Prof. Dr. Nejat Narlı, yenidoğan sarılığının bebeklerin yaklaşık üçte ikisinde görüldüğünü, bunların yaklaşık yüzde 13'ünde geri dönüşümsüz ciddi beyin hasarı için tehdit oluşturabilen düzeylere erişebildiğine dikkati çekti.
Sarılığa neden olan bilirubin maddesinin tedavi edilip tehlikeli sınırlardan düşürülmez ise beyin dokusunda çökerek "kernikterus" denilen klinik duruma neden olduğunu dile getiren Prof. Dr. Narlı, "Kernikterus ciddi nörolojik sekellerin olduğu beyin felcidir. Kernikterus sıklığı gelişmiş ülkelerde yaklaşık 100 binde bir iken, gelişmekte olan ülkelerde, özellikle uygun takibin yapılamamasına ve tedaviye erken başlanmamasına bağlı olarak yüz binde 10 ile 100 arasında değişmektedir. Kernikterus'ta; uzun dönemde işitme kaybı, yürüme bozuklukları, yukarı bakış anomalisi, serebral palsi, diş anormallikleri gibi ciddi geri dönüşümsüz sorunlara ve sekellere neden olmaktadır" dedi.
İLERDE YAŞANABİLECEK DAHA BÜYÜK SIKINTILARIN ÖNÜNE GEÇİLMESİ GEREKİYOR
Sarılığın otizm ile de ilişkili de olabileceğine dikkati çeken Prof. Dr. Narlı, tedavi edilmeyen sarılığın yaptığı tahribatın okul başarısını da olumsuz etkileyebildiğine vurgu yaptı.
Prof. Dr. Narlı, ailelerin bebeklerinin takipleri için sağlık kuruluşlarına mutlaka gitmesi gerektiğini belirterek, ilerde yaşanabilecek daha büyük sıkıntıların mutlaka önüne geçilmesi gerektiğini söyledi.