İşgalci
İsrail'in Gazze'deki katliamları sürerken önceki gün Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri'ye yönelik suikast ile İran'daki çifte terör saldırısının da yankıları sürüyor. Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta Aruri'ye yönelik suikastın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya yönelik baskıların en üst seviyeye yükseldiği bir dönemde gelmesine dikkat çekiliyor.
'HER ŞEYİ BERBAT ETTİ'
İsrail yargısından üst üste darbe yiyen, kendi kamuoyundan özellikle rehineler konusunda yoğun baskılar gören, hakkındaki yolsuzluk davası yeniden açılan ve kurduğu Savaş Kabinesi parçalanmak üzere olan Netanyahu'nun çok sıkıştığı anda Aruri suikastına onay verdiği yorumu yapılıyor. Uluslararası Adalet Divanı'ndan da İsrail karşıtı bir karar çıkması halinde Netanyahu'nun koltuğunda daha fazla dayanamayacağı tahmin ediliyor. İngiltere merkezli The Economist dergisi de İsrail'in, imza attığı hatalarla kendi güvenliğini baltaladığını yazdı. Analizde Netanyahu'nun Hamas'a karşı yürüttüğü savaşı eline yüzüne bulaştırdığı ifade edilerek "Onu kovmanın zamanı geldi" denildi. Öte yandan İsrail medyası da Salih el- Aruri'ye yönelik suikastın silahlı insansız hava aracıyla (SİHA) değil İsrail'e ait savaş uçağıyla gerçekleştirildiğini ve saldırıda 6 güdümlü füze kullanıldığını yazdı.
İRAN: SALDIRIDAN İSRAİL VE ABD SORUMLU
İran'da Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin öldürülmesinin dördüncü yılında düzenlenen anma sırasında 95 kişinin terör saldırısı ile öldürülmesinin ardından tansiyon yüksek. Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, "İsrail ve ABD işledikleri suçlar nedeniyle ağır bedel ödeyecek" dedi. Reisi'nin danışmanı Muhammed Cemşidi de "Bu suçun sorumluluğu ABD ve siyonist rejimlere aittir" mesajını paylaştı.