Yaz aylarında özellikle çocuklar ve hamileler, bazı sorun ve hastalıklara karşı daha yatkın oluyor. En ufak bir ihmal bu iki grubu da; besin zehirlenmesinden güneş çarpmasına, böcek sokmalarından enfeksiyonlara kadar pek çok can sıkıcı durumla karşı karşıya bırakıyor. Peki, sıcak yaz günlerinde tüm bunlardan nasıl korunabilirsiniz? Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Suat Süphan Erşahin; yazın hamileleri bekleyen sorunlara, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hayri Gözlükgiller ise çocukları bekleyen rahatsızlıklara değindi.
Hamilelerde...
Su kaybı
Yaz aylarına denk gelen hamileliklerde karşılaşılabilecek sorunların başında su kaybına bağlı oligohidramnios gelir. Oligohidramnios; bebeğin suyunun azalması anlamına gelir. Bebeğin suyu azalırsa; bebeklerde gelişme geriliği, erken doğum riski, hatta bebeğin anne karnında ölmesi gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Ayrıca sadece su alınmamasına bağlı bir rahatsızlık değildir. Hamilelerde aşırı su kaybına neden olabilecek ishal, aşırı terleme, yoğun bir işte çalışma ve grip gibi fark edilmeden oluşan çeşitli hastalıkların sonucunda da ortaya çıkabilir. Bunların sonucunda oligohidramnios olan bir hastada halsizlik, iştahsızlık ve tansiyon düşmesi gibi bulgular meydana gelebilir.
Korunma ve tedavi: Yaz aylarında hamilelerin günde en az 2-3 litre arasında su tüketmesi gerekir. Hastadaki belirtilere bağlı olarak doktora başvurulmalıdır. Aksi halde bebekte ve annede ciddi hasarlar oluşabilir. Böyle bulgularla gelen hastaların acilen yatırılıp su takviyesi yapılarak tekrar toparlanması sağlanır.
İdrar yolu enfeksiyonu
Yaz döneminde hamilelerde sıkça görülen bir diğer hastalık ise su azlığına bağlı idrar yolu enfeksiyonlarıdır. İlerlemiş idrar yolu enfeksiyonları; hamile kadınlarda iş gücü kaybına, idrar yaparken yanmalara, aşırı sancıya ve erken doğuma neden olabilir. Sıvı alımının azlığı, hamilelerde sıklıkla idrar yolu enfeksiyonlarının görülmesine neden olur.
Korunma ve tedavi: Hamilelerin günde en az 2-3 litre arasında su almaları gerekir. Bu hastalığın tedavisinde kontrollü olarak idrar yolu enfeksiyonunu temizleyici ilaçlar, ağrı kesiciler ve bazı antibiyotikler doktor gözetiminde kullanılabilir.
Besin zehirlenmesi
Yaz döneminde bağırsaklarda meydana gelen besin zehirlenmeleri, hamilelerin sıkça karşılaştığı bir sorundur. Bunun en büyük nedeni ise yiyeceklerin yazın sıcakta açıkta unutulması veya bırakılmasıdır. Açıkta bırakılan yiyecekler sıcakla beraber çok çabuk bozulur ve toksinler ortaya çıkar. Bu durum bağırsak ve bakteri enfeksiyonlarına neden olur. Yiyeceklerin yaz aylarında sıcakta bırakılması veya bozuk yiyecek tüketimi, hamilelerde rota virüsünün oluşmasına da neden olabilir. Rota virüsü, bağırsaklarda oluşan ve ağır ishale yol açan bir tür enfeksiyondur.
Korunma ve tedavi: Hamilelerinin açık yiyecek alanlarını kullanmaması ve yiyecekleri (özellikle sebze ve meyveleri) yeterince bol suyla yıkaması çok önemlidir. Ambalajlı yiyecekler tercih edilmeli, zehirlenmeden şüphelenildiğinde özellikle de ishal varsa ve birkaç gün sürüyorsa doktora başvurulmalıdır.
