Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:
Sadece ilk 500 kuruluşumuz, toplam hizmet ihrcatımızın yarısından fazlasını gerçekleştirmiştir. Türkiye bugünlere kolay gelmemiştir. Özellikle 2.Dünya Savaşı'nın öncesinde ve sonrasında gözle görülür bir içe kapanma ve gerileme dönemi yaşanmıştır. Milletin baskısı ve zorlamasıyla demokrasiye geçildikten sonra bir yükseliş ve büyüme hamlesi başlamıştır. Şehit Başbakan Adnan Menderes ile başlayan bu dönem kaos içindeki 1970'li yıllarda kaybolmuştur. Özal'ın 1980'lerde uygulamaya koyduğu Türkiye'yi dünyaya açma çabaları 1990'ların koalisyon karmaşasında aynı akıbete uğramıştır.
Test ettiğimiz ve adeta gözümüz gibi koruduğumuz istikrar ve güven ortamı sayesinde Türkiye adeta küllerinden doğmuştur. Şuan IMF ile borç ilişkimiz kalmadı. O dönem bitti.
SATIN ALMA PARİTESİNE GÖRE DÜNYANIN 13. BÜYÜK EKONOMİSİ HALİNE GELDİK
Türkiye kendine güvendikçe, bilhassa iş dünyasının önünü açtıkça bölgesinde gücü ve itibarı artan bir ülke haline geldi. Türkiye son 16 yılda, yılda ortalama 5.7 büyüdü. Satın alma paritesine göre dünyanın 13. büyük ekonomisi haline geldi. Tesis ettiğimiz ve adeta gözümüz gibi koruduğumuz istikrar ve güven ortamı sayesinde Türkiye, adeta küllerinden yeniden doğmuştur. Cari işlemler dengemizde ciddi iyileşme dikkat çekiyor.
MERKEZ BANKASI REZERVLERİMİZ YAKLAŞIK 92.5 MİLYAR DOLARA ULAŞTI
Önümüzde 500 milyar dolarlık ihracat hedefi olduğunu unutmayalım, bunun aktörleri karşımızda. 174 ayrı ülkeye ihracat gerçekleştiren 36 bin 630 firmayı tebrik ediyorum. Merkez Bankası rezervlerimiz yaklaşık 92.5 milyar dolara ulaştı.
Zaman zaman yanlış iddialarla istismar edilen bireysel krediler konusunda da ülke olarak biz gayet iyi durumdayız. Büyük ve güçlü ülkeyi sizlerle birlikte inşa edeceğiz.
"Önümüzdeki aylarda hem DEAŞ'ı hem PKK'yı bitirecek bir harekat gerçekleştireceğiz"
KİMSENİN GÖZÜNDE TOPRAĞIMIZ YOK, SALDIRILARA KARŞI TAVRIMIZ KESİNDİR
Türkiye dış politikada destan yazmaktadır. Bizim kimsenin hakkında hukukunda, toprağında gözümüz yok. Fakat bizim Suriye'den gelecek saldırılara karşı tavrımız kesindir. Dün Ruhani'ye de bunu belirttim. Güvenlik konusunda asla taviz veremeyiz. Suriye'de devam eden hadiseler hem insani hem de güvenlik boyutuyla ülkemizle doğrudan ilişkilidir. Trump bana siz DEAŞ'ı temizler misiniz diye sordu. Temizleriz dedik ve lojistik destek vermelerini istedik. Sonrasında ise çekilmeye başladılar.
HEM PKK HEM DE DEAŞ'I ORTADAN KALDIRACAK BİR HAREKAT TARZI İZLEYECEĞİZ
Obama döneminde yaşanan sorunlar, kötü bir miras olarak Trump'a kaldı. Tabi bu yeni bir düzenlemeye geçilmesinde zaman kaybettirdi. Önümüzdeki dönemde hem DEAŞ'ı hem YPG/PKK'yı bitirecek bir harekat tarzı izleyeceğiz.
Suriye kaynaklı terör tehditlerini ortadan kaldırdığımızda bu büyük coğrafyanın yeniden imar ve inşa safasına da geçebiliriz. Fırat'ın doğusuna harekat başlatacağımızı açıklamıştık. Son gelişmeler bizi bir müddet daha beklemeye itti.