Olimpiyat oyunları yalnız tüm Atina'nın baştan aşağıya çeki düzen verilmesine; metro, tren, tramvay hatlarının döşenmesine, insanların yabancılara karşı daha "kibarca" davranmasına değil ancak çoğu zaman unutulan ya da gözlerden kaçan özürlülerin de hatırlanmasına yol açtı. 2004 Olimpiyatları'nı ağırlayan Atina'nın sokak ve caddelerinde görme ve yürüme özürlülerin kolaylıkla ilerleyebilmeleri için, bugüne kadar yapılmayanlar yapıldı. Trafik ışıklarına "ses" getirildi; yol kavşaklarına, halk otobüslerine ve plajlarda tekerlekli sandalyelerin inip çıkabileceği asansörler, rampalar konuldu.
Görme özürlülerin daha rahat yürüyebilmesi için sokak ve caddelerde beyaz bastonların izleyebileceği oluklar yapıldı. Ancak bir de müze açıldı. Yunan Kültür Bakanlığı, özürlülerin için yapılmakta olan Olimpiyatlar'ın arifesinde Atina'nın Kallithea semtinde özürlüler için özel bir müze kurdu. Bu müze 80 adet tarihi eserin kopyasından ve yüzlerce kabartma fotoğraf ve haritadan oluşuyor. Görme özürlüleri, çok duydukları ancak göremedikleri Akropol Tapınağı, antik Olimpiyat Stadyumu maketlerini, olimpiyat maskotlarını, kabartma yol haritalarını Venüs, Poesidon, Zeus, Kassandra, Hermes gibi antik tanrıların silüet ve bedenlerini yoklama, tutma ve dokunma fırsatını buluyorlar.
En önemlisi ise müzeyi ziyaret eden yerliyabancı özürlü atletler, kendi yarıştıkları spor dallarının kabartma fotoğraflarını yoklamakla neler yaptıklarını anlayabiliyorlar. Müzenin müdürü Dimitra Asideri, özürlüler için tüm dünyada Atina'dakiyle birlikte 5 müze olduğunu söyledi. Diğerleri Almanya, Fransa, Belçika ve İngiltere'de. Bayan Asideri, müzeye gelen ziyaretçilerin ne denli mutlu olduklarını görünce, tüm dünya müzelerinde, özürlüler için benzeri özel bölümler yapılması gerektiğinden söz ediyor. Müzelerde alışılagelmiş "Lütfen dokunmayın" tabelalarının yerine "Lütfen dokunun" tabelalarının yer alması ise özürlü olmayan insanların özürlü olan insanlarımız için yapabilecekleri ucuz, son derece önemli ve bir yükümlülük olarak algılanması gerekiyor.