Mantar enfeksiyonu
Mantar enfeksiyonları, kilo alımına bağlı enfeksiyon türleridir. Hamilelerde hamilelik sürecinde zorunlu olarak bir kilo alımı gerçekleşir. Kilolar ise özellikle eklem yerlerinde, bacak arasında, koltuk altında, göğüs altı ve göğüs arasında mantar enfeksiyonunun gerçekleşmesine yol açar. Bu durumun oluşmasında yaz aylarında meydana gelen aşırı terlemenin de rolü büyüktür. Ayrıca hasta kişi havuz kullandığı zaman sık mayo değiştirmiyorsa mantar daha da yaygınlaşır. Eğer hamile kadın dışarıda sık terliyor veya nemli bir ortamda kalıyorsa veya taharetlenme sonrasında kurulanmıyorsa; kısacası bu tür ıslak durumlarda mantar çabuk bir şekilde oluşabilir.
Havuz ve deniz kullanımı
Hamileler özellikle havuz kullanımına dikkat etmeli hatta mümkünse havuz yerine denizi tercih etmelidir. Çünkü deniz, bazı havuzlara göre daha temiz sayılabilir. Eğer hamileler havuzu kullanacaklarsa; sıklıkla mayolarını değiştirmeli ve o havuzun temiz olduğuna, gerekli kimyasalların yeterli derecede kullanılıp kullanılmadığına dikkat etmelidirler. Ayrıca hamilelerde vajina direnci düştüğü için vajinal mantarlar daha sık görülür. Bu durum da erken doğum tehdidine yol açar.
Korunma ve tedavi: Cinsel ilişki yasaklanır ve mantar tedavisi uygulanır. Hamilelerde oral mantar tedavileri tercih edilmez, bunun yerine vajinal fitiller ve dış bölgeye sürülecek kremler önerilir.
Böcek ısırıkları
Akrep, örümcek, sivrisinek ve arı gibi böcek ısırmalarının reaksiyonları hamilelerde normal insanlara göre daha fazla olur.
Korunma ve tedavi: Açık havada tehlikeli yerlerden uzak durulmalıdır. Hamilelerin hemen doktora başvurarak gereken önlemleri almaları gerekir. Çünkü böyle bir durumla karşılaşan anne adayları kısa bir süre içerisinde tedavi edilmelidir.
Ödeme dikkat!
Hamilelik döneminde çok sık karşılaşılan bacaklardaki ödem sorunu, böbreğin az çalışmasından kaynaklanabilir. Böbreğin az çalışması ise yeteri kadar su alımının olmaması veya su kaybının fazla olması nedeniyle gerçekleşir. Eğer hastalarda tansiyon da varsa hamilelik zehirlenmesi olarak bilinen preeklampsi dediğimiz duruma yol açar ki bu da hem bebeğin hem de hamilenin hayatını tehlikeye sokar.
Korunma ve tedavi: Su alımının kontrol edilmesiyle ve böbreklerin normal çalışmasıyla, ödemin doktor kontrolünde mümkün olduğu kadar azaltılması bu sorunun büyümesini engelleyecektir.
Mide yanması
Yaz hamileliklerinde de sıkça görülen bir durumdur. Yaz yemeklerinin daha baharatlı olması, yenen çeşitli meyve ve sebzelerin asitli olması mide yanmalarına neden olabilir.
Korunma ve tedavi: Bu durumlarda hastaların doktor gözetiminde antiasit almaları gerekir. Antiasitle geçmeyen durumlarda gerekirse endoskopi yaparak herhangi bir ülseratif durumun olup olmadığının kontrol edilmesi önemlidir ve buna göre tedavi yapılır. Hastanın daha önceden herhangi bir gastrit ve mide problemi var ise yiyeceklerini ona göre seçmeleri ve asitli yiyeceklerden uzak durmaları önerilebilir.
Çocuklarda...
Güneş çarpması ve yanığı
Sıcakların artmasıyla birlikte çocuklarda en sık güneş yanıkları görülür. Güneşte fazlaca kalmak, güneş yanıklarına neden olabilir ve tatili kabusa dönüştürebilir. Güneş yanıklarına en fazla UVA ve UVB ışınları neden olur. Kum ve deniz güneşin etkisini artırır; şemsiye altında veya gölgede bulunmak bile güneş ışınlarından korunmaya yetmez. Ultraviyole ışınları, özellikle 1 yaşın altındaki bebeklerin cildini olumsuz etkiler. Güneş ışınlarının ultraviyole etkisi insan derisinde yıllar içinde birikerek cilt kanserleri ve cilt hastalıklarına yol açabilir. Çocukluk yıllarında güneşe maruz kalmanın zararları çok iyi bilinmelidir. Tekrarlayan güneş yanıkları, cilt kanserine neden olur. Özellikle içi su toplayan kabarcıklar halindeki güneş yanıkları, melanoma (en kötü cilt kanseri) gelişimi için risk faktörüdür.
