Çocukların evde veya sokakta oyun oynarken, yürüme ve okul çağı döneminde yapılan kontrolsüz davranışları diş travmaların neden olabiliyor. Zamanında müdahale edilmeyen travma görmüş dişlerde kalıcı hasarlar oluşabiliyor. Yapılan araştırmalar, anne-babaların ve çocuğun bakımıyla ilgilenen kişilerin diş travmaları hakkında fazla fikir sahibi olmadıklarını gösteriyor. Yrd. Doç. Dr. Şule Kavaloğlu Çıldır, bu konuda özellikle anne-babaların bilgi sahibi olması gerektiğinin altını çizerken, diş travmaları ve sonrasında dikkat edilmesi gereken önemli noktalara değindi.
Diş travmaları
Çocuklarda görülen diş travmaları, diş çürüklerinden sonra meydana gelen en önemli ve zararlı unsurlardır. Çocuk ve aileler için üzücü durumlardan biri olan travma, çocuğun dişinin kırılması, yerinden çıkması ya da yer değiştirmesidir. Her ne kadar yeni yürümeye başlayan birçok çocuğun başına kaza gelse de, 7-10 yaş arasındaki okul çağı çocuklarının dişlerinde travma nedeniyle zarara uğrama eğilimlerinin daha fazla olduğu görülür. Süt dişlerinin çıkma döneminde diş travmaları, erkek ve kız çocuklarında hemen hemen aynı oranda görülürken; okul çağı dönemindeki erkek çocuklarında kız çocuklarına oranla daha fazla travma olgularıyla karşılaşılır. Ayrıca yaz ayları, çocukların hareketliliğinin artması açısından diş travmalarının daha sık meydana gelmesinde önemli bir faktör olarak kabul edilir.
Travmanın verdiği zarardan korunmak için…
Diş travmalarının olası zararlarından korunmak için travma şekli ve büyüklüğü nasıl olursa olsun eğer bilinç kaybı, kanama, denge kayıpları, baş ağrısı, kusma, bulantı, konuşma zorluğu gibi genel sağlık problemleri yoksa en kısa sürede mutlaka bir diş hekimine başvurulmalıdır. Aksi halde bir çocuk sağlığı uzmanı ile görüşülmelidir. Her çocuğun doğumdan itibaren nasıl bir pediatristi (çocuk doktoru) varsa; ilk süt dişlerinin sürmesinden itibaren her çocuğun takibinde olduğu bir pedodontist'i (çocuk dişleri uzmanı) de olmalıdır. Bu sayede travma sonrası irtibata geçilen pedodontist, anne-babayı en doğru şekilde yönlendirecektir. Özellikle diş kırığı ve dişin yerinden çıkmasıyla sonuçlanan diş travmalarının neden olduğu zararlardan korunmak için en önemli noktalar; travmanın meydana gelmesiyle diş doktoruna başvurma arasında geçen süre ve dişin ya da kırık parçanın pedodontist'e getiriliş şeklidir. Ayrıca böyle bir durumda sakin olmak, çocuğun genel sağlık durumu ve travmanın meydana geldiği yerle ilgili diş hekimini doğru bilgilendirmek büyük önem taşır. Çocuğun alerji hikayesi, akut ya da kronik bir rahatsızlığı (kalp, şeker, böbrek vb) olup olmadığı, tetanos aşısının yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa da ne zaman yapıldığı konusunda hekime önceden bilgi verilmelidir.
Kilit noktalar
Diş travması sonrası ortaya çıkan; bilinç kaybı, kanama, denge kayıpları, baş ağrısı, kusma, bulantı ve konuşma zorlukları genel sağlık değerlendirilmesinde kilit noktaları oluşturur. Bu noktada meydana gelmiş olan kazanın tam olarak ne zaman, nerede, nasıl gerçekleştiği, tıbbi geçmişi ve aşı durumu (tetanos) önem taşır. Diş travmalarının yarattığı zararlar ve sonrasında yapılması gerekenler, çocukların gelişim dönemlerine göre farklılık gösterir. Bu nedenle çocuklarda diş travmaları, yaş ve gelişim dönemlerine göre ele alınır.
