesi olmayacak. Yani ısmarlama, kişiye özel plan tadilatları yer almayacak. Daha bütüncül, uzun vadeye yayılı planlar olacak. Açık parsel bazlı plan değişiklikleri. Bu benim dediğimin başka türlü bir ifadesi. Bu haksızlık demek. Yani aynı mahallede bakıyorsunuz binalar yan yana dizilmiş, bir tanesi böyle kazık gibi yukarı doğru gitmiş. Ne oluyor, öbürlerinin hakkına tecavüz etmiş oluyor. Bunun olmaması lazım. Haksız kazanca da sebep. Bunlar oldu mu, oldu. İnsanın olduğu yerde maalesef hata da oluyor. Cumhurbaşkanımızın İstanbul için söylediği bir laf var, bunu dillerine doladılar, 'Efendim itiraftır bu' diye. Cumhurbaşkanımız da bir özeleştiri yaptı, bir tehlikeye dikkat çekti. Bütün belediyelerde oluyor bu."
TBMM Başkanı ve AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, "Yapay zeka dünyanın geleceği. Bunun da en güzel merkezi İstanbul. İstanbul'u yapay zekanın merkezi yaparak, Türkiye'yi geleceğe hazırlayacağız." dedi.
A Haber'de "Binali Yıldırım ile Özel" programına katılan Yıldırım, vatandaşların kendisine olan ilgi ve sevgisine ilişkin soru üzerine, "Bu bir anlık bir mesele değil, olduğun gibi görünmek. Kendini kasmayacaksın, nereden geldiğini bileceksin, ne oldum delisi olmayacaksın. İnsanların içinde sana verilen o ışıklı, parlak, şaşalı makamlardan ayrıldığın zaman aynı itibarı, aynı sevgiyi görüyorsan doğru iş yapıyorsun." diye konuştu.
Yıldırım, koltukların gelip geçici, insanlığın mühim olduğunu ifade ederek, "Önemli olan milletin gönlünde bir makam sahibi olmaktır. Hayatım boyunca insan sevgisini, hizmeti hep birinci öncelik olarak ele aldım. Şüphesiz bizim de hatalarımız olmuştur ama ülkeme, milletime hainlik etmedim, hainlik edenlere de fırsat vermedim." ifadelerini kullandı.
-"Artık üst yapıya yatırım zamanı geldi"
Son 16 yıldır Türkiye ve millet için yaptıklarından dolayı kendisini rahat hissettiğini dile getiren Yıldırım, Türkiye'yi 39. sıradan 9. sıraya yükselttiklerini anlattı.
Binali Yıldırım, alt yapıya 600 milyara yakın yatırım yaptıklarını aktararak, şöyle devam etti:
"Şimdi artık üst yapıya yatırım zamanı geldi. İnsana, insanların cebine... Gençlere daha fazla iş, kadınlarımızın iş hayatında ve sosyal hayatta daha fazla yer almasını sağlamak. Daha fazla üretmek, pastayı, somunu daha fazla büyütmek."
-"DEĞER ÜRETEN ŞEHİRİN BİR ANLAMI DA EKONOMİDİR"
AK Parti'nin seçim manifestosunda değer üreten şehirler başlığının yer aldığına değinen Yıldırım, "Değer üreten şehirin bir anlamı da ekonomidir. İstanbul, Türkiye'nin lokomotifi. Türkiye'nin ticaretinin, üretiminin, turizminin, milli gelirinin, ihracatının büyük bir kısmını yapan şehir. Dolayısıyla eğer İstanbul'da daha fazla fuar yaparsak, yılda 160 fuar yaparsak Türkiye'ye daha çok insan gelir. Daha fazla insan iş, aş sahibi olur." değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, turist sayısında ilk hedeflerinin 22 milyon olduğunu, bu sayının da binlerce gence iş alanı yaratacağını, herkesin bundan istifade edeceğini dile getirdi.
-"İSTANBUL'U YAPAY ZEKANIN MERKEZİ YAPACAĞIZ"
İnternet alt yapısının iyi olması nedeniyle İstanbul'un bilişimin hakim olduğu bir şehir olabileceğini belirterek, "Yapay zeka dünyanın geleceği. Bunun da en güzel merkezi İstanbul. İstanbul'u yapay zekanın merkezi yaparak, Türkiye'yi geleceğe hazırlayacağız. Dünyada en geçerli güç bilgiye sahip olmak, üretmek ve pazarlamak." dedi.
Geçen yıl Türkiye'nin oyun ihracatının 1 milyar 50 milyon dolar olduğunu anlatan Yıldırım, Türkiye'nin bazı alanlarda kendiliğinden geliştiğini, bu nedenle en önemli hedeflerinden birinin, İstanbul'u bilişimin merkezi haline getirmek olduğunu vurguladı.