Korunma ve tedavi: Güneş yanığında en iyi tedavi korunmadır. Güneşten koruyucu kremlerin sadece güneşin en dik geldiği 10.00-15.00 saatleri arası deniz kenarında değil, bebekler açık havada gezdirilirken bile sürülmesi gerekir. Çünkü güneş ışınları saat 15:00'dan sonra da, gölgede bile çocuklara ve hassas ciltli bebeklere yansıma yoluyla onları olumsuz etkileyebilir. Bol sıvı tüketmeli, güneş koruyucu kremler kullanılmalıdır. Sarışın, renkli gözlü ve beyaz tenli çocuklar güneş ışınlarından daha fazla etkilendikleri için ailelerin daha dikkatli olması gerekir.
Burun kanaması
Burun kanamaları, sıcağın ve güneşin etkilerinden kaynaklanan bir sorun olarak karşımıza çıkabilir. Ayrıca burnuyla oynamaya bağlı olarak da burun kanayabilir. Gribal üst solunum yolu enfeksiyonlarıyla beraber burun kanaması olabilir.
Korunma ve tedavi: Güneşten ve burunla temastan uzak kalmak etkili bir korunmadır. Önce nedeni tespit edilmeli, ona göre bir tedavi uygulanmalıdır. Genellikle burnu kanayan çocuklara kafasını geri atması söylenir. Bu yanlış bir uygulama olup aksine, burnu kanayan çocuk kafasını öne doğru eğmelidir.
İsilik
Aşırı sıcaklık hallerinde ter bezleri kanalları tıkanır ve halk arasında isilik denen özellikle boyun ve omuzlarda daha sık olmak üzere vücudun daha fazla terleyen bölgelerinde küçük kırmızı ve kaşıntılı cilt lezyonları belirir.
Korunma ve tedavi: Hem korunmak hem de tedavi için her gün ılık suyla banyo yapılması önerilir. Ayrıca cildin nefes almasını önleyecek yağlı kremleri vücuda sürmekten kaçınmak gerekir.
Mide-bağırsak enfeksiyonları
Yazın en çok virütik ishallere rastlanır. Çünkü ısı şartları mikropların üremesini ve gıdaların bozulmasını kolaylaştırır. Bu tür vakalara derecesine göre tedavi uygulamak gerekir. En çok E. Coli basilinin neden olduğu ishaller görülür. Bunlara turist ishali de denir. Bu tür ishaller, kanalizasyon sularının karıştığı, kirli suda yüzmek veya bu kirli suların bulaştığı gıdaların tüketilmesi sonucunda oluşur. Bu durum yeşil, sulu ve kabuklu dışkılamaya neden olur. Yeşil dışkılama, bağırsak pasajının hızlandığının ve orta derecede bir ishalin başladığının göstergesidir. İshalin şiddetini belirleyen en önemli gösterge dışkılama sıklığıdır. İshalin en önemli komplikasyonu aşırı sıvı kaybına bağlı dehidratasyondur ki bulguları 8 saat boyunca gözyaşı olmaması ve idrar yapamama şeklinde gözlenebilir. İshaller birkaç gün ya da bir hafta sürebilir.
Korunma ve tedavi: İçme suları ve yiyeceklerin mide ve bağırsak enfeksiyonlarına neden olmamaları için; içme sularının ve yiyeceklerin yıkandığı suların temiz su kaynaklarından elde edilmiş olmasına özen gösterilmelidir. Mümkün olduğunca dışarıda bekleyen yiyeceklerden satın almamalı ambalajlı ürünler tercih edilmelidir. Açıkta satılan dondurma özellikle çocuklar için büyük tehlikedir. Tam pansiyon otellerde açık büfelerde sunulan yiyeceklere de dikkat etmek gerekir. Uzun süre açıkta kalan özellikle sütlü, kremalı, mayonezli, etli yiyeceklerde sıcağın etkisiyle çoğalan bakterilerin neden olduğu gıda zehirlenmesi kendisini kusma, karın ağrısı ve ardından ishalle gösterir. Dehidratasyonu önlemek ve ishalle kaybedilen sıvıyı oral yoldan geri kazanmak önemlidir. İshal tedavisinde evde diyet değişikliği yapmak en doğru yöntemdir. Çocuğun yaşına ve ishalin şiddetine göre diyet uygulanmalıdır. Geçmeyen, uzayan, şiddeti yüksek olan, günde üçten fazla tuvalete gitmeyi gerektiren ishallerde hastaneye başvurulmalıdır. Bu tür hastalara serum vermek ve kaybolan kan değerlerini yerine koymak gerekebilir. Eğer kanlı ishal gibi mikrobik ishal söz konusuysa, ilaç tedavisine başvurulmalıdır.