Travmanın dişe zararları
Süt dişlerinin çıkış döneminde travmanın çok çeşitli zararları olabilir. Sadece ağızda bulunan süt dişleri değil; çene kemiği içerisinde gelişmekte olan diş germleri de ciddi zararlar görebilir. Diş germinde meydana gelen zararlı etkiler, yıllar sonra dişler sürdüğünde ortaya çıkar. Bu nedenle süt dişlenme döneminde meydana gelen diş travmaları çok iyi bir şekilde değerlendirilmeli, gerekli uygulamalar yapılmalı ve uzun bir süreçte hem klinik hem de radografik (diş röntgenleri ile) olarak kontrollere devam edilmelidir. Özellikle kas kontrolü ile karar yetisi henüz tamamlanmamış, 1-3 yaş arası çocuklarda travma riski artar. Bu yaş grubu çocuklarda, çene kemikleri daha gevşek yapıda olduğundan en sık karşılaşılan travma, dişlerin tamamen yerinden çıkması ya da diş veya dişlerin çene kemiğinin içerisine gömülmesi şeklinde olmaktadır. Böyle bir durumda sakin olup dişe ne olduğunu tespit etmek gerekir. Çünkü yerinden çıkan diş halen ağız içerisinde olabilir ve dikkat edilmezse çocuk dişi yutabilir ya da diş ters bir hareket nedeniyle soluk borusuna kaçabilir. Travma nedeniyle yerinden çıkan süt dişleri tekrar yerine yerleştirilemez. Çünkü amaç, altta bulunan sürekli diş germine zarar vermemektir. Sürekli diş germi, geçirilen travma nedeniyle zarar görmemişse bile süt dişi geri yerleştirilmeye çalışılırken zarar görebilir. Travma bölgesinden küçük bir radyografi (diş röntgeni) alarak alttaki sürekli diş germinin durumu belirlenir ve 4-6 ayda bir röntgen tekrarlanarak dişin gelişimi sürekli takip edilir.
Diş kemik içerisine gömülürse…
Bazen travma sonucu dişler kemik içerisine gömülebilir ve ağız içerisinde diş görünmeyebilir. Aileler bu durumda dişin düştüğünü, ancak dişi bulamadıklarını düşünür. Böyle bir durumda dişe hiçbir müdahalede bulunulmaz. Çevre dokuların iyileşmesi sağlandıktan sonra diş ya da dişler takibe alınır. Bir süre sonra çene kemiği içerisine gömülen dişlerin yeniden ağız içerisine sürdüğü görülür. Ancak travmanın etkisine bağlı olarak diş normal yerinden değil de farklı bir yerden çıkabilir. Bu nedenle mutlaka radyografi çekilmeli ve düzenli aralıklarla takip edilmelidir. Dişin uzun süre sürmediği durumlarda, dişin gömük kalma riskini ortadan kaldırmak için dişi çekme yoluna başvurulabilir. Çünkü süt dişinin gömük kalması, ileride sürekli dişin çıkmamasına neden olabilir.
