Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İmralı süreci ile ilgili olarak, "İmralı'nın vermiş olduğu mesajların çok önemli olduğunu, istihbarat örgütümüzün bizlere aktardığı bilgiler çerçevesinde biliyoruz" dedi. "Dünyanın hiçbir yerinde terörle mücadelede böyle bir takvim ortaya konmaz" hatırlatması da yapan Erdoğan, "Kaldı ki biz kimse ile de anlaşma masasına oturmuyoruz. Çünkü bizim illegal bir örgütle anlaşma masasına oturmak gibi bir derdimiz asla olamaz" dedi. Erdoğan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Slovakya'yı kapsayan ziyaretleri öncesi Atatürk Havalimanı'nda şu açıklamaları yaptı:
(İmralı süreci) Burada hedeflerle, gelinen durumu karıştırmak yanlış olabilir. Bu hedefleri başından beri açıkladım. Açıklıyorum. Silahlar bırakılmadan bizim bölücü terör örgütü ile mücadeleyi kesmemiz söz konusu değil. Siyasi temsilcileri ile müzakereleri yapabileceğimizi söyledik. İmralı'nın vermiş olduğu mesajların çok önemli olduğunu, istihbarat örgütümüzün bizlere aktardığı bilgiler çerçevesinde biliyoruz. ükemiz içindeki teröristlerin güvenlik içinde bu ülkeyi terk etmesine de imkân hazırlarız. Güvenlik güçlerimiz hiçbir zaman operasyon meraklısı değildir.
Siyasi uzantılarının adaya gitmesi noktasında ise verilmiş bir zaman veya söz, söz konusu değil. Bu çözüm sürecini sağlıklı işletebilmek için Adalet Bakanlığımıza tasarruf yetkisini verdik. Birincisini gerçekleştirdik. İkinci ziyarete ilişkin izni ve kimler olabileceği noktasında tespiti Adalet Bakanlığımız yapar. Sonra kendilerine, bu hafta içinde mi olur sonra mı olur? Adalet bakanımızın şahsıma sunacağı tekliften sonra takvimi belirleriz.
Dünyanın hiçbir yerinde terörle mücadelede böyle bir takvim ortaya konmaz. Kaldı ki biz kimse ile de anlaşma masasına oturmuyoruz. Onu da size söyleyeyim. Çünkü bizim illegal bir örgütle anlaşma masasına oturmak gibi bir derdimiz asla olamaz.
TERÖR SORUNU
(Demokratik özerklik yerine güçlendirilmiş yerel yönetimler talebi) Güçlendirilmiş yerel yönetimler ifadesini yerel yöneticilik yapmış bir Başbakan olarak doğru bulmuyorum. Şu anda Türkiye'deki yerel yönetimler hiçbir dönemde olmadığı kadar mali açıdan güçlüdür. Bunu farklı yerlere kanalize etmek isteyenler var. Trilyonlarca lira bir şehre girer de, bu para orada eser olarak kendini göstermezse devletin üst kurumları bunu denetleyecektir. Bunu denetleme bunları rahatsız ediyor. Demokratik özerklik noktasında da, Türkiye'de Kürt sorunu yoktur. Terör sorunu vardır.
"NE YAPACAĞI BELLİ DEĞİL"
(İsrail-Suriye) Bölgede her an her şey olabilir. Hele hele İsrail sorununa yanlış bakanlar, İsrail bir şımarık oğlan tarzında besleyenler her zaman her şeyi bekleyebilirler. Kaldı ki İsrail'in, Suriye'ye bu ilk müdahalesi değildi. Golan tepeleri meselesi hâlâ ortadadır. Uluslararası sularda bizim insanımızı şehit eden İsrail devlet terörü estiren anlayışa sahiptir. Şu anda da nerede ne yapacağı belli değil.
Şanghay 5'lisi, AB ile alternatif kuruluşlar değildir. Biz şu anda Şanghay 5'lisinde diyalog ortağıyız. 50 yıl AB kapısında bekletilen bir ülke sonunda bir karar vermek durumunda olmaz mı? Yakında Brüksel ziyaretimiz olacak. Orada da kendileri ile açık açık konuşacağız. Yapacaksanız yapın bu işi. İlla bizim ayrılmazı bekliyorsanız bunu da ayrıca değerlendiririz. Ve bu konuda da tabi ki bizim de alternatif arayışlarımız olacaktır.
İKİLİ İLİŞKİLER
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Slovakya'daki temaslarında AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, Grup Başkanvekili Mahir Ünal ile iş adamlarından oluşan heyet eşlik ediyor. Erdoğan, her üç ülkeyle de Türkiye'nin ikili ilişkilerini geliştirme yönünde önemli adımları olduğunu belirtti.
ÇOK BAŞARILISINIZ
Erdoğan, tarihi Prag kentini gezerken karşılaştığı Türk ve yabancı turistlerle sohbet etti. Erdoğan, bir Türk turistin "Türkiye'de sağlık sistemi çok güzel; çok başarılısınız" sözleri üzerine, "Geçenlerde Almanlar, hastanelerimizi görünce, 'Burası devlet hastanesi mi, özel hastane mi?' diye sordular. Devlet hastanesi olduğunu söyleyince, 'çıldırmışsınız siz' dediler" karşılığını verdi. Erdoğan Prag'da çok Türk olmasını Türkiye ekonomisindeki gelişmeye bağladı ve " O imkanlar olmasa buralara gelmek de mümkün olmazdı"dedi.