Kan damarlarının tıkanması ve yırtılması sonucu beyne kan gidişinin engellenmesi ile ortaya çıkan klinik duruma inme diyoruz. Her yıl dünyada 15 milyon kişi inme geçiriyor. İnmeye bağlı ölümler tüm ölümler arasında ikinci sırada. İnme geçirenlerin 5 milyonu yaşamını yitirirken, 5 milyon kişi ise kalıcı bir arıza ile hayatına devam ediyor. Türkiye'de ise 60 yaş üzerinde daha çok görülen ve her yıl yaklaşık 200 bin kişinin yakalandığı inme, kardiyovasküler hastalıklardan sonra ikinci sırada ölüm nedeni olarak karşımıza çıkıyor. Daha genç yaşlarda görülen inmeler ise sakatlık ve iş gücü kaybının birinci sebebi olarak değerlendiriliyor. İnme değiştirilebilir ve değiştirilmeyen risk faktörlerinden etkilenen önemli bir sağlık sorunudur. Yaş, ırk, cinsiyet, düşük doğum ağırlığı ile doğmak, genetik faktörler ve ailede inme öyküsü, değiştirilemeyen risk faktörleridir. Ancak diyabetten korunmak, kan yağlarını normal düzeyde tutmak, sigara içmemek, alkol kullanmamak, düzenli egzersiz yapmak, şişmanlamamak ve sağlıklı yeme alışkanlıkları inmeyi önleyebilen faktörlerdir.
Annenin doğru beslenmesi önemli:
Anne eğer doğru beslenirse bebeği ortalama 3 kg'ın üzerinde doğar ve bu yaşam boyu inme açısından koruyucu bir güç olarak kişiyi korur. Fakat 2 kilo 500 gramın altında doğan bebeklerin ileriki yaşlarda inme risklerinin iki kat daha yüksek olduğu, annenin yetersiz kilo alımının bebeğin yaşam boyu beyninde damar tıkanıklığı ve damar yırtılması riskini arttırdığı bilinen bir gerçektir.
Kilo problemi ciddi sorun:
Amerikan Kalp ve İnme Vakfı'nın tüm komite raporlarında; beyinde damar tıkanıklığına bağlı inmeden korunmada hafif kilolu ya da obez olmanın inme için önemli bir etmen olduğu vurgulanıyor. Özellikle karın içi ve çevresindeki yağlanma önemli bir belirleyici, doğrudan risk faktörü. Ayda en az 3 kg kadar kilo vermenin kan basıncını düşürüp inme riskini azaltmada çok güvenli bir yol olduğu belirtilmiştir.
Sodyum potasyum dengesine dikkat:
İnme vakalarının geçmiş beslenme alışkanlıklarına bakıldığında fazla sodyum ve yetersiz potasyum alımının yaş ilerledikçe beyne giden damarlarda tıkanmayı tetiklediği görüldü. Sodyum ve potasyumun inme için risk oluşturmasındaki muhtemel neden kan basıncına olan etkisi olarak açıklanıyor. Fazla sodyumlu beslenme alışkanlığı inmeye yakalanma oranını yüzde 23 arttırırken, sağlıklı beslenmede gün içinde her 1000 mg potasyumdan zengin besin seçiminin inme riskinde yüzde 11 azaltmaya yardımcı olduğu bulundu. Günde yarım çay kaşığı tuz tüketin ve mutlaka her gün bir adet muz yemeyi ihmal etmeyin.
Yeterince sebze ve meyve yemek önemli:
Çiğ taze sebze ve meyve yemek yüzde 30 inme riskini azaltıyor. Ana öğünlerde bol yeşil yapraklı sebze ve ara öğünlerde taze meyve yeme alışkanlığı beyne giden damarların sağlığını koruyacak birçok farklı antioksidanın vücudumuza alınmasını sağlar. Günde altı porsiyon taze sebze ve meyve tüketin. Özellikle lahana, pırasa, sarımsak, kurusoğan, marul, semizotu, maydanoz, tere, biberiye, roka, nane ve kereviz yaprakları inmeden koruyan eşsiz besinlerdir. Taze meyvelerden ise greyfurt, mandalina, limon, çilek, portakal koruyucu meyvelerin başında gelir.
Fenoller inmenin düşmanı:
Kuersetin adlı flavonoid beyin damarlarını hasar yapıcı maddelerden koruyarak inme riskini ortadan kaldırır. Brokoli, kırmızı kurusoğan, biber çeşitleri, elma ve siyah üzüm bu antioksidandan çok miktarda içerir. Her gün kahvaltıda bol taze biber çeşitleri, bir adet elma, mevsiminde bir büyük salkım üzüm ve yılın her mevsimi brokoli ve kurusoğanı tüketmekbeyinde damar yırtılmasını önleyici etkiye sahiptir.
