İnsanlığa karşı suç işlediği ve tarihi Mostar Köprüsü'nü yıktırdığı gerekçesiyle Lahey'de yargılanan Hırvat Slobodan Praljak, 20 yıl hapis cezasının onaylandığını duyunca zehir olduğu belirtilen bir sıvı içti. Hırvat televizyonu Praljak'ın öldüğünü bildirdi. Mahkeme de daha sonra ölümü teyit etti. Lahey kentindeki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde (ICTY) dün görülen temyiz duruşmasında 20 yıllık hapis cezasının onaylandığını duyan ve bunun üzerine zehir olduğu öne sürülen bir sıvıyı içen eski Hırvat General Slobodan Praljak, kaldırıldığı hastanede öldü. Praljak insanlığa karşı suç ve 1993 yılında tarihi Mostar Köprüsü'nün yıkılması emrini vermekle suçlanıyordu. Lahey'de dün 'Prlic ve diğerleri' diye bilinen 2013 yılında cezaya çarptırılan altı Bosnalı Hırvat sorumlunun temyiz duruşması vardı. Hakkındaki hapis cezasının onaylandığını duyan Praljak öfkeli bir şekilde, 'Praljak bir suçlu değildir. Hükmünüzü reddediyorum' diye bağırdı. Ardından çıkardığı küçük kahverengi şişedeki sıvıyı içti. Bu sırada Praljak'ın avukatı, 'Müvekkilim zehir içtiğini söyledi' dedikten sonra duruşmaya ara verildi. Dakikalar içinde gelen bir ambulansa bindirilen Hırvat savaş suçlusu, hastaneye götürüldü. Hırvatistan'ın resmi haber ajansı HINA, eski Hırvat generalin bir yakınına dayandırdığı haberinde, Praljak'ın kaldırıldığı hastanede öldüğünü bildirdi. Daha sonra mahkemeden de teyit geldi. Slobodan Praljak, duruşmalarda Bosna-Hersek'te Osmanlılar tarafından 1566'da inşa edilen tarihi Mostar Köprüsü'nün Bosna İçsavaşı sırasında Kasım 1993'te yıkımından özel olarak sorumlu tutulmuştu. Praljak köprünün Hırvat topçuları tarafından yıkımı için 'Bu, sadece eski bir köprü' diye konuşmuştu. Bu olayın emrini vermekle suçlanmıştı. Mostar kenti o dönem Hırvatlar ve Müslüman Boşnaklar arasında şiddetli çatışmalara sahne olmuş, Müslüman nüfusa yönelik katliam gerçekleştirilmiş, kentin doğusunun yüzde 80'i de tahrip edilmişti. Köprü Türkiye'nin devreye girmesiyle 2004 yılında Türk ustalar tarafından aslına uygun şekilde tekrar inşa edildi. Mostar Köprüsü, 23 Temmuz 2004'te yeniden inşa edilmiş, 2005 yılında da UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edilmişti. Öte yandan Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi, geçtiğimiz günlerde yine Soykırım suçlusu eski Sırp komutan Ratko Mladic'e soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş kanunlarını ihlalden müebbet hapis cezası verdi. SIRP KASABI! Srebrenitsa'da 1995 yılında Sırp askerlerin yaptığı ve 8 binden fazla Boşnak erkeğin öldürüldüğü soykırımdan da ceza alan Bosna kasabı olarak bilinen Sırp general Ratko Mladic, iddianamedeki Srebrenitsa soykırımının yanı sıra sürgün, yok etmek, esir almak, öldürmek, sınır dışı etmek, insanlık dışı eylemler ve sivillere karşı hukuka karşı saldırılardan suçlu bulundu. AVRUPA'NIN GÖBEĞİNDE MÜSLÜMAN KATLİAMI: SREBRENİTSA Dünyada Soğuk Savaş döneminin sona ermesinin ardından yaşanan gelişmeler altı federe cumhuriyetten oluşan Yugoslavya'nın da dağılmasına neden oldu. Yugoslavya'yı meydana getiren cumhuriyetlerden biri olan Bosna, 1992 yılının Şubat ayında yapılan bir referandumun ardından bağımsızlığını ilan etti. Ancak Bosna'nın bağımsızlık kararını tanımayan Sırplar, Saraybosna'yı kuşatma altına alarak üç buçuk yıl süren Bosna Savaşı'nı başlattılar. EN BÜYÜK SOYKIRIM 1995'in Temmuz ayında Srebrenitsa'da Sırplar tarafından 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da yaşanan en büyük soykırım gerçekleştirildi. Sırp kuvvetleri Srebrenitsa'da beş gün içinde 8.372 Boşnak'ı öldürdü, yüzlerce kadına ve küçük yaştaki kız çocuğuna tecavüz etti. Bir gün içerisinde 20.000'in üzerinde mülteci Srebrenitsa'dan zorla çıkarıldı. 1992-95 yılları arasında sistematik olarak yürütülen büyük çaplı bir etnik temizliğe maruz kalan Bosna'nın doğu yakasında, tüm dünyanın gözleri önünde, Sırp kuvvetleri Boşnaklara karşı her türlü savaş suçunu işledi. 'GÜVENLİ BÖLGE'YE SIĞINDILAR AMA Sırp saldırılarından kaçan binlerce Boşnak, BM tarafından 'güvenli bölge' ilan edilen ve 400 Hollandalı barış gücü askeri tarafından korunan Srebrenitsa'ya sığındı. Sığınmacılardan yaklaşık 25.000'i, barış gücü askerlerince Srebrenitsa'ya birkaç kilometre mesafedeki Potaçari'de bulunan bir akü fabrikasına yerleştirildi. Fabrikadaki savunmasız binlerce Boşnak, Hollandalı askerlerce 11 Temmuz 1995'te Ratko Miladiç, nam-ı diğer 'Sırp Kasabı', komutasındaki Sırp askerlerine teslim edildi. Askerler 12 yaş üstü tüm erkekleri bir yana, kadınları da diğer yana ayırdılar. Kadınlara tecavüz edildi, erkekler ise kamyon ve otobüslere doldurularak ölüme götürüldü. Srebrenitsa'daki kıyımdan Tuzla'ya kaçmaya çalışan 12.000'i aşkın Boşnak, dağlık güzergâh üzerinde pusu kuran keskin nişancı Sırp askerleri tarafından âdeta tek tek avlandı. Dağlardaki bu zorlu kaçış yolundan yaklaşık 3.000 kişi sağ olarak Tuzla'ya ulaşabildi. Srebrenitsa'dan Tuzla'ya uzanan yolda 10 gün içerisinde 10.000'den fazla kişi katledildi. Srebrenitsa'da yaşanan bu katliam Avrupa'da hukuksal olarak belgelenen ilk soykırım olarak tarihe geçti. 312 BİN KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ Bosna'da üç buçuk yıl devam eden savaşta 312.000 kişi hayatını kaybetti, 2 milyon kişi evini terk etmek zorunda kaldı. 27.734 kişi resmî kayıtlara kayıp olarak geçti. Toplu Mezarları Araştırma Enstitüsü'nün 18 yıldır sürdürdüğü çalışmalarda 20.000 kayıbın cesedine ulaşıldı, bunlardan yaklaşık 18.000'inin kimliği belirlendi. Toplu mezarlarda bulunan cesetlerin çoğu parçalandığı ve yakıldığı için kimlik tespit çalışmaları zorlukla sürdürülüyor. Bosna-Hersek Kayıpları Arama Enstitüsü verilerine göre, 1995 yılından bu yana ülke genelinde 500'den fazla toplu, 5.000'in üzerinde müstakil mezar bulundu.