Türkiye'deki ünlülerin ve cemiyet hayatının tatil gözdesi Yunan Adaları, Mykonos, Kos, Samos, Naxos, Paros, Rodos ve Santorini'de vizesiz kısa tatil yapabileceğiz artık. İşte çılgın gece hayatları, dinlendirici manzaraları, mezeleri ve greek havalarıyla tatil cenneti Yunan Adaları... SİSAM(SAMOS) ADASI Türkçe’de Sisam Adası olarak adlandırılan Samos, Türkiye’ye en yakın Yunan Adasıdır. Kuşadası Dilek Yarımadasi Milli Parkı’na olan en yakın mesafesi 1,5 km.den biraz fazladır. Ada 1453’ten 1832’ye kadar Osmanlı hakimiyetinde bulunmuştur. 480 kilometrekarelik yüzölçümüyle Ege Denizi’ndeki sekizinci büyük adadır. 35,000 nüfuslu Samos, üç limanı (Vathy,Pythogorio,Karlovasi) ve bir internasyonel havaalanıyla yaz sezonunda gezginlerin Mykonos, Santorini, Naxos, Paros gibi diğer adalara ve Atina’ya geçiş yapmak amacı ile mutlaka uğramalarıyla Yunanistan’ın en çok ziyaretçi alan bir adası durumuna gelmiştir. Çevresine yayılmis irili ufaklı plajları, yemyeşil doğası, tarihi kalıntılari ve şirin sokaklarıyla, Sisam, ziyaretcilerine sakin bir tatil vaat eder. Görülecek yerler/Yapılacak şeyler: Vathy Kasabası: Ada’nın başsehridir. Kuşadası’ndan gelen feribotlar Vathy Limanı’na yanaşır. Burada kordon boyu yanyana sıralanmış kafeler yazın gün boyu cıvıl cıvıldır. Samos Kasabası da denen Vathy’de adadaki antik yerleşimde bulunmuş tarihi eserlerin sergilendiği bir de Arkeoloji Müzesi vardır. Bu müzede diğer eserlerle beraber 4,5 metre boyundaki dünyaca ünlu dev antik Yunan heykelini görmek mümkündür. Pythagorio Kasabası: Vathy’den 14 km uzaklıktaki şirin bir kıyı kasabasıdır. Kasaba ismini burada doğan antik çağın ünlü matematikçisi Pisagor’dan alır. Kapılarının önü renk renk sardunyalarla süslü müstakil evlerin olduğu dar sokaklarına yapılacak kısa bir yürüyüş Tipik bir Yunan Ada’sı kasabasının tüm sakinliğini gezginlerine tattıracaktır. Eupalinos Tüneli: Pythagorio’ya 3 km. uzaklıktaki bu antik su tüneli tüm adadaki en dikkat çekici yerdir. Kaynak suyunu bir km. ötedeki yerleşimlerine getirebilmek için antik Yunanlılar tarafından 2500 yıl önce dağın dokuz metre altı oyularak yapılmıştır. Hera Tapınağı: Eğer Selçuk ilçemizdeki Efes Artemis Tapınağı yapılmamış olsaydı, ana tanrıça Hera için yapılmış bu tapınak dev boyutuyla dünyanın yedi harikasından biri olacaktı. Ancak Efes’liler kendi tapınaklarının ölçüsünü biraz daha zorlayarak boyut olarak da, gösteriş olarak da komşuları Samos’luların bu görkemli tapınaklarını geçmişlerdi. Kokkari: Vathy’den 15 km. uzaklıktaki bu balıkçı köyü, akşamı hoş bir yemek ile başlatıp, Yunan müziği çalan tavernalarda devam ettirmek isteyenler için hoş ve sakin bir yer. Kokkari’ye çok yakın bir çok ta plaj var; Tsamadu, Lemonakia ve Tsambu bunların en ünlüleri. Mytilini: Vathy ile Pythagorio kasabası arasındaki bölgede yer alan bu köydeki Paleontoloji Müzesi, içindeki 10 milyon yıl öncesinden kalan hayvan fosilleriyle görülmeye değerdir. Gece Hayatı: Samos’ta gece hayatı Mykonos, Santorini gibi diğer Adalar’dakilere oranla daha sakindir. Burası daha ziyade Yunan Müziği dinleyerek ouzo (Yunan rakısı) ve Samos şarabı tüketilen taverna-restaurant tarzı mekanlarda sakin ve dinlendirici akşamlar geçirebileceğiniz bir adadır. SANTORİNİ Yunan Adaları’nın hepsini görmüş olanların büyük bir çoğunluğu içlerinden Santorini’nin en etkileyici olduğu konusunda hemfikirdir. Gerçekten de, Antik Zamanlar’da meydana gelen büyük bir volkanik patlama sonucunda bu günkü krater görüntüsüne sahip olan Santorini yıl boyu, 1 milyonun üzerinde turistten ve balayı çiftlerinden oluşan bir ziyaretçi akınına uğrar. 