Bosna Hersek’in referandum sonucunda bağımsızlığını ilan etmesinin ardından, 6 Nisan 1992’de Sırp güçleri başkent Saraybosna’yı ablukaya almış ve saldırılara başlamıştı. 3 buçuk yıl süren ve yüzbinlerce masum insanın hayatını kaybetmesine, milyonlarcasının evlerini terk etmesine yol açan savaşın yıldönümünde Bosna’da yaşananlar tüm çıplaklığıyla sabah.com.tr’de. Yakın tarihin ve modern dünyamızın en büyük ayıbı işlediği en büyük suçu şüphesiz Bosna Savaşı ve bu savaş adı altında Boşnaklar'a yapılan soykırımdır. Tarihte yaşanmış böylesi fecaatlerin büyüklüğünü, şiddetini ve ciddiyetini daha iyi anlamada 'rakamlar' önemli rol oynar. İşte Bosna Savaşı'yla ilgili o acı rakamlar... Modern savaş tarihinin en uzun kuşatması (5 Nisan 1992-29 Şubat 1996) olarak tarih sayfalarındaki yerini alan Saraybosna (Sarajevo) Kuşatması'na ait istatistikler: - 10 bin insan öldürüldü, - 56 bin kişi yaralandı, - Her gün ortalama 329 bomba şehri vurdu, - 22 Temmuz 1993 tarihinde sadece bir günde 3777 bomba patladı, - Kaba hesapla 10 bin bina parçalandı, - 100 bin bina ve 500 bin insan savaştan zarar gördü Saraybosna'da, - Binaların yüzde 23'ü ciddi hasar alırken, yüzde 64'ü hafif hasar gördü. - Saraybosna'da bu dönemden hasarsız olarak kurtulan bina oranı sadece %13. - Bosna'da yaşayan (Boşnak, Sırp, Hırvat) çocuk nüfusunun yarısı (ortalama 700 bin) ölmüş, yaralanmış, evinden sürülmüş ya da başka sebeplerle direk savaştan etkilenmiştir. - Otoriteler tarafından savaş sebebiyle hayatını kaybeden sivil ve askerlerin (Boşnak, Hırvat, Sırp) sayısı tahmini olarak 150 bin ile 260 bin olarak belirlenmiştir. - Sadece Srebrenica'da 11 Temmuz 1995 tarihinde Sırplar tarafından yapılan kıyımda 8372 silahsız Boşnak erkeği katledilmiştir. 2000 yılına kadar toplu mezarlarından cesetlerin 4700'ü çıkartılmıştır. - Savaşta hayatını kaybedenlerin genel ortalaması; yüzde 66 Boşnak, yüzde 25 Sırp ve yüzde 8 Hırvat olarak belirlenmiştir. - Savaşta hayatını kaybeden sivillerin genel ortalaması ise; yüzde 83 Boşnak (Bunun yüzde 30'u çocuk ve kadın), yüzde 10 Sırp, yüzde 5 Hırvat olarak belirlenmiştir. Hemen hemen öldürülen sivillerin oranının tamamını Boşnakların oluşturduğu düşünülürse Boşnaklara uygulanan vahşetin büyüklüğünü anlamak kolaylaşacaktır. - 28 bin Boşnak, 14 bin Sırp ve 6 bin Hırvat askeri savaşta hayatını kaybetmiştir. Hayatını kaybedenlerin geriye kalan kısmını siviller oluşturmaktadır. - 17,689 kişinin kayıp oldugu bildirilmiş, sadece 999 tanesine ulaşılmıştır. - Savaşta öldürülen çocuk (Boşnak, Sırp, Hırvat) sayısı 17 bin olarak kayıtlara geçerken, savaş boyunca yaralanan çocukların sayısı 35 bini bulmuş, 1800 çocuk da ömür boyu sakat kalmıştır. - 1991'den bu yana 4 milyon kişi mecburen yer değiştirmek zorunda kalmış, evini terketmiştir. - Sistematik olarak savaş boyunca 44 bin Boşnak kadınına ve kızına Sırp güçleri tarafından tecavüz edilmiştir. - Ülkenin savaştan gördüğü maddi zarar 29 milyar dolar. - 1991'de savaş öncesi dönemde ülkenin gayri safi milli hasılası 1500 dolarken, savaş sonrası 1995'de 350 dolara düşmüştür. Bosna Savaşı, Bosna-Hersek'te 6 Nisan 1992 tarihinden 14 Eylül 1995 tarihine kadar sürdü. Üç yıldan fazla süren bu savaş sırasında Uluslararası Kızılhaç Örgütü verilerine göre 312.000 kişi hayatını kaybetti, 2 milyon kadar insan da yerini yurdunu terk etmek zorunda kaldı. Yakın tarihin en karanlık sayfalarından biri olan bu savaş sırasında ölenlerin 200.000 kadarı Boşnak halkına ait olup bu halk dünyanın gözleri önünde sistematik bir soykırıma tabi tutulmuştur. SAVAŞ NASIL BAŞLADI? I. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan Yugoslavya Devleti 3 değişik din (Ortodoksluk, Katoliklik ve İslam) ve çok sayıda etnik grubu (Sırp, Hırvat, Boşnak, Arnavut, Sloven, Makedonyalı) bir araya getiren bir ülkeydi. 1990 yılında Sovyet blokunun parçalanmaya başlamasıyla birbirinden farklı etnik grupları Yugoslavya içinde bir arada tutmak imkansız hale geldi. 