O gün direkt telefonum acı acı çaldı.
Özel telefonumun günlerce aranmadığı olurdu.
"-Alo buyurun" dedim.
"-Ben savcı İsmail Savaş Yüksel, ifadenizi alacağım adliyeye gel" dedi.
Şaşırmıştım.
Normal bir durum değildi çünkü.
Üstelik emreder gibi de konuştu.
Niyeti bozuk galiba!
"Ya arama, ya da emretme kardeşim" dedim.
Ama içimden.
İşim gereği ifade vermek için adliyeye çok gidip geldim.
Beni ilk kez bir savcı telefonla ifadeye çağırıyordu.
"Hazırlıklı geleyim sayın savcım şikayet ne?" dedim… "-Şikayet Eren Erdem'in" deyince;
"-Şu alçak FETÖ'cü mü?" diye soracak oldum.
Savcı Yüksel, 'şırrak' diye telefonu yüzüme kapattı.
Halbuki sadece 'alçak' demiştim… Savcı niye bu kadar kızdı acaba?
Demek ki niyeti başka.
Olayı Başsavcıya anlattım.
O da;
"-O basın savcısı değil ki senin evrak ona nasıl gitti?" diye sordu ve ardından soruşturma evrakını ondan alıp basın savcısına gönderdi… H H H
Sonra olayı biraz irdeledim… Adam kriptoymuş meğer… Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sinkaflı ifadeler kullanan Adana Basketbol İl Temsilcisi hakkında yapılan şikayete kasten 'takipsizlik kararı' vermiş.
Sonra karara itiraz edilmiş.
Üst mahkeme itirazı yerinde bulmuş ve soruşturma açılmasına karar vermiş.
Ama bu savcı tekrar devreye girerek itirazın geri çevrilmesini sağlamış.
İkinci itiraz Sulh Hukuk Hakimliğine yapılmış.
Orada da dosya sümen altı edilmiş.
15 Temmuz darbesinden birkaç gün önce de Adana Adliyesi'nde kabadayı gibi gezen iki savcı vardı.
Biri Bülent Baki, diğeri de İsmail Savaş Yüksel'di.
İkisi de meslektaşlarını odalarında tehdit etmişlerdi.
Dahası 'Yargıda Birlik Derneği'ne üye ne kadar hâkim ve savcı varsa hepsine, "Yakında tutuklanacaksınız.
Gününüzü göstereceğiz size" demişlerdi.
Korkmadan hem de… Belli ki darbeden haberdardılar!
***
FETÖ/PYD terör örgütü Adana yapılanmasında mütevelli heyette yer alan Ali Koçaklı ile Yağmur Akkülah'ı da bu savcılar CMK 221'den yararlandırıp hapisten kurtardı.
Çok sayıda FETÖ'cü iş adamına aynı muameleyi yaptılar.
İtiraf adına devletin bildiklerini tekrarlatıp durdular.
FETÖ üyelerini böyle kurtardılar.
Dışarı çıkan işadamları da mütevelli toplantıları yapmakta ve üyelerinden himmet toplamaktalar hala.
Durumun nereye vardığı ortada.
Bunlar nasıl savcıydı?
Baktıkları davaların, verdikleri takipsizlik kararlarının tekrar incelenmesi lazım.
Etkin pişmanlık ayağına serbest bırakılan FETÖ'cüler de yeniden ele alınmalı.
Kabadayılıkta hasta, yaşlı, çocuk, kadın, sarhoş kısaca mukabele göstermeyenlere efelenmek yoktur.
Ama bunlar herkese efelendi.
15 Temmuz sonrasında sekreterinde bylock çıkan hakimler var.
Facebook hesabında adres olarak Pensilvanya'yı gösteren yargı mensupları var.
Bir cumhuriyet başsavcısının, il imamı ile birlikte cemaat üyelerini ziyareti bile söz konusu.
Toplantılara katıldığını belirleyen HTS kayıtları ve tanık ifadeleri polisin elinde… Yargı önemli.
Hem de çok önemli.
Ama bu pisliklerden arınması şart.