ABD Başkanlık seçimleri aday adayı emlak kralı Donald Trump, Paris'te yaşanan terör saldırısıyla ilgili "Paris'e baktığınızda en sıkı silah yasaklarının bu kentte olduğunu görüyorsunuz. Kimsenin silahı yok, kimsenin... İstediğinizi söyleyin; eğer silahlı olsalardı şu an durum çok daha farklı olurdu."
Cumhuriyetçi Parti'den aday olan Trump, agresif bir seçim kampanyası yürütüyor. Paris saldırısı için de söyledikleri popülist çıkışlarına bir başka örnek.
BİREYSEL SİLAHLANMA
Elbette olası bir terör saldırısı için herkes silah taşısa, Paris Vahşi Batı'ya döner ama saldırı sırasında Paris'teki diskoda yere uzanmış ölmeyi bekleseydiniz ya da yakınlarınızı kaybetseydiniz, 'Keşke yanımda silahım olsaydı' der miydiniz? Elbette yanıtı zor bir soru. Terör, şiddet olayları tüm dünyada artış gösteriyor. Gizli servis teşkilatları, terörle mücadele timleri işi ne kadar sıkı tutsalar da terörün önüne geçmek zor.
Hatta polisin terörü önleme konusunda zaman zaman aciz kaldığını söylemek de mümkün. Hadi bir terör saldırısına kurban gitmeniz milyonda bir ihtimal, silah taşımaya gerek yok diyelim; ya da günlük hayattaki şiddet ve silahlı saldırılar ne olacak?
Her gün üçüncü sayfa haberlerinde okuyoruz; trafikte sollama, 'yan baktın bana', kız tartışması, silahlı soygun, mafya hesaplaşmaları vs...
Şiddet olayları her geçen gün artıyor.
Bazen korunma güdüsü insanlara 'Keşke bir silahım olsaydı' dedirtiyor. 'Silah taşır mıydım?' sorusuna bir insanın en net yanıtı vermesi için belki de hayatında silahın namlusunun kendisine doğrultulduğunu görmesi lazım.
Derdim bireysel silahlanmayı savunmak değil ama eğer güvenlik görevlileri terör ve şiddet olaylarını engellemede aciz kalıyorsa; insanın kendisini, ailesini, çocuklarını korumak için silah taşımasını doğal karşılarım.