Erkeklerin birçoğu hazır olduklarında baba olmak istiyor. Bunun için ilk olarak ideal bir eş aramakla işe başlıyorlar. Ancak çoğu zaman diğer konular göz ardı ediliyor. Birtakım meslekler, bazı hastalık ve durumlar veya beslenme biçimi gibi faktörler baba olmakla ilgili bazı engeller yaratabiliyor. Üroloji Uzmanı Dr. Hakan Çakır baba olmak isteyenlerin dikkat etmesi gerekenleri anlattı.
Baba olmayı engelleyen faktörler
-Varikosel
-İnmemiş testis
-Testis kanseri yanı sıra lösemi, sarkom ve lenfoma gibi diğer kanserler
-Doğumsal veya genetik anormallikler
-Sertleşme ve boşalma bozuklukları
-Sperm taşıyan kanallarda tıkanıklıklar
-Hormon bozuklukları ve buna neden olan hastalıklar.
Tüm bunlar baba olmayı etkileyen belli başlı problemlerken, bazen de altta yatan bir hastalık saptanamayabilir.
Özellikle varikosel, erkeklerin başını ağrıtan bir problemdir. Varikosel testisten uzaklaştırılması gereken kirli kanın, toplardamarların yetersizliğine bağlı geride birikmesi ve damarların genişlemesidir. Genelde çocuk sahibi olunamadığında, testislerde ağrı olduğunda ve testis üzerinde kitle veya şişlik fark edildiğinde üroloji doktoruna başvuran hastalarda yapılan muayene ile tanısı konur. 5-6 erkekten birinde görülebilir. Varikoseli olan üç kişiden 1'inde sperm üretimi olumsuz etkilenebilir ve bu etkisi zaman geçtikçe artar; testisin boyutunda küçülme, kıvamında yumuşamaya neden olabilir. Varikoselin tanısında en önemli kısım fizik muayene olmakla birlikte renkli doppler ultrasonografi ile de damarlar değerlendirilebilmektedir. Varikoselin tedavisi ameliyattır. Tüp bebek uygulaması planlanan çiftlerde de varikoselin tedavi edilmesi başarı şansını artırabilir. Bir diğer önemli sorun olan inmemiş testis, doğuştan gelen bir problemdir. Skrotum dediğimiz testis torbasına tek ya da iki testisin inmemesi durumudur. Fizik muayene ile tanısı konur. 1 ya da en geç 1.5 yaşına kadar tedavi edilmesi gerekir. Yakın takip gerektiren retraktil veya çekingen testis dediğimiz durumla karıştırılmamalıdır. Bu konuda şüphesi olan anne babaların çocuklarını muayene ettirmeleri önemlidir. Akılda tutulması gereken bir diğer önemli konu da sperm üretimini etkileyebilecek kanser ve kanser ile ilgili tedavi süreçleri öncesinde spermlerin dondurularak saklanmasıdır. Dondurulmuş spermler ileride üremeye yardımcı yöntemlerde kullanılabilmektedir.
Baba olmak için...
Sağlıklı sperm üretimi için testislerin vücut ısısından yaklaşık 2 derece daha soğuk olması gerekir. Testis torbası da bunu sağlamak için dışarıdadır. Sıcak ortamlarda çalışmak (fırın, dökümhane, hamam gibi), ofis ortamı ve şoförlük gibi işlerde kalkmadan uzun süre oturmak ve dizüstü bilgisayarlar testis ısısını artıran faktörlerdir. Arada ofiste kalkarak kısa turlar atılması önerilebilirse de bu faktörlerin üremeyi etkileyeceğini gösteren kanıtlar yoktur. Ayrıca bazı iş kollarında kimyasal maddeler ve radyasyona maruz kalınması da üreme sağlığını bozabilir. Bunun yanı sıra cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda bilgi sahibi olmak önemlidir. Ağır ve düzenli alkol kullanımı, sperm sayısı ve erkeklik hormonlarını düşürdüğü gibi genel sağlığı ve sosyal hayatı olumsuz etkiler. Günümüzde çoğu sigara paketinin üzerinde belirtildiği gibi tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı sperm sayısını ve kalitesini olumsuz etkiler. Bu nedenle baba olma yolunda yaşam tarzına dikkat edilmelidir. Ağır stres de sperm üretimi için gerekli olan hormon seviyelerini değiştirerek ve çiftler arasındaki ilişkiyi bozarak üreme sürecini etkileyebilir. Özellikle çocuk sahibi olmaya çalışan çiftlerde tetkik ve tedavi sırasında gelişen stresi de göz ardı etmemek gerekir. Çiftlerin olabildiğince rahat olmaya çalışması ve stresi azaltacak yöntemleri uygulaması da faydalı olacaktır.
Beslenmenin sperm kalitesine etkisi
Aşırı kilolu olmak sperm kalitesini ve hormon dengesini bozabilir. Kilo fazlalığı konusunda profesyonel destek almak ve yaşam tarzı değişikliği önemli adımlardan biridir. Beslenmenizde antioksidanları hayatınıza sokmanızda yarar vardır. Belli başlıcaları:
-Çinko: İstiridye, yengeç, kırmızı et, kümes hayvanları ve baklagillerde bulunur.
-C vitamini: Birçok meyve ve sebzede bulunur, özellikle kırmızıbiber, kivi, portakal ve greyfurtta yüksek seviyede.
-Selenyum: Brezilya fıstığında yüksek miktardadır (her gün yenmesi önerilmez). Ayrıca ton balığı, morina, sığır, hindi ve tavuk etinde bulunur.
-E vitamini: Fındık, yağlar ve yeşil yapraklı sebzelerde bulunur.
-Folik asit: Sığır eti, karaciğer, yeşil yapraklı sebze, meyve, fasulye, bezelye ve genellikle tahıllarda bulunur.
-Likopen: Domates, kayısı, pembe greyfurt ve karpuzda bulunur.
Hazırlayan: Zuhal K. EYÜBOĞLU