73 kilometrekarelik yüzölçümüyle diğer adalara oranla daha küçük bir Ada olan Santorini, gerçekten de muhteşem manzaralara sahip bir coğrafyadır. Ada 3500 yıl öncesine kadar yerli halk Minoanlılar’a ev sahipliği yapmış ve o zamanlar bir daire şeklindeymiş. Bu tarihteyse Ada’daki volkan büyük bir sarsıntıyla patlamış ve bu şiddetin sonucunda Ada’nın ortası sular altına gömülmüş (bazı arkeologlar Kayıp Şehir Atlantis’in burası olabileceğini düşünüyor) ve hilale benzer şekli ile bu günkü Santorini oluşmuş.Binlerce yıl çok iyi korunagelmiş arkeolojik kalıntılarıyla Santorini’nin Dünya’da eşi benzeri yoktur ve bu özellikleriyle ülke turizmine hatırı sayılır bir katkıda bulunmaktadır. Tüm Kiklad Adaları(Tavşan Adaları) gibi Santorini de bir dönem Türk hakimiyetinde kalmıştır. Görülecek Yerler/Yapılacak şeyler: Plajlar: Plajlarıyla ün yapmış bir Yunan Adası olmamasına rağmen Santorin'nin etrafındaki irili ufaklı plajlardaki siyah volkan kumunda güneşlenmenin ayrıcalığı da başka bir adada bulunmaz. Bot Turu: Limandan kalkan mini tur botlarıyla kraterin ortasındaki adalara yapabileceğiniz günübirlik turlarda sıcak şifalı suda yüzebilme şansı var. Böylelikle Santorini’nin ilginç coğrafik yapısını da uzaktan görmüş olursunuz. Bu gezini dönüşündeyse, eğer daha önce araba ve ya asansörü kullandıysanız, yarığın tepesindeki şehre bu kez ‘eşek taksi’lerle tırmanarak gününüzü noktalayabilirsiniz.Bu arada en güzel fotoğraflar Ada’nın baş şehri olan Fira’nın uçlarındaki yapılardan çekilebilir. Akrotiri ve Thira Harabeleri: Volkan külü altında binlerce yıl çok iyi bir şekilde korunmuş olan Santorini Adası’nın eski yerlilerinden kalma Akrotiri Harabeleri 3600 yıl öncesindendir. Buradaki evlerden çıkarılmış rengarenk eski duvar resimlerini görmek için Ada’daki Thira Müzesi’ne gitmeniz gerekiyor. Thira Harabeleri’ndeki kalıntılar ise Akrotiri’ye oranla daha yakın tarihtendir; tiyatro, agora, tapınak gibi 2800 yıllık Antik Yunan ve Roma Harabeleri ile daha genç Bizans harabeleri. Gece Hayatı: Santorini gece hayatı konusunda Mykonos’tan sonra ikinci sırada gelir. Birbirine yürüyüş mesafesi uzaklığında bir çok eğlence merkezi vardır. Yemek: Santorini’de bir restaurantın kalitesini, yemekleriyle beraber krater manzaralı olup olmadığı belirler. Tabii, balık her yerde balık diyebilirsiniz, ancak Santorini Krateri manzarası eşliğinde yenilmiş balık mönülü bir akşam yemeği, anılarınızda özel bir yere sahip olacak kadar doyumsuz olacaktır. Alışveriş: Santorini’nin şarapları ünlüdür ve bir çok bağ sahibi cüzzi bir ücret karşılığında meze eşliğinde şarap tadımı yaptırır. RODOS Ada hem tüm Avrupa' daki en iyi korunmuş ve en büyük Ortaçağ şehrine sahip olması, hem de yıl boyu ortalama 300 gün güneş görmesi sebebiyle oldukça popüler bir tatil merkezidir. Oniki Adaların en büyüğü olan Rodos, Ortaçag'da St. John Şövalyelerinin meskeni olup, ardından Osmanlı hakimiyetine geçen Rodos, bir dönem de İtalyan