Böyle bir durum var sosyal medyada; hadi bi' şey olsun, en ufacık bi' şey olsun da saldıralım. Hani birinin ayağı kaysın, biri bi' yanlış yapsın da hemen parçalayalım, canını çıkaralım, doğduğuna pişman edelim.
Haberin h'si yetiyor; beş dakikada sosyal medyanın ahlaktan sorumlu ahalisi örgütlenip ellerine geçirdikleri kişiyi parça parça ediyorlar.
Üstelik çoğu zaman daha ne olduğunu bilmeden, anlamadan, gerçeği öğrenmeden...
Sanki kendileri hiç hata yapmamışlar gibi, sanki onlar her zaman en doğru ve en kurallara göre adımları atmışlar gibi... Birilerini tavuk gibi yolarak, tahta kurusu gibi ezerek rahatlama, hemen ardından da kendi hayatımıza bayılma, yanağımızdan makas alma halimiz ne olacak bilemiyorum.
Hani bazen de bırak be kardeşim; insanlar acılarını yaşasın, hatalarıyla yansın, kendi kendisiyle hesaplaşsın değil mi? Arada bir salıver de suçlu suçuyla yüzleşsin. Hem büyük konuşma ki, senin de başına gelmesin.
BİR SOLUKLANIN
Yazar Emrah Serbes, 22 Eylül tarihinde İzmir- Aydın otobanında yaşanan ve bir baba ile kızının ölümüyle sonuçlanan kazanın sorumlusu olduğunu Twitter'da paylaştığı bir mektupla itiraf etti.
Mektubunda özetle; olay anında kendisini kaybettiğini, suçu üstlenen arkadaşı Kenan Doğru'nun masum olduğunu, cezası neyse çekeceğini ve vicdan azabı içinde olduğunu yazdı. Peki bu trajik olay için Twitter'da neler yazıldı dersiniz? Emrah Serbes'in ne alkolü kaldı, ne uyuşturucusu, ne polise numara çekmesi, ne de dinsizliği...
İyi de be güzel kardeşim nereden biliyorsun?
Yahu bir durun, bir soluklanın. Nedir bu anında yargı ve infaz? Nedir bu kin, bu hırs? Nasıl acıklı bir durum görmüyor musunuz? Bekleyelim, bakalım, işin aslını öğrenelim. Sonra istediğiniz gibi yere yatırır üstünde tepinirsiniz.
Ayrıca birilerinin hayatı ve hataları hakkında atıp tutarken ekonomik davranmanızı, kalp ve ruh sağlığınız açısından tavsiye ederim.