Çarşamba günü yazdığım 'Bi dal Şeyma Subaşı özgüveni lütfen' başlıklı yazımdan sonra; Bodrum sokaklarında, Instagram mesajlarında ve okur e-mail'lerinde iki ayrı tepki aldım.
İlki 'Ayşe Hanım ağzınıza sağlık, ne güzel dalga geçmişsiniz. Ohh içimin yağları eridi' sularında. İkincisi ise tam ters istikamette... 'Cehaletin adı ne zamandan beri özgüven oldu? Siz de Şeyma'yı savundunuz ya, inanamıyorum' fırtınalarında, bana kıza kıza, takipten çıka çıka...
Şaşkınlık içinde yorumları okurken, yıllar önce Hıncal'ımın bana söylediği bir söz aklıma geldi. Şöyle demişti: "Ayşeciğim unutma, senin ne dediğin değil, karşındakinin ne anladığı önemli."
O zaman ne yapayım, herkesi kendi anlayışıyla baş başa bırakayım bari.