Kırık meydana gelirse…
Travma nedeniyle süt dişlerinde kırık meydana gelen çocuklarda öncelikle yapılması gereken yine diş röntgeni alınmasıdır. Çünkü benzer kırık, dişin kökünde de meydana gelmiş olabilir. Eğer kök kırığı yoksa, dişin kuronunda (ağızda görünen kısmında) meydana gelen kırığın boyutuna göre farklı tedaviler uygulanır. Yaş aralığı küçük olan çocuklarda ve dişin sinirinin açılmadığı küçük kırıklarda mölleme işlemi yapılarak, kırık nedeniyle meydana gelen sivri kenarlar düzleştirilir. Bu sayede dil ve dudakların yaralanması önlenir. Dişin sinir dokusunun açığa çıktığı komplike kırıklarda ise, eğer çok kısa sürede (ilk 1-2 saat içerisinde) diş hekimine başvurulursa bazı özel materyallerin uygulanmasıyla dişin canlılığı korunabilir. Ancak diş eti seviyesine çok yakın büyük kırıklar varsa, çocuğun yaşına göre ya sinir tedavisi yapılarak diş ağızda tutulmaya çalışılır veya çocuk çok küçükse dişin çekimi gerçekleştirilir. Süt dişlerinde meydana gelen basit ya da büyük travma sonrası, eğer çocuğun emzik emme, biberon kullanma ya da parmak emme vb alışkanlıkları varsa mutlaka kesilmesi gerekir. Çünkü bu tür alışkanlıkların da dişler üzerinde mikro-travma etkileri bulunmaktadır. Bu da dişlerin iyileşmesini olumsuz yönde etkiler. Süt dişlerinde meydana gelen küçük ya da büyük travmaların çocuklarda yarattığı gerek fonksiyonel gerekse estetik problemleri en aza indirmek; özellikle sürekli dişlerde oluşabilecek zararlardan mümkün olduğunca koruyabilmek için olduğunca en kısa sürede bir pedodontiste başvurulmalı ve 4-6 ayda bir kontrole gidilmelidir.
Dişte kök kırıkları varsa…
Okul çağı dönemindeki çocuklarda kök kırıklarıyla daha sık karşılaşılır. Travma ile diş hekimine başvuru arasında geçen süre, tedavinin başarısını etkileyen birincil nedendir. Eğer diş kırıldıysa ve kırık parça bulunabildiyse, kırık parçayı hemen bir süt içerisine koyarak mümkün olan en kısa sürede (ilk 1 saat içerisinde) diş hekimine başvurulması gerekir. Travma nedeniyle dişin sinir dokusu açılmadıysa kırık parça hemen yapıştırılarak veya estetik dolgu materyallerle kırık kısım tamamlanarak dişin restorasyonu yapılır. Eğer dişin sinir dokusu açığa çıktıysa, öncelikle sinir tedavisi yapılır ve kırık kısmın tedavisi daha sonra gerçekleştirilir. Ancak çok kısa sürede başvurulduysa, kırık kısımdan sinir dokusunun enfeksiyon kapmadığı düşünülerek sinir tedavisi uygulanmaya gerek duyulmadan diş tedavi edilir. Travma nedeniyle kök kırığı meydana geldiği durumlarda ise kırığın bulunduğu yere göre tedavi planlaması yapılır. Bazı durumlarda dişe hemen sinir tedavisi uygulamak gerekirken; bazı durumlarda ise bekleyerek dişi radyografik ve klinik olarak takip etmek yeterli olur. Ancak kök kırıklarında en önemlisi; dişi, yandaki sağlıklı dişlere bağlayarak sabitlemektir.
Diş yerinden çıkarsa…
Sürekli dişlerde travma nedeniyle karşılaşılan diğer bir durum da dişin tamamen yerinden çıkmasıdır. Böyle bir durumda diş tekrar yerine yerleştirilir. Ancak yerine yerleştirilen dişin başarılı ve sağlıklı bir şekilde ağızda kalabilmesi için en kısa sürede ve doğru bir şekilde diş hekimine getirilmiş olması gerekir. Yerinden çıkan diş hemen kaza yerinde tekrar yerleştirilmelidir. Ancak kaza şoku ve heyecanı içerisinde bunu yapabilmek, anne-baba veya öğretmen ya da kaza yerinde bulunan diğer kişiler için pek kolay olmayabilir. İkinci en uygun ortam ise tükürüktür. Transfer sırasında diş yanak içerisine konulabilir, ancak bu da çok korkmuş ve ağlayan bir çocuk için kolay olmayabilir. Bu nedenle diş süt içerisinde diş hekimine ulaştırılmalıdır. Yere düşen diş, kesinlikle kök kısmına dokunulmadan, kuron kısmından tutularak, su ile yıkanıp sütün içerisine atılmalıdır. Çocuğun kanayan diş bölgesine temiz bir sargı bezi koyularak diş hekimine başvurulması gerekir.
Hazırlayan: Şenay ÇELİK