Bahar gelmiş, çiçekler açmış, yaz köşeyi döndü dönecek. Kış dediğin depresyon sebebi bende. Soğukları, kapalı havaları, yağmurda trafikte kalakalmaları, karbonhidrattan kendimi alamamaları sevmiyorum. Benim için yıl Mart ortasında başlıyor, Ekim ortasında bitiyor işte. Öyle özlemişim ki parmak arası terlikleri, uçuşan elbiseleri, yanık tenleri, ıslak saçları, erken doğan günleri, kuş cıvıltılarını...
Sonra sanki tüm o sorumluluklar, omuzdaki yükler, endişeler, kaygılar yokmuş gibi yapmayı. Bu yıl çevremde en yoğun hissettiğim hallerden biri, hiçbir şey yapmak istememekti. Gülmeyen gözler, sinirli bünyeler, her an avaz avaz patlayacakmış gibi gözler ve bitmeyen bir yalnızlıkla çevrili boşlukta asılı kalmışlık...
YEŞİLİN 50 TONU
Yaz gelmeli, hem de hemen gelmeliydi. Önce aşk kapıyı çaldı, sonra bavullar toplandı; yaza ön ziyaret yapmak için Tayland'ın Phuket adasına bir haftalık seyahat planlandı.
Türk Hava Yolları, bir yıldır Phuket'e direkt uçuyor. Dedik, Bangkok'tan aktarmaya ne gerek var; uçuş saatleri de şahane... Biz pazar öğleden sonra 14.25 ile uçtuk, pazartesi sabaha karşı 04.20'de Phuket'teydik.
Jet lag olmamak için cumartesi gecesi geç yatıp az uyuduk. Uçakta öğle yemeği yiyip göz bantlarını ve kulak tıkaçlarını takmak suretiyle kafayı vurduk, yattık.
Gözümüzü açtık ki, inmişiz.
Tartışmasız adanın en iyi oteli Amanpuri'nin rezidans bölümünde, çok değerli dostlarımızın konuk evlerinde kaldık. Havaalanına yarım saatlik mesafede gerçek bir cennet Amanpuri.
?Thai tapınak mimarisiyle yapılmış, lüks hizmetiyle meşhur Aman zincirinin dünyadaki ilk oteli... Her yerden ağaç, yeşil, çiçek fışkırıyor ama lafta değil, gerçekten her yerden... Resmen yeşilin 50 tonu!
Thaili görevliler; gülümseyen yüzleri, size fark ettirmeden her şeyi kusursuz hale getirmeleriyle hizmetin nirvanası...
Rüyada mı, gerçekte mi olduğunu idrak etmen belli bir süreni alıyor tabii. Ama insanoğlu işte; konfora ve güzelliklere hemen alışıveriyor.
Şaka değil, sadece Phuket yılda 8 milyon turist çekiyor. 'Peki nedir Phuket'i bu kadar cazip yapan?' sorusuna kendimce cevaplar verebilirim.
Esasen Phuket mevsimi; Kasım sonundan Mayıs'a kadar. Nem oranı zaman zaman canınızı sıkabilecek seviyeye gelse de, bu mevsimde 32 dereceye kavuşmak büyük lüks. Phuket'te her bütçeye göre nefis tatil seçenekleri var. Balayına da gidebilirsiniz, arkadaşlarınızla eğlenmeye de, tek başınıza kafa dinleyip kitap okumaya da...
İSTER YALNIZ, İSTER SEVGİLİYLE
Ada hayatının rahatlığı; tüm tatili terlik ve şortla geçirebilecek olmanız... Ardından harika plajları, yemyeşil doğası, ılık denizi, çevresindeki adalara yapılan turlar ve her an her yerde yaptırabileceğiniz masajlar da Phuket'in diğer can alıcı özellikleri.
Biz gittiğimizde, 13 Nisan'da Tayland'ın yeni yılı Songkran vardı. Sabah odamızda iki tane su tabancası, çiçekli gömlekler ve suya damlatılan parfümler bulduk. Cuma başlayıp pazar biten Songkran'da adet şöyle: Önce ellerini parfümlü suyla yıkıyorsun/yıkatıyorsun, sonra su tabancanı suyla doldurup su savaşları için dışarı çıkıyorsun.
Tüm gün sokaklarda su savaşları var. Çünkü suyun onları kirlerden, kötülüklerden arındırdığına, bolluk bereket getirdiğine inanıyorlar.
Müthiş bir eğlence ve ıslanmaktan kaçmanız imkansız! 'Ay ben sevmem öyle su şakası' diyenler o tarihte Tayland'a gitmesin.
Tabii Songkran, ulusal tatil; kapalı dükkanlar, alkolde doz aşımı, sabaha kadar partiler de yanında hediye.
TEPEMDE GÜNEŞ, ELİMDE KİTABIM...
Tekneyle Phi Phi ve James Bond Adaları'na gitmek, filleri görmek, Patong'ta geceleri kurulan pazarı gezip yerel lezzetleri tatmak, hediyelik eşyalar almak, tapınakları dolaşmak ve Banglo'nun gece hayatına dalmak; Phuket denince ille de yapılması gereken şeyler.
Beni soracak olursanız; ayağımın altında yumuşacık kum olsun, tepemde güneş, yanımda sevgilim, kulağımda müziğim, elimde kitabım... Gün doğarken kuş cıvıltılarına uyanayım, Hindistancevizi suyumu yudumlayayım, leziz Thai yemeklerinden tadayım; başka da bir şey istemem. ('Daha ne isteyeceksin be kızım!' derler zaten)
Phuket mevsimi bir ay daha gider. Yaz tatillerini sevenler ille de rotalarının başına not etsin. Hayatı biraz durdurmak, sakin, tatlı ve güleryüzlü insanlarla aynı havayı solumak, kendini şımartmak için en doğru adres... 9-10 saatlik bir yolunuz var, yani bir haftadan daha kısa süreliğine gitmemenizi öneririm.