Evet evet, size söylüyorum, siz televizyon izleyicilerine... Alınmak, gücenmek yok; öylesiniz.
Bunu ben demiyorum. Tüm televizyon sektörü, koro halinde söylüyor.
Her yıl bu tarihlerde aynı açıklamayı yaparım.
Bu yıl da köşemizin yeni takipçileri için tekrarlamak zorundayım.
Ocak ayı ile beraber sevdiğiniz diziler, programlar yayınlarına ara verirler. Sizler merakla beklediğiniz dizilerin yeni bölümleri yerine 'özel' denilen uydurma kolajları, eski bölümleri, bilmem kaçıncı kez yayınlanan beylik filmleri seyretmek zorunda kalırsınız.
Sebep? Reklam bütçeleri bu ay belirlenir de ondan. Kimin hangi mecraya ne kadar reklam bütçesi ayıracağı belli olmadığı için reklam rezervasyonları durur. Ta ki 'taksimat' yapılıp kanalların damarlarına yeniden 'reklam kanı' pompalanıncaya kadar.
Bu süre içinde sizler önünüze ne konulursa onu yemek zorunda kalırsınız.
Zira kimsenin 'Yahu bu televizyon seyircisi acaba mağdur olur mu?' filan diye düşündüğü yoktur.
Çünkü sizler reyting denizine sallandırılan oltanın ucundaki balıklar olarak görülürsünüz.
Bütçe yoksa, reklam da yok.
Reklam yoksa, yeni bölüm de yok. Bakacaksınız başınızın çaresine...
Şimdi anladınız mı neyin köfte, neyin ekmek olduğunu? Köfte dediğim, reklamın ta kendisidir.
Sizler de o köfteyi arasında tutmaya yarayan sandviç ekmeği...
Ama unutulan bir şey var; ekmek, nimettir!