15 Temmuz gecesi yaşanan televizyonculuk ataleti son İstanbul saldırısında da aynen devam etti. Majör kanallar, darbe girişimini askerler köprüye çıktıktan ancak iki saat sonra izleyicilerine duyurabilmişlerdi. Beşiktaş patlamalarında daha da beteri yaşandı. Hiç istiflerini bozmadılar. Yahu sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en büyük metropollerinden İstanbul'da yer yerinden oynamış, insan bir tanecik alt yazı dahi geçmez mi? Geçmez. Çünkü eğer o alt yazıyı koyarlarsa, seyircileri haber kanallarına kaçar. Reytinglerde 'other' denilen diğer kanalların puanı yükselir, kendilerininki düşer.
Şimdi soruyorum; insanların bedenleri ve ruhları paramparça olurken, reyting hesaplamaya devam edersek, bu terörün sonunu nasıl getireceğiz, söyler misiniz?
Çocuklara daha ilkokulda kitle iletişim araçlarının mektup, telgraf, sinema, radyo ve televizyon olduğu öğretiliyor. İyi de, 29 kişinin öldüğü saldırıyı (O sırada şehit sayısı o kadardı) duyurmayacaksa, televizyonun kitle iletişim aracı olduğuna insanları nasıl inandıracağız? Peki ya sözde haber kanallarına ne demeli? Patlamanın üzerinden neredeyse 20 saat geçmiş, istisnasız hepsinde aynı ibare: 'Son dakika... Beşiktaş'ta iki patlama...
29 şehit, 155 yaralı...' Yahu bunun neresi 'son dakika', söyler misiniz?
Aslında terörün kendisi kadar büyük meselemiz, terörü sıradanlaştırmak. Bu suça da televizyonlar yardım ve yataklık ediyor.