25 Haziran 1991'de Slovenya ve Hırvatistan bağımsızlıklarını ilan ettiler. Eylül 1991'de de Makedonya bağımsızlığını ilan etti. Şubat-Mart 1992'de Bosna-Hersek Devleti ülke çapında bağımsızlık ilan edilmesi konusunda bir referandum yaptı. Bosnalı Sırpların çoğunun boykot ettiği bu referandum bağımsızlığın kabul edilmesiyle sonuçlandı. 5 Nisan 1992'de Bosna-Hersek hükümeti bağımsızlığını ilan etti. 6 Nisan'da da ABD ve Avrupa ülkeleri Bosna-Hersek'in bağımsızlığını tanıdılar. Bu sonuçtan memnun olmayan Bosnalı Sırplar, Republika Srpska (Bosna Sırp Cumhuriyeti)'yı ilan ederek Bosna-Hersek'ten ayrıldıklarını açıkladılar. Sonra da Bosnalı Sırplar kendilerine olabildiğince fazla miktarda toprak kazanmak için Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç ve Genelkurmay Başkanı Perisiç’in desteği ile Bosna-Hersek’te etnik arındırma çalışmalarına başladılar. Bosna Sırp Cumhuriyeti ve Sırp Demokrat Partisi (SDS) Başkanı olan eski bir psikiyatri doktoru Radovan Karadziç ve General Ratko Mladiç'in öncülüğündeki Sırplar, Bosna-Hersek'teki Boşnak ve Hırvat nufüsu acımasızca öldürerek ülkeyi Sırplaştırma amacı güdüyorlardı. Sırplar Eski Yugoslavya ordusunun asker ve teçhizatları devraldıkları için büyük bir avantaja sahiptiler. Ayrıca Yugoslavya Devlet Başkanı Miloseviç bütün dünyanın eleştirilerine rağmen savaş boyunca bir yandan gizli bir yandan da açık bir şekilde Bosnalı Sırplara stratejik ve askeri destek vermeye devam etti. VASE MİSKİN PATLAMASI 27 Mayıs 1992'de, kuşatma altında bulunan Sarayevo'da, Vase Miskin sokağında meydana gelen patlama sonucunda 17 kişi öldü, 108 kişi de yaralandı. İngiltere Başbakanı John Major, Sırbistan'ı eleştirerek, Bosna'daki çatışmaların sürmesinde en büyük sorumluluğun bu ülkeye ait olduğunu söyledi. Onlarca sivil Müslümanın ölmesi üzerine dünya kamuoyu hemen bu korkunç olayın suçunu Sırplara yüklemişti. Zira, 'Mademki Sırplar Sarayevo'yu ablukaya aldılar, demek ki sivil kalabalığa da onlar tarafından bomba atıldı' deniliyordu. Neticede, üç gün sonra (Bosna Sırplarının müttefiki olan) komşu Yugoslavya'ya karşı uluslararası yaptırımlar uygulanmaya başladı. SIRBİSTAN'A AMBARGO KARARINA TÜRKİYE DESTEK VERMİŞTİ 30 Mayıs 1992'de, BM Güvenlik Konseyi, 'Sırpların ekmek bekleyen insanlara saldırısı' nedeniyle Yugoslavya Federal Cumhuriyeti'ne petrol satışının yasaklanması ve hava bağlantısının kesilmesini de kapsayan geniş bir ekonomik ambargo uygulanmasını kabul etti. Bu yaptırımların, daha önce Irak'a uygulananlardan daha ağır olduğu bildirildi. BM Güvenlik Konseyi'nin Sırbistan ve Karadağ'a ticaret, petrol ve hava ambargosu uygulama kararı almasının ardından ABD Başkanı George H. W. Bush, ABD'deki Yugoslav mal varlığının bloke edilmesi emrini verdi. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, 'Sırbistan ve Karadağ'daki vahim olaylar ABD'nin ulusal güvenliğine, dış politikasına ve ekonomisine yönelik olağandışı bir tehdit oluşturuyor' denildi. Türkiye Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin de konuyla ilgili yaptığı açıklamada, BM'in Sırbistan'a uygulama kararı aldığı ambargolara Türkiye'nin derhal ve öncelikle uyacağını vurguladıktan sonra, 'Umut ederim ki, bu ambargo kararı beklenen sonucu verir ve Sırp halkının da daha fazla zarara uğraması ve eziyet çekmesi bu şekilde önlenebilir. Olaylar karşısında oluşabilecek müdahale kuvvetine katılabiliriz' dedi. BOSNA- HERSEK FEDERASYONUNUN KURULMASI Savaşın ilk aylarından başlayarak Birleşmiş Milletler temsilcisi Cyrus Vance ve Avrupa Birliği temsilcisi Lord Owen savaşı durdurmak için taraflarla müzakereler yaptılar. Bosna-Hersek'i etnik açıdan 3 bölgeye ayıran çeşitli haritalar çizildi ve taraflara sunuldu. 1994 yılında NATO uçakları BM'in ilan ettiği uçuş yasağını uygulamaya başladılar. Böylece Sırpların hava üstünlüğü kaybolmuş oldu. Mart 1994 tarihinde Boşnaklar ve Bosnalı Hırvatlar anlaşmaya vardılar ve birbirleriyle savaşmaktan vazgeçtiler. Savaş boyunca binlerce Müslüman kadına tecavüz edildi. Bu rakamın en az 25.000 olduğu tahmin ediliyor.