Birilerinin hakikatleri söylemesi gerektiğini dile getiren Kadaş, şunları söyledi:
"Biz doğruları söylemezsek, yarın Allah korusun Doğu Suriye'ye dönerse, bizim bacılarımız, analarımız, kızlarımız sokaklara düşer, namus elden giderse, korkaklığı sineye çekersek yarın Allah bunun hesabını bizden soracak. Sanatçı olmanın gayesi budur. Ortama, zamana, şartlara göre oluşan olaylara göre muhakkak bir duruşumuz olmalı. Sanat başlı başına güzel şey, insanları iyiye, güzele davet etmek, sanatçı da o güzeli icra eden kişi demektir. Doğu'da olan olaylarda bunu yapmak da sanattır. Bizim yaptığımız bir cesaret göstermek ya da kahramanlık değil, sanatçı olarak sorumluluğumuzdur."
"BİZ TÜRKİYE'Yİ BİR BÜTÜN OLARAK ELE ALIYORUZ"
Kadaş, Türkiye'nin her kesiminden dinleyicilerinin olduğunu ifade ederek, Türk, Kürt, Zaza, Arap birçok kesime hitap ettiklerini ve yaptıkları çalışmalar için gördükleri takdirin sevindirici olduğunu vurguladı.
"Biz Türkiye'yi bir bütün olarak ele alıyoruz" diyen Kadaş, şunları anlattı:
"Yaptığımız her çalışmada ülkemizin bütünlüğünü gözetiyoruz. Türkiye'yi bütün herkesin kardeşçe yaşadığı bir ülke olarak görüyoruz. Diyarbakır'da bizim çocukluk dönemimizde aynı sokakta Hristiyan, Ermeni komşularımız vardı, iç içe yaşardık. Ramazan'da onlar çocuklarının eline, insanlar oruçlu, saygısızlık olmasın diye ekmek vermezlerdi. Biz de onların taziyelerine giderdik. Geçmişte güzel şeyleri bir arada yaşadığımız Doğu'da bugün yaşanan olaylar özellikle benim yaş grubumun çok tuhafına gidiyor."
"90'LARDA KÜRTLERİ AYAKLANDIRMAYA KALKANLAR YOKTU"
Kadaş, 90'lı yıllarda Doğu'da Kürt halkının sıkıntılı dönemler yaşadığına dikkati çekerek, şu yorumu yaptı:
"90'lı yıllarda Kürtlere baskı, zulüm vardı, biz o günleri gördük. O zamanki devletin duruşunu da gördük ama ne hikmetse o zamanlar, bugünkü gibi Kürtleri ayaklandırmaya kalkan yoktu? Garibimize giden de bu. Bugün ise hükümet Kürtlere her türlü hakkını, okulunu, dilini, özgürlüğünü vermişken, bu kadar güzelliğin içinde birilerinin çıkıp 'Kürtlere özgürlük' demesi, ister istemez aklıma burada oynanan bir oyun var düşüncesini getiriyor. Çünkü çözüm sürecinde Kürt halkı halinden çok memnundu. Çözüm sürecine kadar Doğu her şeyden yoksun bırakılmıştı. Bu sürece tahammül edemediler ve bozdular. Türkiye'nin yükselmesi, baskıların bitmesi bazı kimselerin hoşuna gitmedi."
Doğu'da yaşanan olaylarda halkın yanlış taraflara çekilmesini içlerine sindiremediklerini aktaran Kadaş, Doğu'da kendileri gibi düşünen yüz binlerce insan olduğunu, terör korkusundan düşüncelerini dillendiremediklerini savundu.
Kadaş, yaptıkları çalışmaların Doğu'da beğeni ile karşılandığını paylaşarak, şunları ifade etti:
"Kürt kardeşlerimizin çoğu yaptığımız çalışmaları takdir ediyor. Öte yandan diğer cenahlara sempatisi olanlar eleştirilerini yapıyorlar sohbetlerimizde. Kimileri de bize siz de 'Ak Parti'nin kuklası oldunuz' gibi yakıştırmalar yapıyor. Bizim meselemiz yönetici kim olursa olsun, ülkemizin büyük bir ülke olması, birliği, bütünlüğü, halkların kardeşliğini önceleyenlere destek vermektir."
"Mahalli sanatçılarımızın hepsi bizimle hemfikir. Bazen 'Gelin konuşalım, sesimizi duyuralım' diyoruz, 'Vallahi gelemeyiz, çoluk çocuğumuz var, nasıl gelelim' diyorlar" diye konuşan Kadaş, "Açıkça konuşamıyorlar, can korkuları var. Tedirgin olmakta da haklılar elbette. Çünkü yolda yanında giden adamın kim olduğunu bilmiyor ki? Ansızın belinden silahı çıkarıp vurabilir birisi. Bölgede özellikle son zamanlarda böyle olaylar çok oluyor" dedi.
"ÇÖZÜM SÜRECİNE KARŞI OLANLAR ŞİMDİ 'AYDINLAR GRUBU' KURUYOR"
Kadaş, 1 Kasım 2015 genel seçiminin ardından, bölge halkının hayal kırıklığı yaşadığını iddia ederek, şu açıklamada bulundu:
"Son seçimde halk hep barış sözcükleri kullanan, 'bizden biridir' diye gördükleri bir partiye yöneldi ama barış diyen insanların seçimden sonra tam tersi hareket etmeye başladıklarını gördüler. Mecliste halk için iyi bir şeyler yapma imkanı varken, ölümlere sebebiyet veren, evlerin, dükkanların yağmalanmasına neden olan söylemleri görünce, gerçek yüzlerini gördüler. Diyarbakır Sur'da teröristler sokakları sardı, ordaki vatandaşlar 'Arada Kürt olmayan, eli silahlı, başka ülkenin vatandaşlarını görüyoruz' diyorlar. Şaşkınlar."
