Suudi gazeteci Cemal .Kaşıkçı'nın cesedinin kuyuya atılmış olduğu iddiaları üzerine kuyuda arama başlatıldı. Washington Post gazetesinde yayımlanan makalede ise, 'Cemal Kaşıkçı'nın ortadan kaybolmasından bu yana 4 haftayı geride bırakırken, akıllardaki soru Suudi Arabistan rejiminin bu olaya dahil olup olmadığı değil, bu cinayetten sıyrılıp sıyrılamayacağı.' ifadesi kullanıldı. Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğü Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nun bulunduğu sokakta, özel bir şirketin çalışanlarınca, robot kameralarla kanalizasyonda inceleme gerçekleştirildi. Levent'te başkonsolosluğun bulunduğu Konaklar Mahallesi Çamlık Caddesi Akasyalı Sokağı'na akşam saatlerinde kanalizasyon görüntüleme sisteminin yer aldığı minibüs geldi. Minibüsteki görevlilerce, sokaktaki rögar kapağı açılarak, kanala robot kamera indirildi. Kanallarda yapılan inceleme, araçtaki ekrandan izlendi. İncelemenin tamamlanmasının ardından araç, sokaktan ayrıldı 'AKILLARDAKİ SORU, SUUDİ ARABİSTAN'IN KAŞIKÇI CİNAYETİNDEN SIYRILIP SIYRILAMAYACAĞI' Washington Post gazetesinde yayımlanan makalede, 'Cemal Kaşıkçı'nın ortadan kaybolmasından bu yana 4 haftayı geride bırakırken, akıllardaki soru Suudi Arabistan rejiminin bu olaya dahil olup olmadığı değil, bu cinayetten sıyrılıp sıyrılamayacağı.' ifadesi kullanıldı. Suudi gazeteci Kaşıkçı'nın da yazarı olduğu Washington Post gazetesinde 'Steve Andreasen' imzasıyla yayımlanan makalede, 'Cemal Kaşıkçı'nın ortadan kaybolmasından bu yana 4 haftayı geride bırakırken, akıllardaki soru Suudi Arabistan rejiminin bu olaya dahil olup olmadığı değil, bu cinayetten sıyrılıp sıyrılamayacağı.' değerlendirmesi yer aldı. Bu konuda reel politiğin artık uygun olmadığına işaret edilen makalede, şu ifadeler yer aldı: 'Buna uluslararası diplomaside 'Harvey Weinstein anı' adını verelim. Bu anda, belirli bir alana (Hollywood, petrol) tüm erişimi kontrol eden ve uzun yıllar boyunca dokunulmaz görünen oldukça güçlü bir figür (Weinstein, Veliaht Prens Muhammed bin Selman), bir yerde bir sinire dokunuyor ve yaptıklarının hesabını vermesi istekleri yükseliyor.' 'Uluslararası medyayı Türk hükümeti besledi' Suudi Arabistan'ın yaptıklarının hesabının verilmesinin, kamuoyunun dikkatini çekmekle başlayacağına dikkat çekilen makalede, 'Suudi Arabistan cinayet işleyip, yaptıklarının yanına kalacağını düşündü. ancak uluslararası medya hedef kitleleri için bu hikayeyi aydınlatmada kilit rol üstlendi, olayı manşetlere taşıdı. Kabul etmek gerekirse, uluslararası medyayı da Türk hükümeti besledi.' görüşü paylaşıldı. Olayın kamuoyunun dikkatini çekmesi ile Suudi Arabistan konusunda baskı kurularak birçok önemli ismin bu ülkeyi boykot kararı aldığı ayrıca 'Suudi Arabistan'ın olayın üstünü örtme çabalarının da boşa çıkarılarak, itirafa zorlandığı' belirtildi. WASHİNGTON POST EDİTÖRÜNDEN TÜRKİYE'YE ÖVGÜ Bu arada sosyal medya platformu Twitter'da da Washington Post Uluslararası Görüş Sayfası Editörü Karen Attiah ve Buzzfeed adlı internet sitesinin editörü Tom Gara arasında Türkiye'nin uluslararası medyadaki rolü konusunda geçen diyalog dikkati çekti. Gara, mesajında, Kaşıkçı hakkında çıkan haberlerin, Türkiye'den sızdırılan bilgilerin bitmesiyle bir anda gündemden düşmesine dikkati çekerek, 'Bu hikaye, tahmin edilebileceğinden çok daha uzun süre ana gündem maddesi oldu. Her zaman ana gündemde kalamazdı ancak Türkiye'nin bu meseleyi, bu kadar uzun süre manşette tutmayı başarması harikaydı.' görüşünü paylaştı. Attiah da Gara'ya cevap olarak yaptığı paylaşımda, 'Türkiye inanılmaz güzel bir iş çıkardı ancak konu kapanmadı. Hepimiz Kaşıkçı konusunu izlemeye devam etmeliyiz.' ifadelerine yer verdi.