Geçen ay Bodrum'da plajda güneşleniyorum. Akşam bir arkadaşım arıyor "A neden Türkbükü'ne geldiğini haber vermedin?" diye sitem ediyor. "Nereden biliyorsun?" diyorum. Bir arkadaşının Instagram videosunda beni gördüğünü söylüyor. Hemen o hesaba girip bakıyorum. Yukarıdan çekilmiş görüntülerimle karşılaşıyorum. Gündüz tepemde uçan drone aklıma geliyor.
İstanbul'da evde bahçeye çıkıyorum, tepemde bir uğultu... Komşular drone uçuruyor. Düğün dernekte alışmıştık da artık sabah sahilde koşarken bile tepemizden drone'lar geçiyor.
Kısacası her an birilerinin sosyal medyasında kuş bakışı çekilmiş hallerimiz yayınlanabiliyor.
ERKEK ARI
Kelime anlamı erkek arı demek drone'un. Günümüzde insansız hava araçlarını temsil ediyor. Ya da erkeklerin yeni dijital oyuncakları da diyebiliriz. Hoş sadece erkekler değil, kadınlar da pek merak saldı bu drone işine.
Muhabbetlerde, kafelerde yeni trend "Sizde drone'lar nedir?" misali marka, gram ve çekim kalitesi konuşmak. Kaçının drone'u kayıtlı, çekim izni var orası muallak.
Sırf bu drone yüzünden açılan davalar, lüks sitelerdeki evlerinden taşınanlar bile duydum.
BURASI YETERİNCE ÖZEL DEĞİL
Çubuklu Vadi Konakları'ndan taşınan bir ünlü çift: "Burası yeterince özel değil, bahçede güneşlenirken siteden komşuların sosyal medyalarında buluyoruz kendimizi" diye serzenişte bulunuyor. Bir tanıdığım da yine siteden bir başka tanıdığı hakkında suç duyurusunda bulunuyor: "Eşim, kızım havuzda yüzerken çekim yapıp, sosyal medyada paylaşıyor" diye.
KURALLARI VAR
Oysa insansız hava aracını kullanmanın belli kuralları ve koşulları var. Öncelikle kayıt yaptırmak gerekiyor. 100 metrenin üstünde uçurmak yasak. Ama plazaların tepesinde bile uçuran var. İnsanların yoğun olduğu yerlerde yaklaşık üç hafta önceden izin almak gerekiyor.
500 gramın üstündeki drone'ları ise Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne kayıt ettirmek şart. Aksi taktirde cezaları var. Ama kimse dinlemiyor. "Siler misiniz benim videomu" deyince aldırış eden yok.
KURYE YERİNE DE GEÇTİ
ABD'de durum bir boyut daha öteye geçti bile. Çok yakında fast food şirketleri ve Amazon drone ile paketleri evlere göndermeye başlayacakmış. Aslında bu kulağa hoş gelen bir yöntem. Hele İstanbul trafiğinde yemeğin drone ile gelmesi hayatı kolaylaştırabilir.
ÖDÜNÇ ALAN ÇOK
Bir de herkes deneme amaçlı birbirinden drone istiyor. Bir alanın geri vermesi de haftaları alıyor. Drone'ların fiyatı 100 liradan başlıyor 7 bin liraya kadar çıkıyor. Profesyonel çekim yapanlar elbette daha da pahalı. Birkaç arkadaş drone'a girenler bile duydum. İyi bir modeli ortak alıyorlar. Her hafta birimiz kullanırız diye. Alışan bırakmak istemiyor kolay kolay. Yakında bu drone yüzünden daha çok davalar, şikayetler görürsek şaşmayın.
KIŞIN DURUM DÜZELİR Mİ?
Yaz boyu bir drone problemidir gitti. Kışın yağmurda, çamurda çıkarıp üstümüzden uçurmazlar diye umut ediyorum. Hoş bu sefer de drone ile selfie çekenler türüyor.
İnsansız hava araçları aynı zamanda bir hava atma aracı olmuş durumda. Artık selfie'leri, fotoğrafları bile drone ile çekiyorlar. Bu yaz kaç drone'a poz verdim sayısını hatırlamıyorum bile. Bakalım bu sosyal medya çılgınlığı daha ne kadar büyüyecek?..
ŞURADAN BURADAN
WATSU'DAYDIM TATLIM TELEFONUM KAPALIYDI
Watsu 1980'de Kaliforniya'nın ünlü termal tesisi Harbin Hot Springs'te Harold Dull tarafından geliştirilen bir tür masaj ve rahatlama yöntemi. Yazın herkes Bodrum'da Kaplankaya'da yaptırıyordu, şimdi Nişantaşı Sofa Hotel'in içerisindeki GreenSpa'da da uygulama başladı.
50 dakika süren bir tür terapi yöntemi. Özel eğitim gören terapistler havuzda su üzerinde süzülmenizi sağlıyor, kah esnetme hareketleri yapıyor kah parmak baskısı ile masaj uyguluyor. Bu ara o kadar popüler ki arayıp ulaşamadığım bazı dostlar "Watsu'daydım tatlım, telefonum kapalıydı" diye yanıt veriyor.
KÖKLERE DÖNÜŞ
90'lar trendi modada geri geldi. Adidas Originals, kökleri 90'lı yıllara dayanan efsanevi EQT modelinin yeni koleksiyonunu piyasaya sundu.
80'lerin ihtişam kültürü 90'larda yerini 'her şeyi boş ver' felsefesine bırakmıştı.
İşte bundan esinlenen Adidas tüm pazarlama trendlerini geride bırakarak köklerine dönmeye karar vermiş. Felsefesi: "Gereksiz olan her şeyden sıyrıl." Sporcunun ihtiyaçlarını karşılayan bu seriyi bakalım bizde kimler giyecek!
ŞEHRİN GÖZDE TERASI
Bu ara hep teraslardayız... Bir dönem burun kıvırdığımız otel terasları artık pek bir popüler oldu. Başında da Nişantaşı St. Regis Oteli'nin roof'undaki Spago geliyor.
Bu kadar atak yapmasında elbette Genel Müdürü Deniz Zengin ve Michelin yıldızlı restoranlarda çalışan Executice Şefi Cihan Kıpçak'ın payı büyük. Haftanın her günü bir şeyler içmek ya da lezzetli yemek yemek için gidilebilir. Her daim dolu. Hem yemek yerken Marc Quinn, Kemal Önsoy gibi önemli sanatçıların eserlerini seyretmenin keyfi bir başka.