Batı dünyası, Myanmar Ordusunun katliamından kaçarak Cox's Bazar'daki mülteci kamplarına sığınan Müslümanlara yine kör ve sağır.
Myanmar Ordusu ve Budistlerin zulmüne maruz kalan Arakanlı Müslümanların dramı artık yalnızca Türk medyasında geniş yer buluyor. 152 kilometre ile dünyanın en uzun ikinci kumsalına sahip olan Cox's Bazar, eşsiz manzarasının yanı sıra Myanmar'ın zulmünden kaçan Arakanlı Müslümanların dramına da ev sahipliği yapıyor. Sadece Müslüman oldukları için akla gelmeyen eziyetlere maruz kalan sivillerin çoğu çocuklarını, anne ve babalarını kaybetti. İşkenceden kaçanların bazıları yalın ayak günlerce yürüdü, bazıları anne ve babasını sırtında taşıyıp Naf Nehrini aştı. Myanmar Ordusu katliam yaparken Naf Nehri masumların cesetleri ile dolmuştu. Yaşanan felaket ve zulümden kaçan Müslümanların hayatta kalmak için sığındığı kampta bugün ise çoğunluğu çocuk olmak üzere 1.2 milyon civarında Müslüman yaşıyor, geride ise yalnızca 400 bin sivil kaldı.
YARDIMLARINA TÜRK SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI KOŞUYOR
Arakan kamplarında hayatlarını sürdürmeye çalışan ve zulmü en ağır şartlarda yaşayan çocuklarsa hala tebessüm edebiliyor. Katliam ve zulmün en büyük mağduru olan çocuklar, büyüklerinin aksine gözlerindeki umut ışığı ile "bizden vazgeçmeyin" diyor. Evlerini yurtlarını geride bırakarak kamplara yerleşen ailelerin yardımına koşan Türk sivil toplum kuruluşları, temel yardımın yanı sıra kamplarda gülen yüzü ile hala umudunu koruyan çocukların eğitimlerine de katkı sağlıyor. Rehabilitasyon merkezi olarak oluşturulan alanlarda çocukların eğitimlerini sürdürmesi amaçlanırken en önemlisi de çocuklara psikolojik destek sağlanıyor. Ülkeden gidecek gözüyle bakılan çocukların bu nedenle de Bengalce öğrenmenin yasak olduğu kamplarda İHH tarafından oluşturulan 5 rehabilitasyon merkezinde bin 94 çocuk eğitim alıyor. Bu çocukların 94 'ü ise yetim. Sabah saatlerinde Kur'an-i Kerim ve Arapça eğitiminin verildiği kampta İngilizce, beden eğitimi, matematik ve Burma dili dersleri veriliyor.
123 SU KUYUSU AÇILDI
Bangladeş'te Aralık ayında yapılması planlanan seçimler nedeniyle Arakan Kamplarında güvenlik üst düzeyde tutuluyor. Gazeteciler ve sivillerin girişinin yasak olduğu kampa özel izin sağlandıktan sonra girmek mümkün. Kamp alanına girildiği andan itibaren zulme maruz kalan Müslümanların yaşadığı korku gözlerinden okunurken, sığınmacılar yardım kuruluşlarının kendilerine dağıttıkları malzemeler ile hayatta kalmaya çalışıyor. Kadınların taciz ve tecavüze maruz kaldığı Myanmar'dan kaçıp Bangladeş'e sığınan Müslümanların kelimelerle tarif edilemez acısı ise bugün Türk yardım kuruluşlarının çalışmaları ile giderilmeye çalışıyor. Kampa sığınan Müslümanlar yakın zamanda İHH tarafından bambudan inşa edilen 5 bin 795 evde güneş enerji paneli ile karanlıktan kurtuldu. Ailelere aylık olarak gıda ve hijyen paketleri de sağlayan kuruluş, 123 su kuyusu açarak, kurduğu 305 banyo ve tuvalet ile mültecilerin yaşam kalitesini arttırmayı amaçlıyor.
ZULÜMDEN KAÇARKEN GÖZÜNÜ KAYBETTİ
Kampa sığınan Müslümanlar, Myanmar Ordusunun zulmünden kurtulmuş olsa da yaşadıklarını unutmuş değil. Acıları gözlerinden okunan sığınmacılar yaşadıkları anları, kaçış hikayelerini gözyaşları ile anlatıyor. Şiddete maruz kaldığını bu nedenle Bangladeş'e sığındıklarını ifade 27 yaşındaki Muhammed Siraz, Myanmar Ordusunun annesini öldürdüğünü ifade etti. Ordu tarafından katliama, tecavüze ve şiddete maruz kaldıklarını dile getiren Siraz, Bangladeş'e 5 günde ulaştığını ve kampta olduğu için mutlu olduğunu ifade etti.
Zulümden kaçarken yakalandığı hastalık nedeniyle gözünü kaybeden Nur Ayşe, oğlunu ve kız kardeşini zulümde kaybettiğini dile getirdi. Myanmar Ordusunun sivilleri öldürdüğünü, katlettiğini yineleyen Ayşe, Myanmar'a geri dönemeyeceğini dile getirdi.
En fazla 2 göz odada hayatlarını sürdüren sığınmacıların en önemli sorunu ise Muson yağmurları. Ancak İHH, Muson yağmurlarına karşı bambulu evlerle çözüm buldu. Kamplarla kalan Müslümanlar için bugüne kadar 7 bin 500 bambu evi inşa edilirken bu rakamın 13 bine çıkarılması hedefleniyor.