Elinde tuttuğu şeffaf paketin içinde sapsarı iki oyuncak civciv var. Kapıdaki görevli "İsterseniz kendisine ulaşmasını sağlayabilirim" diyor. Genç kız için bu yeterli değil, hediyesini bizzat kendisi vermek istiyor. Ama bu da mümkün değil. Yaşadığı hayal kırıklığı yüzüne yansıyor. Ayaklarını sürüyerek kapıdan uzaklaşıyor... Sadece oyuncaklar değil, kahve fincanı takımları, köpek kıyafetleri, resimler, kitaplar, yazılar... Zorlu PSM'nin kulisine yağan hediyelerin hepsi ABD'li şarkıcı LP (Laura Pergolizzi) için. Geçen hafta Ankara ve İstanbul'da konser vermek için ülkemize gelen ABD'li şarkıcı, genç hayranlarının yoğun sevgisiyle karşılaştı. Ankara'da üç bin, İstanbul'da ise 9 bin kişi konseri izlemek için haftalar öncesinden biletlerini almıştı. İKSV'nin Pasion Turca işbirliği ile düzenlediği üç konserlik serinin son gecesi biz de oradaydık. Saatler öncesinden salona gelen gençler idol olarak gördükleri müzisyeni sahnenin en ön sırasından izleyebilmek için giriş kapısının önünde uzun kuyruklar oluşturmuştu. Gitarıyla mini konser verenler, ellerinde hediyeler ve çiçeklerle bekleyenler...
GİRİŞTE MİNİ PİKNİK
Çocuklarını yalnız bırakmamak için konsere gelen anne ve babalar da kalabalığa ayak uydurmuş görünüyordu. Kuyrukta cips ve meyve suyu eşliğinde mini piknik yapanların arasından yürüyüp müzisyenle sohbet etmek için kulise geçtik. Konser öncesi eski İstanbul turuna çıkan LP'nin trafiğe takılması yüzünden rötarlı başlayan sohbetimizin ilk konusu Kapalıçarşı'dan aldığı halılar oluyor. "İlk kez ziyaret ettiğim İstanbul'dan evime hatıra götürmek iyi bir fikir gibi geldi" diyor. Hayranlarının sevgisi belli ki onu da şaşkına çevirmiş. "Hiç beklemiyordum" dediğinde nedenini merak ediyoruz. "Kariyerimde beklentilerimi düşük tutmayı öğrendim. Sanırım genel olarak hayatta da böyle olmalı. İnsanın, çalışma ahlakını yüksek tutup beklentilerini ise düşük tutması işe yarıyor" diyor. Böyle düşünmesinin arkasında kırılgan bir insan olması yatıyor olabilir mi? "Evet. Herkes gibi ben de olabilirim" diye yanıtlıyor LP. "Tuhaf bir şekilde hem güçlü hem de kırılgan bir insanım. Çünkü insanlar kibarlığı zayıflık olarak görme yanlışına düşebiliyorlar maalesef." Müzik sektöründe sert olmadan ayakta kalmanın zor olduğunu anlatıyor sonra. LP'ye göre müzisyenler kendilerini ne kadar riske atarlarsa kalp kırıklığı yaşama olasılıkları da aynı derecede artıyor: "Şarkılarınız geri çevrilebiliyor. Timsah gibi sert bir deriniz olmalı. Özellikle de benim gibi bir şarkı yazarıysanız."
AŞK KONTROL EDİLEMİYOR
Müzik sektöründeki cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadelede başarılı olmanın formülünü de öğreniyoruz kendisinden: "Güçlü ve kararlı olmak kesinlikle işe yarıyor. Yılmak yerine yolunda yürümeye, işini iyi yapmaya devam etmek gerekiyor." LP'nin son birkaç yıldır Avrupa ülkelerini kasıp kavuran, YouTube'da 192 milyon kez dinlenen şarkısı Lost on You'nun da yer aldığı dördüncü stüdyo albümü çoğunlukla aşkı anlatan şarkılardan oluşuyor. Aşkı, ayrılığı, hayata tutunmayı bu kadar güzel bir şekilde kelimelere döken birinden aşkın tarifini almak da şart oluyor: "Aşk kontrol edilemeyen bir duygu. Ben de karşımdaki kişiyi daha çok tanıma ve bana ait tüm zamanı onunla birlikte geçirme isteği uyandırıyor. Kendimi güvende hissedebilmek, hayatımı sürdürebilmek için ihtiyacım olan birkaç şeyden biri olduğunu bir şekilde biliyorum. Zaman zaman kendimi anlamamda bana yardımcı oluyor. Tahmin edersiniz ki bu her zaman iyi bir yoldan olmayabiliyor..."
DİNLEYİCİLERİME MİNNETTARIM
LP de ilk görüşte aşka inananlardan. "Her gün sayısız insanla iletişim halindeyim. Çok sık başıma gelmese de aşık olduğumda gerçekten çok çabuk aşık oluyorum. Son ilişkimin de bu şekilde başladığını söyleyebilirim. Gözlerim ve duyularım hemen karşımdaki kişiyi tartmaya başlıyor. Bunu yaşamak benim için de ilginç bir durum çünkü çoğunlukla soğukkanlı görünen biriyim." LP'nin konserleri hayranlarının çığlıklarıyla başlıyor. Konser boyunca şarkılar hep bir ağızdan söyleniyor, eller ona dokunabilmek için uzanıyor. Peki o bu sırada neler hissediyor? Mesela Türkiye'deki konserlerinde... "Harika bir dinleyici vardı" diyerek başlıyor sözlerine, "Vakitlerini ayırıp konserime geliyorlar. Şarkılarımın sözlerini bilmelerinden şarkılarımla zaman geçirdiklerini anlıyorum. Bunları düşünmek aklımı başımdan alıyor. Fazla duygusallaşmak istemiyorum ama bu durum beni derinden etkiliyor. Minnettarım." Her gün onu yataktan kaldıran motivasyonun kaynağını, hayranlarıyla olan bağı olarak özetliyor. "Hayranlarımla bağ kurmayı gerçekten çok seviyorum. Geçen akşam yanlarına koşup "Nasıl gidiyor?" diye sormamak için kendimi zor tuttum. Kendi hayatımda ve onların hayatında nasıl bir fark yaratabilirim sorusunun yanıtını bulmaya çalışıyorum." Son olarak kendisine en sık kullandığı kelimeyi soruyoruz. Yanıtı, "Sövmeyi seviyorum. Ama sanırım en sık kullandığım kelime 'Teşekkür ederim'. İki kelime oldu ama..." oluyor.
ANNESİ İLHAM KAYNAĞI
Freddie Mercury, Robert Plant, Mick Jagger gibi müzisyenlerden ilham aldığını söyleyen LP'nin müzikal tarzını oluşturmasında opera sanatçısı annesinin de payı büyük. Annesinin hayata veda etmeden önce evde ünlü operaları, Maria Callas ve Pavarotti'yi dinlediğini söylüyor.