Fethi Sekin ismini şimdiden ezberlediniz değil mi? Şimdiden yüreğinizin orta yerine nakşettiniz. Tıpkı Ömer Halisdemir gibi...
Dikkatliydi, görevini her şeyin üstünde görüyordu. Vatanı milleti için her şeyden vazgeçebilirdi.
Kendi canından bile... Üç çocuğunu yetim bırakma pahasına gitti teröristlerin üzerine...
Evlatlarını yetim bıraktı ama onlarca evladı öksüz ve yetim kalmaktan kurtardı. Hepsinden önemlisi, üzerimizdeki ölü toprağını kaldırdı.
Şimdi Fethi Sekin olma zamanıdır, şimdi siperlerimizden çıkma günüdür. Zaman; korkma, sinme, gizlenme zamanı değil, terörün üstüne üstüne gitme, başını kaldırma ve baş kaldırma zamanıdır.
Tabii ki ilk amacımız yaşamak, hayatta kalmak olmalı. Ama yeri geldiğinde bu vatan için gözümüzü kırpmadan göğsümüzü kurşunlara siper etmekten de geri durmamalıyız.
Peki ne yapacağız? Elimize silah alıp sokağa mı çıkacağız? Tabii ki hayır. O, polisin, askerin işi. Biz işimizi korkmadan, çekinmeden, en iyi şekilde yaparak, milli seferberliğe katılacağız.
Herkes kendi işinin kahramanı olmak için ter dökmeli artık. Tıpkı Fethi Sekin gibi...
Bu terör belasından kurtulmanın başka yolu yok.
Gelelim, Fethi Sekin'in geride bıraktıklarına... Evet, onun evlatları artık hepimizin evladı. Ama bunu sözde bırakırsak, kahramanımıza en büyük ihaneti biz yapmış oluruz. Belki ismini İzmir'deki o Adliye Sarayı'na, belki köprülere, meydanlara vereceğiz. Ama yetmez. Artık eserlere onun ismini vermek yanında onun eserlerini yaşatmak için seferber olmalıyız.
Çocuklarını ona layık şekilde yetiştirip büyütmek boynumuzun borcu. Devlet himayesine mi alınırlar, işadamlarının oluşturacağı ortak eğitim bursu havuzu ve gelecekte iş garantisi ile mi büyütülürler bilemem. Ama bizim için ölen o babanın yadigarları, bundan böyle teröre karşı ortak başkaldırının yaşayan sembolü olmalılar.
Bizden boşuna helallik istemesinler. Sana hakkımızı helal etmek ne kelime? Sen hakkını helal et şehidim!..