Geçen hafta sebebini ve mantığını bir türlü kavrayamadığım iki olay yaşandı.
Ataköy 5. Kısım Camii'nde karın ağırlığına dayanamayan avludaki tente, cemaatin üzerine göçtü, bir kişi hayatın kaybetti, 20 kişi yaralandı. Bakırköy Belediye Başkanı "Ne yazık ki bu kez kaza geliyorum dedi" diye demeç verdi. Meğer tehlike arz eden tente için camiye belediyenin görevlileri gelmiş, "Burası yıkılabilir" deyip cami imamını uyarmışlar, alana da tehlikeyi işaret eden emniyet şeridi çekmişler ve gitmişler. Cenaze töreni kalabalık olup cemaat caminin içine sığmayınca avluya taşmış ve olan olmuş. Peki belediyenin görevi, emniyet şeridi çekip gitmek mi? Bir vinç, bir iş makinesi getirip tehlikeyi anında bertaraf etmek o kadar zor muydu? Dahası; bu zahmet, bir insanın hayatına değişilebilir miydi?
Oysa belediyenin görevlileri ne yapmış? Avluya 'yasak' koyup gitmiş.
Yani yasak savmış!
İkincisi... Geçen hafta haber bültenleri buzlu yollarda kayıp şehirlerarası yolları tıkayan, memlekette ulaşımı felç eden TIR haberleri ile doluydu. Sonunda İstanbul Valiliği gecikmiş bir kararla da olsa kar yağışı süresince TIR'ların trafiğe çıkışını yasakladı. Öğrendim ki, TIR'larda kış lastiği zorunluluğu yokmuş. Lütfen birileri bunun mantığını bana izah edebilir mi? Oysa ne yapılmalı? Kış lastiği tüm ticari araçlara olduğu gibi TIR'lara da zorunlu kılınmalı. Yetmez. TIR garajlarından, ambarlardan, hallerden, kantarlardan çıkan her TIR, daha yollara karışmadan denetlenip kış lastiğinin olup olmadığı, zincir, takoz ve çekme halatı bulundurup bulundurmadığı ciddiyetle denetlenmeli. Ama nerdeee...