yönetimine bağlı kaldığından bu gün her üç kültürden geriye kalan mimari harmanla ender bulunur güzellikte bir görüntüye sahiptir. Rodos aynı zamanda antik dünyanın yedi harikasından biri olan 32 metre boyundaki bronzdan yapılma liman anıtı Colossus'a da ev sahipliği yapmıştır. Heykel eski zamanlardaki bir depremle yıkılmış. Bu gün Rodos Limanı, modern ziyaretçilerini, Colossus'un ayaklarının bastığı yerleri gösterdiğine inanılan, iki sütun üzerindeki geyik heykelleriyle karşılar. Görülecek Yerler/Yapılacak şeyler: Rodos'un ana limanı Rodos Şehri'nde yerleşim, old town (eski kent) ve new town (yeni kent) olarak ikiye ayrılmış durumdadır. Ada'nın en güzel plajlarından biri de yeni kenttedir. Rodos Adası'nın çok turist çeken diğer bölgeleri ise sırasıyla Lindos ve Kamiros'tur. Ada'nın doğu kısmı irili ufaklı şirin plajlarla doludur, batı kısmı ise büyük tatil merkezleri süsler. Plajlar: En yakındaki plaj aynı zamanda en temiz ve düzenli plajlardan biridir. Ancak vakitten yana probleminiz yoksa otobüs ve ya limandan kalkan küçük teknelerle doğuya gidebilirsiniz. Buradaki bembeyaz kumsallar, yemyeşil ağaçlarla çevrili; batı kısımdaki plajlar ise kayalıklı ve rüzgarlıdır. Bu bölge şnorkelli dalış ve sörf için daha uygun. Eski Kent (Old Town): Günümüze çok iyi durumda ulaşmış, Rodos Şehri'nin kalbi konumundaki bu eski Ortaçag kentinin dar ve taş döşemeli sokaklarında yapılan bir yürüyüş, insanı Ortaçağ'a geri gitmiş hissi verir. Hala 12 metre kalınlığındaki surlarla çevrili durumdaki eski kente, Topkapı Sarayı'ndakilere benzer güzellikteki sur kapılarından giriliyor. Kent, iki bölüme ayrılmış durumda; bunlar, ortaçağda şövalyelerin oturduğu bölge ve diğer sakinlerin yasadığı yerler olan Hora Mahallesi. Hora Mahallesinde Osmanlı döneminden kalma bir çok yapı mevcuttur. Bunlardan en önemlisi, şövalyelere karşı elde edilen zafer onuruna yapılmış pembe kubbeli Süleyman Camiidir. Caminin çaprazında içinde birçok Osmanlı elyazmasının bulunduğu bir kitaplık, ve hamam vardır. Yeni Kent (New Town): Yeni kentin üzerinde bir bulut gibi yükselen antik Yunan zamanından kalma akropolis (yukarı kent) ilk göze çarpan güzelliktir. Buradaki milattan önceki zamanlardan kalma tiyatro, stadyum ve Apollon Tapınağı tarih severlerin ilgisini bekler. Bu noktaya tırmandığınızda, Rodos Kasabasının da panoromik görüntüsüne sahip olacaksınız. Yeni Kent'te bir de Türk hakimiyetinden kalma Murad Reis Camii var. Lindos: Şehrin ortasında yükselen tepedeki antik kalıntıları, sahilde güneşlenirken seyretmeye doyum olmaz. Lindos, Rodos Kasabası'na yalnızca 47km. mesafededir ve günde bir çok kez otobüs kalkar. Gece Hayatı: Disko, bar ve canlı pop müzik mekanlarının sayısı konusunda Rodos'un dünyanın en ünlü şehirlerindeki (Paris, New York gibi) mekan sayılarıyla yarıştığı söylenir. Geleneksel Yunan Gecesi eğlencesi isteyenler için de mekanlar mevcuttur.Zevkinize uygun bir mekanı bulabilmek için çok çaba sarfetmenize gerek kalmayacak.Rodos ayrıca Yunanistan'ın bir kaç adet lisanslı casinolarından birine sahiptir. PAROS Paros Adası, güzel plajları, küçük sevimli balıkçı köyleri, beyaz badanalı kübik evleri, Mykonos’la yarışabilecek düzeydeki canlı gece hayatı ile son yıllarda oldukça popüler bir turist destinasyonu haline gelmiştir. Paros, 