Geçen hafta Yoğurtçu Bayram'ı bu sütunlarda 'yılın dizisi' ilan etmiştim. Olay, Show TV'de Seda Sayan ile Uğur Arslan'ın sunduğu programda ortaya çıkmıştı. İbrahim Bey; eşi Meral Hanım'dan olan üçüncü çocukları için tam üç kez DNA testi yaptırmış, çocuğun kendisinden olmadığını bilimsel olarak belgelemişti. Bu olaydan sonra gözler mahallenin yoğurtçusu Bayram'a çevrilmişti. Meral Hanım önce bu iddiaları reddetti ama önceki hafta canlı yayında olayı itiraf etti. Bir gece Yoğurtçu Bayram'a misafirliğe gittiğini, son çayı içtikten sonra bir şey hatırlamadığını, çocuğun ondan olabileceğini söyledi. Bunun üzerine Türk televizyon tarihinde bir ilk yaşandı. Yoğurtçu Bayram'dan canlı yayında DNA örneği alındı.
Sonuçlar geçen hafta yine canlı yayında açıklandı. Çocuğun Yoğurtçu Bayram'dan olduğuna şüphe yoktu... Böylece yılın dizisi(!) son derece çarpıcı bir sonla 'sezon finali' yapmış oldu.
Programda patlayan tek bomba bu değildi. Canlı yayına çıkan Kader Bey de, 42 yıldır ablası bildiği kadının aslında annesi olduğunu yıllar sonra anladığını açıkladı.
Memlekette yaşanan ahlaki erozyonun bir sonucu olan soy sop karışıklığının ne boyutlara vardığını görmek için birkaç gün üst üste reality şov programlarına göz atmak yeterli. Sadece onlar mı? Diziler de gayrimeşru çocuklardan geçilmiyor.
Bu arada merak ettiğim bir şey var: Reality şovlar ve dizilerdeki soy sop karışıklığı tavan yaptığından beri DNA testi yapan kurum ve laboratuvarlara başvurularda ne kadarlık bir artış yaşandı? Eminim biri merak edip istatistik yayınlasa, hepimizin ağzı açık kalacak.
Geçenlerde Yargıtay Başkanı açıkladı: Memlekette tam 8 milyon kişi 'şüpheli' durumundaymış. O da bir şey mi? Vatandaşların yüzde 80'i 'şüpheci' durumunda...