Hem doğu hem batı edebiyatı ile ilgilenen Süleyman Nazif kimdir diyenler olabilir. Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde şairlik yapmış olan Süleyman Nazif şiirleri ve sözleri ne anlatır diyenler bulunur. Edebi kişiliğinden ayrı olarak Süleyman Nazif hayatı nasıl diye soranlar vardır. Türk edebiyatına, şiir ve nesir alanında birçok ürün bırakan Süleyman Nazif eserleri neler? Peki Süleyman Nazif hangi dönem temsilcisi ve hangi şiir akımı sanatçısıdır?
Servet-i Fünun dönemi şairlerinden biri olan Süleyman Nazif, 28 Ocak 1870 tarihinde Diyarbakır'da dünyaya gelmiştir. Babası, o dönem ünlü bir şair ve tarihçi olan Said Paşa, annesi ise Ayşe Hanım'dır. Süleyman Nazif aynı zamanda, İffet Halim Oruz'un dayısı ve Faik Ali Ozansoy'un ise ağabeyidir. Çocukluk yıllarında bir dönem, babasının görevi nedeniyle Maraş ve Elazığ'ın Harput ilçesinde yaşamıştır. Rüştiye eğitimini Diyarbakır'da almış olan Nazif, eğitimine devam etmek için dil öğrenimine ağırlık vermiştir. Bundan dolayı, ilk olarak babasından Farsça öğrenmiştir. Bununla yetinmek ile kalmayıp, Aleksander Gregoryan'dan Fransızca dersleri almış ve Muş müftülüğü yapmakta olan Emin Efendi'den Arapça'yı öğrenmiştir.
Bürokrasi kariyerine babasının vefatından sonra başlayan Süleyman Nazif, ilk olarak 1892 yılında Diyarbakır Valiliğinde Meclis-i Vilayet kâtipliği görevine başlamıştır. Öte yandan, edebi kişiliğini gösterme fırsatı bulduğu "Diyarbakır Gazetesi"nde başyazarlık görevine getirilmiştir. Yazarlığa ek olarak bizzat basım işleri ile de ilgilenmiş ve vilayet matbaasının yöneticiliğini yapmıştır. Ermeni meselesi ile yakından ilgilenmiş ve 1896 tarihinde Abdullah Paşa ile birlikte Musul'a gitmiştir. Orada birkaç ay kaldıktan sonra İstanbul'a geri dönmüştür. 1897 yılında, II. Abdülhamit'in yönetimde olmasından duyduğu rahatsızlıktan dolayı ve ona karşı olması nedeniyle Paris'e kaçmıştır. Yaklaşık 8 ay burada kaldıktan sonra geri dönmüş ve Bursa'da memurluk yapmaya başlamıştır. Tam bu dönemde çeşitli eserler yazmış ve Servet-i Fünun dergisi için yazılar hazırlamıştır.
Süleyman Nazif için Servet-i Fünun şairi denilebilir. II. Meşrutiyet dönemini, I. Dünya Savaşı zamanlarını ve Mütareke dönemini görmüş ve siyasi kişiliği ile bir taraf olmuştur. Bundan dolayı, 1921'de Malta'ya sürgün edilmiş ve o yıllarda "Çal Çoban Çal" adlı eserini yayınlamıştır. 4 Ocak 1927'de ise zatürre nedeniyle hayatını kaybetmiştir.
Tanzimat Dönemi şairlerinden Namık Kemal'i örnek alan Süleyman Nazif, Servet-i Fünun şairi oluncaya kadar eserlerinde vatan ve millet sevgisi, bütünlük, özgürlük ve toplum gibi konuları işlemiştir. Bu topluluğa katıldıktan sonra ise daha çok bireysel konuları işlemiştir. Başlıca eserleri ise şu şekildedir:
Gizli Figanlar - 1906
Fırak-ı Irak - 1918
Batarya ile Ateş - 1917
Malta Geceleri - 1924
Çal Çoban Çal - 1921
Tarihin Yılan Hikayesi - 1922
İki Dost - 1926
Türk Vatanı
Dedem, koynunda yattıkça benimsin ey güzel toprak,
Neler yapmış bu millet, en yakın tarihe bir sor bak!
Yerim sensin, göğüm sensin, cihânım, cennetim hep sen!
Nasıl bir zinde millet çıktı gördüm hasta sinenden!
Evet mecrûh idin; mecrûh ikende vardı imanın;
Ümidin, kuvvetin, azmin, kanın, aşk-ı hurûşanın.
Eğer necm-ü hilâlin olsaydı âfil, müzmâhil,
Türksüz, Kalırdı bizce yıldızlar, kamerler kimsesiz, öksüz
Yaşattın, çok yaşa târihimi, ikbâl-ü izzetle;
Koşar, âti, koşar mâzi seni tebcile minnetle
Yerim sensin, göğüm sensin, cihânım, cennetim hep sen!
Nasıl bir şanlı millet çıktı gördüm canlı sinenden…