195 kilometrekarelik yüzölçümüyle 3. en büyük Kiklad Adası’dır. Paros’un antik çağlardaki zenginliği Ada’da bulunan saf beyaz mermerden gelirmiş. Bu gün tüm dünya müzelerindeki en güzel antik heykellerden bir çoğu gibi daha sonraları Napolyon Bonaparte’nin mezarı da Paros mermerinden yapılmadır. Görülecek Yerler/Aktivite: Parikia: Ada’nın limanı ve başşehri olduğu için gezginlerinde ilk ayak bastıkları bu küçük şehirde tipik bir Yunan Adası görünümünün yanısıra oldukça modern oteller de vardır. Plajlar: Paros’un tatilcilere sunabileceği, bir çok farklı zevke hitap edebilecek çeşitlilikte plajı vardır; sörf yapanlar için rüzgarı müsait, dibi şnorkelli dalıştan hoşlananları tatmin edecek kadar zengin, tüm gün eğlence arayanlar için kıpır kıpır ve çıplak yüzmekten hoşlananlar içinde çıplaklar kampı olan bir çok plajı Adanın kıyı şeridinde bulunur. Chrissi Akti ( Golden Beach ) Paros’un en ünlü plajıdır. Pounda Plajı buna çok yakın mesafededir. Daha küçüktür ama parti denince plajların en büyüğüdür. Tüm gün eğlencelerin sürdüğü plajda büyük bir yüzme havuzu, su ve plaj oyunları ve disko da vardır. Lageri plajı kumlu bir plajdır ve yakınında çıplaklar kampı vardır. Krios ve Kaminia Plajları daha sakin plajlardır ve şnorkelli dalış için de uygundur. Gece Hayatı ve Yemek: Paros, Mykonos’taki gibi çılgın görüntülere sahip olmamakla birlikte tüm Kiklad Adaları’ndaki en canlı gece hayatına sahip adalardan biridir. NAKSOS Naxos Mykonos, Santorini ve çok yakındaki Paros kadar olmasa da popülerdir ve bu yanıyla sakin ve dinlendirici bir tatil arayanların ihtiyaçlarına cevap verir. Naxos’a gemiyle gelenlerin (Ada’da bir de havaalanı mevcut) limana yanaşırken gözüne çarpan ilk şey ‘büyük kapı’ anlamındaki Portara olur. Milattan önce altıncı yüzyıldan kalma bu büyük kapı, mitolojide geleceği gören Güneş Tanrı Apollon’un tapınağının günümüze kadar ulaşabilmiş tek kalıntısıdır. Naxos, mitolojide Ariadne ve Thesusus hikayesiyle yer alır. Kahraman Thesus’a aşık olan Girit Kralı’nın kızı Ariadne, Thesus’un evlilik vaatlerine kanarak onu hapsedildiği labirentten kurtarır. Fakat Atina’ya kaçarlarken Thesus Ariadne’yi Naxos’ta bir başına bırakarak terkeder. Görülecek Yerler/Aktivite: Naxos Kasabası: Ada’nın başşehri olan Naxos Kasabası’nın Bourgos adındaki bir kıyı yerleşimi, Kastro (kale) adındaki bir de tepe yerleşimi vardır. Kıyı alışveriş, postane, internet vs. gibi ihtiyaçlarınızı görebileceğiniz, kafeler, barlar, plajlar açısından tatminkar bir yer konumundayken, Kastro tarihseverleri çağırmaktadır. Apollonas Heykeli: 10 metre boyundaki 2600 yıllık bu dev çıplak erkek heykelini,plajları ve tavernalarıyla aynı zamanda bir tatil beldesi de olan Apollonas kasabasında görebilirsiniz. Plajlar: Naxos,Kiklad Adaları’nın en güzel ve en uzun plajlarına sahip adalarından biridir. Naxos Kasabası’nın yakınındaki Agios Georgios Plaji Ada’nın ana plajıdır. Çevresinde bir çok bar ve restaurant olan plaj uzun ve kumludur. Suyu uzun metreler boyu oldukça sığdır, dolayısıyla çocuklu aileler için mükemmel bir plajdır. Naxos Kasabası’ndan kalkan feribotlarla 5km uzunluğundaki çıplaklar kampı Plaka, sörf yapılan Micri Viagla, 7km uzunluğundaki Kastraki gibi daha sakin plajlara da gitmek mümkündür. Gece Hayatı: Naxos’ta