Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Genel Kurulunun, 66 hakim ve savcının daha meslekten ihracına ilişkin kararının gerekçesinde, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) yargı yapılanması gözler önüne serildi.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Genel Kurulunun, 61 sayfalık gerekçesinde, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün kuruluşu, yapısı, finans kaynakları, amacı, sosyo-kültürel ve zihinsel özellikleri ile paralel devlet kurma çabalarına yer verildi.
Örgütün, yönetim modeli, hiyerarşik yapısı, istihbarat ağı, haberleşme yöntemleri, eğitim alanının da anlatıldığı gerekçede, Milli Güvenlik Kurulunun FETÖ/PDY'ye ilişkin değerlendirmelerine de vurgu yapıldı.
HABERLEŞME AĞI
Örgütün üst düzey "abi" ve "abla"larının abone bilgilerinden, sadece hangi ülkeye ait olduğunun görülebildiği, başka ülkelerde kayıtlı mobil telefon hatları kullandığı, yurt dışındaki okullarla irtibat için ise kiralık hatlar vasıtasıyla şifreli IP telefon kullanıldığı belirtildi.
YARGI YAPILANMASI
Gerekçede, FETÖ/PDY'nin yargı ayağındaki yapılanması ve gerçekleştirdiği faaliyetlere ilişkin bilgilere de yer verilerek, şu tespit yapıldı:
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yargı erki içerisinde, hiyerarşik şekilde örgütlenen ve alternatif olarak faaliyet gösteren, kendinden olmayan herkesi, özellikle de örgütün kişisel çıkar ve menfaatlerine hizmet etmeyen kişileri düşman addeden, örgüte boyun eğmeyen veya farklı düşünen kişileri hedef haline getirerek yargı kararları ile emniyet operasyonlarına konu eden, istihbarat toplayan, operasyon kararları alan, emniyet ve yargı üzerinden toplanan istihbarata göre örgütün üst düzey yöneticilerinin verdiği kararları icra eden, basın ve yayın üzerinden linç girişimi gerçekleştiren, topluma yönelik algıyı yöneten, örgütte yer alanları kahramanlaştıran, unutturma sürecini tekrarlayan, suç faili veya masum olduğuna bakılmaksızın birçok kişiyi yargı eliyle mağdur eden, çözümü mümkün olmayan abartılı, gerçeklerin gizlendiği, kasıtlı, taraflı ve delilsiz davalar açan, hukuki temelden yoksun bu davalarla da Türkiye'nin mafya ve terörle mücadele ettiği algısı yaratan örgüt mensuplarının yargı içerisinde cemaat cuntası şeklinde paralel bir yargı gücü oluşturdukları görülmüştür."
'ORUÇ TUTMAMA, KOKTEYLDE İÇKİ İÇME TELKİNİNDE BULUNULDU'
Örgütün Türkiye Adalet Akademisi stajında hakim ve savcı adaylarını staj dönemlerine göre ayırdığı, hakim ve savcı adaylarına gerektiğinde oruç tutmama, cuma namazına gitmeme, kokteyl ve resepsiyonlarda içki içme, örgüt dışından başka bayanlarla evlenmeme yönünde telkinde bulunulduğunun da anlaşıldığı belirtilen gerekçede, örgüt mensubu hakim ve savcıların T1, T2, T3, T4 ve T5 şeklinde kategorize edilerek taşra ve devre yapılanmasının oluşturulduğu anlatıldı.
'KATALOG EVLİLİKLER YAPTIRILDI'
Örgüt mensuplarının birbiriyle evlenmeye teşvik edilmesi yönünde bir sistem oluşturulduğu ve bu yönde katalog evlilikler yaptırıldığı, örgüt mensubu birinin, örgüt dışındaki bir bayanla evlenmesinin tasvip edilmediği bilgilerinin de yer aldığı gerekçede, "Örgüt sırlarının deşifre edilmesinin önüne geçmek amacıyla bu kişilere karşı mesafeli davranıldığı ya da yapıdan uzaklaştırma yoluna başvurulduğu, FETÖ/PDY terör örgütü üyesi olan hakim-savcı adaylarının diğer hakim-savcı adayları arasında tanınması ve ön plana çıkartılması, örgüt jargonuyla ifade etmek gerekirse "parlatılması" amacıyla bu üyelerden müteşekkil hakim savcı adayları mezuniyet albüm kurulları oluşturulduğu, anılan albüm kurulu üyelerinin tertip ettikleri ziyaretlerle kamu bürokrasisine refere edildiği yaşanan süreç ile sabittir." denildi.
'2014 HSYK SEÇİMİNDE DEŞİFRE OLMAYI GÖZE ALDILAR'
Gerekçede, 2010-2014 yılları arasında sistematik uygulamalar sonucunda FETÖ/PDY'nin yargı içindeki etkin gücüne ulaştığı, bu gücün korunması için 2014'teki HSYK seçimine özel önem atfedildiği kaydedildi.
Bu kapsamda örgüt mensuplarının deşifre olmayı göze alarak, ziyaretler, organizasyonlar düzenlediği, seçim süreci boyunca "bylock" üzerinden örgüt içi iletişim sağlandığı ifade edildi.
DİDEM YAYLALI VE ALİ TATAR ÖRNEĞİ
Adalet Akademisinin hakim-savcı adayları yönünden fişleme merkezine dönüştürüldüğü ve kendilerinden olanlara iyi siciller verilerek mesleki kariyer anlamında önlerinin açıldığı anlatılan gerekçede, kendilerinden olmayan adayların ise mesleğe kabul ve ileride yükselmelerini engelleyecek mahiyette sicillerin oluşturulduğu, mesleğe kabullerini engellemek amacıyla usulsüz soruşturmalar yapıldığı kaydedildi.
Hakkında usulsüz soruşturma açılarak disiplin cezası tayin edilen, bu ceza gerekçe gösterilerek mesleğe kabul edilmeyenler arasında yer alan Didem Yaylalı ile Yarbay Ali Tatar gibi, uğradığı haksızlıklara dayanamayarak intihar etmek suretiyle yaşamına son verenler bulunduğuna işaret edilen gerekçede, örgüt mensubu adayların ise staj döneminde verilen siciller gibi yollarla parlatılarak kritik görevlerde rol almaya hazırlandıkları bildirildi.
'FUHUŞ, CASUSLUK ŞEBEKESİNİN TOPLADIĞI BİLGİLER ARAMA SIRASINDA EVLERDE BULUNMUŞ GİBİ GÖSTERİLDİ'
Ayrıca gerekçede, "kumpas davalarında, örgütün amaçları doğrultusunda, istihbarat birimlerinin topladığı bilgiler bilgisayarlara kaydedildi, bunlar fuhuş, casusluk şebekesinin topladığı bilgiymiş gibi arama sırasında evlerde bulunmuş gösterilerek dijital delil olarak işleme konuldu, bu yolla asker sivil birçok kamu görevlisi hakkında soruşturma yapıldı ve bu kamu görevlilerinin tasfiye edilerek, örgüt kadrolarının fetih hareketine yer açıldı, tüm bunlar yapılırken yargı da buna alet edildi." tespiti yapıldı.
Gerekçede, HSYK'ya intikal eden FETÖ/PDY ile bağlantılı, 17-25 Aralık, Kozmik Oda, paralellerin tahliyesi, Ergenekon, Askeri Casusluk, MİT tırlarının durdurulması, usulsüz dinlemelerle ilgili bazı soruşturma dosyalarından örnekler verildi.