Terör saldırılarının ardından Türkiye'nin Batı'sında, Kürt halkı adına konuşanları samimi bulmadıklarını aktaran Kadaş, şunları savundu:
"Daha dün çözüm sürecine karşı olanlar şimdi güya Kürtler adına 'Aydınlar Grubu' falan kurup basın açıklaması yapıyor. Ben bunların hepsinin dış güçler tarafından idare edildiğini düşünüyorum. Samimi gelmiyorlar bize. Çünkü biz bu insanları Doğu'da hiç görmedik, Kürt halkıyla hiç tanışmadılar, kitaplardan okuyup konuşuyorlar. Sanatçılar falan kol kola girip 'Kürt halkı' diyorlar, tek gayeleri popüler olup, medyada görünmek. Biz Türkiye'nin her yerinde konser veriyoruz. Anlattıklarımızı dinleyenler 'Siz gerçekten Doğu'da mı yaşıyorsunuz?' diye soruyorlar. Biz Doğu'da, Diyarbakır'da olayların içinde, merkezinde yaşıyoruz ve gördüğümüz şeyleri anlatıyoruz."
"Hakikati anlatmak bizim vicdani sorumluluğumuz" düşüncesini dile getiren Kadaş, seslendirdikleri eserlerle Türk ve Kürt kardeşliğini yeniden tesis etmek için çaba gösterdiklerinin altını çizdi.
"VATANDAŞ PKK'YI KUSTU ARTIK, KALINTILARI TEMİZLEMEK HERKESE DÜŞÜYOR"
Terör olaylarının yeniden başlamasıyla Kürt halkının kendini yalnız hissettiği tespitini paylaşan Kadaş, şunlara vurgu yaptı:
"Doğu'daki insanlarımızın şu anda devleti yanında hissetmesi çok önemli. Vatandaş PKK'yı kustu artık, sadece bir takım kalıntıları var ve temizlemek herkese düşüyor. Bir DHKP-C'li nasıl Türk halkını temsil edemiyorsa, bir PKK'lı da Kürt halkını temsil edemez. Herkesin yaşananlara böyle bakması gerekiyor. Batı'daki kardeşlerimizden, maddi manevi ellerinden geleni yapmalarını istiyoruz. Herkes bir şekilde elini uzatmalı. Kürtlerin ve Türklerin bu vatanın asli unsuru olduğunu ifade etmek anlamında herkes gücü nispetinde, 'Biz sizin yanınındayız', 'Kürtler benim kardeşimdir' demeleri Doğu halkı için çok önemli. Çünkü ben ne kadar Diyarbakırlıysam, o kadar da İstanbulluyum. Bir İstanbullu da, benim kadar Diyarbakırlıdır. Bu ülke hepimizindir."
Sur ve Bağlar baskınlarından sonra da yeni bir çalışma hazırladıkları bilgisini veren Kadaş, "Edi Bese/ Yeter Artık" türküsüyle terör illetine dur demek için halka sesleneceklerini belirtti.
"Bütün amacımız Osmanlı'dan şimdiye kadar nasıl kardeşçe yaşıyorsak, böyle olayların olmadığı, birbirimizi kardeşçe kucaklayacağımız günlerin gelmesidir" şeklinde konuşan Kadaş, "Bir Van depremi olduğunda Batı'dan her türlü yardım Van'a gönderilirken kimse 'Ama onlar Kürt' demedi. Aynı şekilde İstanbul'da deprem olduğunda Doğu'dan yardım gitti, kimse 'Ama onlar Türk' demedi. Gönüllü kazı çalışmalarına giden binlerce insan oldu. Demek ki biz gerçek acı zamanı geldiğinde sırt sırta verebiliyorsak, birçok duyguyu kaybetmemişiz demektir. Şimdi yine aynı acı günlerdeyiz ve yeniden sırt sırta vermeliyiz" açıklamasında bulundu.
Grup Tillo'nun yakında müzikseverlerle buluşacak "Edi Bese/Yeter Artık" türküsünün sözleri şöyle:
Kürdü Türkü Çerkezle, bir bütündür bu ülke
Kardeşliğimiz ezelden, sürecektir ebede
Her karış toprağında, kanımız vardır bizim
Yoktur başka gidecek, ne vatanım ne yerim
Edi bese, edi bese, bu kin ile nefrete
Bu terör illetine, yeter bunca ölüme
Edi bese, edi bese
Terörün olmaz rengi, ne ırkı ne de dini
İsimleri farketmez, hep aynıdır merkezi
Yıkarız tuzakları, bozarız oyunları
Burası son kalemiz, düşürmeyiz sancağı
Edi bese, edi bese, bu kin ile nefrete
Bu iki yüzlülüğe, bütün ihanetlere
Edi bese, edi bese
Haktır bizim gayemiz, birliktir hedefimiz
Doğu batı farketmez, candan öte ülkemiz
Vatan bizim anamız, kardeşlik şiarımız
Budur evladımıza, kalacak mirasımız
İlk sözümüz tevhittir, son sözümüz şehadet
Bugün namus günüdür, şahlanıyor memleket
Hep beraber el ele, yürüyoruz birlikte
Çanakkale ruhuyla, yeni bir dirilişe
Edi bese, edi bese, patlayan bombalara
Ağlayan çocuklara, kurulan tuzaklara
Edi bese, edi bese