Okurumuz Füsun İnci'nin, Güneşin Kızları dizisiyle ilgili tespitleri, özellikle sektörü şekillendiren kişilere rehberlik edecek cinsten:
"Sevgili Yüksel Aytuğ, size beklenmedik bir şekilde final yapan Güneşin Kızları dizisi hakkında yazmak istiyorum. Evet, diziyi izliyordum ama senaryo çığrından çıktığı için devam etseydi, artık izlemeyecektim. Başlangıçta üç çocuklu bir edebiyat öğretmeninin ikinci evliliğinde yaşadığı sorunları gösteren bir dizi gibi görünen Güneşin Kızları'nın, reytingi düşünce önce günü değiştir, sonra senaryosu bir tuhaflaştı. Dizinin; yıldızları parlayan, umut vâdeden genç oyuncuları varken, gidişatı korkuttu. Kabul etmek gerekir ki, psikopat koca Haluk rolünü Emre Kınay mükemmel oynadı. Ancak ruhsal gelgitleri ilgi çeken Haluk kişisi, nerdeyse pedofili suçlusu olacakken senaryo yumuşatıldı. (Bkz. Haluk'un yeğeninin sevgilisine ilgisi).
Güneş'in yaşadığı şiddet ve vahşeti anlatmak ise mümkün değil. İlk başta Güneş sadece duygusal şiddet yaşıyor gibi görünürken, bilmeden tecavüzcüsüyle evlenen zavallı bir kadına dönüştü. Ayrıca, örnek bir edebiyat öğretmeni olacakken ruhsal durumu çalkantılı, okuldan uzaklaştırılan mağdur bir öğretmen oldu. Güneş'in kızları ise, lise öğrencisi olmaktan uzak, okul hariç her şeyle meşgul, full makyajlı, son model arabaların emanet edildiği küçük kadınlardı. Türkiye'de çocuk gelinler olmasın diye bu kadar mücadele edilirken, dizide Selin'in lisedeyken aşk için evlenmesi kutsandı.
Dizimizin genç oyuncularının asıl anne ya da babaları ise, hep başka kişilerdi. Yıllarca aldatılmışlardı. Tehdit ve şantaj dizide gırla gidiyordu. Dizinin sonunda Haluk kişisi intiharla cezalandırıldı. Yaşadığı travmatik olayları hafifletmek için, Güneş kaza geçirdi ve kötü anıları unuttu. Güneş ve kızları 'Hadi gel köyümüze geri dönelim' tadında İzmir'e dönmek için yola çıktı, esas oğlanlar da peşinden. Nerede Bizimkiler, Süper Baba, Kaynanalar ve Perihan Abla gibi naif diziler? Toplum mu değişti de diziler topluma uydu, yoksa diziler mi çıldırdı, toplum da onlara mı uydu? Biliyorum ki bu dönemde o naif diziler olsaydı, yeterince reyting alamaz ve yayından kalkarlardı.
Türk dizileri başlangıçta ne kadar iddialı olsalar da onları öldüren, reyting kaygısı ve anlayamadığım nedenlerle bir dizinin yaklaşık reklamsız 2.5 saat sürmesi. Bence bu sistem böyle sürerse, ileride seyredecek dizi bulamayacağız."