Bol lifli yiyecekler ve doğru tahıl seçin:
Lif içeren besinlerden zengin beslenirseniz inme riskini en az yüzde 15 azaltırsınız. Tam buğday, ruşeym, tam çavdar, tam arpa, bulgur, yarma folat, potasyum, magnezyum ve E vitamini gibi spesifik sağlığa yararlı bileşenler içeren tahıllar sayesinde inme riskinde yüzde 24 azaldığı tespit edilmiştir. Öğünlerinizde en az bir ince dilim tam buğday ekmeği, mutlaka bir öğünde üç-dört yemek kaşığı bulgur pilavı bulundurun. Bu yaşam boyu beyin sağlığı için gereklidir.
Yağlı kırmızı et, işlenmiş etlerden uzak durun:
Gereğinden fazla kırmızı et ve işlenmiş tüm et tüketiminin bazı kanser türleri, kalp hastalıkları ve tip 2 diyabete neden olduğunu çok kez yazdım. Fakat inme ile kırmızı et tüketimi ilişkisi incelendiğinde özellikle yağlı kırmızı et ve işlenmiş etler olan jambon, salam, sosis, sucuk ve pastırmanın çok fazla sodyum içermesi nedeniyle, her 100 gramlık işlenmiş etten fazla tüketimin yüzde 10-15 kadar riski arttırdığı ortaya çıkmıştır. Mümkün olduğunca az miktarda ve haftada iki kereyi geçmeyecek kadar yağsız kırmızı et tüketebilirsiniz. İşlenmiş etleri beslenmenizden çıkarın.
Balık ve omega 3 beyni besliyor:
Balık D vitamini, iyot, selenyum ve omega 3 gibi serebrovasküler sistemde etkin önemli besin bileşenlerinin kaynağıdır. İnme vakalarında hayatta kalan hastalar haftada iki-dört porsiyon kadar balık tükettiğinde inmeye bağlı oluşan arızaların ilerlemediği görülmüştür. Sağlıklı kişilerde risk faktörü varsa balık içinde doğal ve çok miktarda bulunan omega 3 hem kan basıncını azaltır hem de kandaki trigliseritlerin hızla düşmesini sağlayarak beyne gidebilecek kan pıhtı oluşumunu engeller. İnme için omega 3 desteğinin tek başına koruyucu olmadığı, içinde beyin sağlığı için diğer besin öğeleri ile etkileşimi sayesinde taze balığın koruyucu etkisi olduğunu belirtmekte fayda görüyorum.
Folik asit, B6 ve B12 vitaminlerinden zengin beslenin:
Kanda homosistein düzeyi düşük olduğunda olası kardiyovasküler hastalık riski azalıyor ve beyne ait damarlarda da tıkanma ve yırtılma oluşması beklenmiyor. Bu sebeple folik asit, B12 ve B6 vitaminlerinden değerli kaynaklar günlük beslenmenizde yer almalı. Avokado, yumurta, portakal, badem, balık ve hindi eti, buğday ruşeymi, yulaf, marul, kuşkonmaz, kavun, yeşil mercimek, bezelye, bakla ve susamı her gün yiyerek bu üç vitamini eksiksiz alabilirsiniz.
Uygun miktarda çay, kahve çok sağlıklı:
Çayın inme için risk yaratan kalp hastalıkları, tansiyon, obezite ve şeker hastalıklarına yakalanma riskini azalttığı biliniyor. Günde üç fincan siyah ya da yeşil çay yaşam boyu inme gibi ciddi bir sorun yaşamamak için yeterli miktardır. Kahve fazla içildiğinde kardiyovasküler kalp hastalığı ile ilgili etki yaratabileceğinden dört fincan günlük en yüksek tüketim miktarıdır. Fakat günde yedi fincandan fazla kahvenin inmeyi tetiklediğini de unutmayın.
Şekerli içeceklerden kaçının:
Meyveli soda, şekerli gazlı içecekler, şeker içeren kolalı içecekler özellikle kadınlarda inme için risk yaratır. Şekerle tatlandırılmış tüm içeceklerin yağlanmayı arttırdığı, şeker hastalığına zemin hazırladığı, tansiyonu yükselttiği, karaciğerde yağlanmaya neden olduğu, kalp hastalıklarına geçişi hızlandırdığı biliniyor.
Sigara İçmeyin:
Sigara içmek beyne kan götüren şah damarının iç duvarında toksik birikintilere neden olur. Sigarada bulunan nikotin beyne giden damarların kasılarak daralmasını tetikler. Sürekli nikotine maruz kalan kan damarlarının duvarları incelir, beyinde olan küçük damarların ise kolayca yırtılmasına neden olur.