Yılbaşında komutanlarının yaptığı sürprizle bir anda annesini karşısında gören erin duygusal görüntülerini izleyince, hemen klavyenin başına oturdum. Ama sevgili İsmail Küçükkaya benden erken davrandı. Dedi ki, "Diğer askerlerin de yerine koymak lazım kendimizi.
Bir dahaki yılbaşında o birlikte bulunan tüm askerleri anneleriyle kavuşturmak için biz FOX olarak hazırız." Çok haklıydı. Askerliğini yapanlar bilir; ailelerden gelen mektuplardaki bir satır bile altın değerindedir. Bölük postacısı elinde tomar tomar zarflarla göründüğünde yüzler aydınlanır. İsmi okunanlar mektuplarını alıp bir köşede o satırların keyfini çıkarmaya koyulur. Ama ya mektubu gelmeyenler? Kaç kez o silah arkadaşlarıma annelerinin, babalarının, yavuklularının ağzından mektup yazmak gelmişti içimden, yapamadım.
Önümüzdeki ilk bayramda, yılbaşında yapılacak şey belli.
O yemekhanede bekleşen tüm askerlerin annelerini, babalarını, eşlerini oraya getirmeliyiz.
Ki aralarında 'mahzun' kimse kalmasın. Kalmasın ki, birine moral vereceğiz diye 50'sinin hasretini katlamayalım.
Umarım komutanlarımız ve ilgili bakanımız bu satırların üzerine 'Er mektubu, görülmüştür' damgasını vururlar.