güneş battığında partileriyle meşhur adalarda olduğu kadar büyük bir hareket olmaz, ancak yine de kanı kaynayanları diğer günün ilk ışıklarına kadar tatmin edecek sayıda bar ve diskoyu Ada’da bulmak mümkündür. Bunların merkezi liman şehri Naxos Kasabasıdır. MYKONOS Mykonos en çok ziyaret edilen ve en pahalı Yunan adasıdır. Tüm Ege Denizi’ndeki en hareketli gece hayatı yaz sezonu boyunca burada yaşanır. Ada’nın asıl müdavimlerini ise dünya jet sosyetesi oluşturur. Mykonos, çılgın yaşantısı ve her türlü cinsel tercihe olan toleranslı yaklaşımıyla ünlüdür. Mykonos, bembeyaz badana vurulmuş balkon ve duvarlarından sarkan rengarenk begonviller, sardunyalarla süslü Mykonos evleri ve rıhtımda yan yana sıralanmış yeldeğirmenleri ile ada, zor beğenenlerin bile kalbini çalmaya yetecek kadar çekiciliğe sahiptir. 85 kilometrekare yüzölçümlü oldukça küçük bir ada olan Mykonos’ta sürekli olarak 5,500 kişi yaşar. Ada 1453’ten 1832’ye kadar Osmanlı hakimiyetindeydi. Mykonos Adası’nın başşehri, büyük yolcu gemilerinin de yanaştığı bir liman şehri olan, Mykonos, çok kullanıldığı adıyla Hora Kasabasıdır. Gece Hayatı: Mykonos gece hayatı söz konusu olduğunda bir numaradır. Çılgın, uçuk-kaçık eğlenceler sınır tanımaz ve sabaha kadar sürer. Ada her yaz sezonunda farklı coğrafyalar ve farklı cinsel tercihlerden yüzbinlerce kişiyle dolup taşmaktadır. Görülecek Yerler/Yapılacak şeyler: Delos Adası: Delos Adası, Antik Yunan Dini olan ‘mitoloji’ye göre, Tanrı Apollon ile Tanrıça Artemis’in doğum yeridir. Antik tiyatro, zengin mozaiklerle süslü evler, Apollon Tapınağı ve Aslanlı Yol, Delos Harabeleri’nde görülebileceklerden yalnızca bir kaç örnektir. Bu gün modern hiç bir yerleşimin olmadığı Delos’a rehberli bir tur eşliğinde gidebilir. Alışveriş: Keten ve dantel perdeler Mykonos’ta en çok satılan eşyalardandır. Kuyumcularda eski Bizans takılarının kopyaları, galerilerde ise müzelerdeki antik objelerin kopyaları dikkat çekecek güzelliktedir. Yemek: Yaz boyu kozmopolit bir nüfusa sahip olan Mykonos’ta her damak tadına göre en az bir restaurant bulmak mümkündür. KOS Dodekanes Adalar grubunun Rodos'tan sonra ikinci büyük adası olan Kos, insanlık tarihinde, insan iyileştirmenin büyücülük ile değil, eğitim, deneme ve deneyim ile olabileceğini ilk kez söyleyen modern tıbbın kurucusu Hipokratın doğduğu ve yaşadığı yerdir. Bu gün 21. yüzyılın doktorları bile hala antik hastanenin kalıntılarını ziyaret edip burada, Hipokrat yeminlerini ederler. 290km uzunluğundaki çevresi mükemmel plajlarla dolu olan Kos, bu gün büyük turistik otellerin bulunduğu ve yaz sezonunda gece hayatı oldukça hareketli olan bir adadır. Ada'daki havaalanına İngiltere ve Avrupanın diğer bazı ülkelerinden kalkan direk uçuşlar vardır. Kos aynı zamanda, gündüzleri zevke uygun bir plajda uzun saatler dinlenip güneş batar batmaz da eğlence mekanlarında ertesi günün ilk ışıklarına dek doyasıya eylenmeye alternatif arandığı bir noktada, zengin tarihi kalıntılarıyla tatili ilginç kılabilecek kadar donanımlıdır. Gece Hayatı ve Yemek: Dodekanes Adaları içinde en hoş ve renkli gece hayatına sahip adalardan biri de Kos'tur. Burada geleneksel Yunan gecelerinden, kabare şovlarına, sakin müzik yapan barlardan, tekno çalan diskolara kadar her şeyi bulabilirsiniz.