Böcek sokmaları
Yaz aylarında özellikle açık alanlarda çocuklar sinek ve böcek sokmalarıyla her an karşılaşabilirler. Dikkatli olunması önemlidir.
Korunma ve tedavi: Böcek sokmalarına karşı önlem almak için pencereler ince tül storlarla kaplanabilir yine çocuk beşikleri cibinlik de denen tüllerle korunabilir. Böcek, sinek ve arı sokmaları karşısında evde ısırılan yere hemen karbonatlı su ya da kaşıntıyı kesen losyon sürülmelidir. Buz uygulamak, amonyaklı su ile kompres yapmak da iyi gelir. Yapılan ilkyardımın ardından en yakın sağlık merkezine başvurulması gerekir. Sinek, böcek sokmalarında kaşıntıya karşı alerjik reaksiyon yapmayan ilaçlar, solüsyonlar veya merhemler kullanılabilir. Isırılmış yerlerin kaşınmaması gerekir. Bazen çocuklarda ağır alerjik reaksiyonlar da meydana gelebilir. Böyle durumlarda hastane şartlarında ağızdan alınan ilaçla, serumla ya da iğne yaparak anti-alerjik ilaç tedavisi verilmelidir. Tatile çıkarken ya da çok sıcak yerlerde sineksavarları kullanmak uygundur. Kapalı alanda sprey şeklinde böcek öldürücü kimyasalların kullanılması küçük bebekler için zararlı olabilir. Özellikle bebekleri korumak için vücuda sürülen sineksavarlar değil, fişe takılan sineksavarlar kullanılmalıdır. Bebeklerin kollarını ve bacaklarını koruyan giysiler de işe yarar.
Havuz ve denize dikkat!
Çocuklarda havuz deniz kirliliğine bağlı hastalıklar daha sık görülür. Özellikle de havuzlar bu konuda daha riskli alanlardır. Çocuklarda en sık cilt enfeksiyonlarına rastlanır. Ayrıca Hepatit A da sık görülebilir. Kirli sulardan bulaşan, bu suların çocuğun ağzına kaçmasıyla ortaya çıkan bir sarılık türü olduğundan hepatit A aşısını çocukların mutlaka yaptırması gerekir. Aileler havuz yerine denizi tercih etmelidir. Denizin çok yararlı olduğunu unutmamak gerekir; minik bebekler bile denize girebilir. Havuzların bu konuda riskli olduğu unutulmamalıdır. Tabii ki denizin de temiz olması gerekir. Uyarı olan denizlere dikkat etmek, mümkünse girmemek gerekir. Deniz ve havuzdan sonra duş almak da önemlidir. Havuzda yayılması kolay olan bir diğer enfeksiyon hastalığı da derinin yüzeysel mantar ve iltihabik enfeksiyonlarıdır. Bunlara karşı önlem almak için havuza girmeden önce ayak mantarlarına karşı kullanılan özel bir solüsyondan geçmek gerekir. Yine havuzda yüzme ile bulaşan enfeksiyon hastalıkları içinde göz hastalıklarını da atlamamak gereklidir. Gözde kızarıklık, çapaklanma, akıntı ve sulanma ile seyreden konjunktivit denen hastalık, antibiyotikli göz damlaları ile tedavi edilir.
Bazen de havuz suyunun dezenfeksiyonu için kullanılan aşırı düzeydeki klor gözlerde tahrişe bağlı alerjik kızarıklık, yanma ve batma hissine neden olabilir. Bu durumlardan korunmak için havuz gözlükleri kullanılmalıdır. Ayrıca ultraviyole ışınlarından korunmak için özel güneş gözlükleri kullanılmalıdır. Her türlü lensle havuza girmek sakıncalıdır. Kulağa dışarıdan giren mantar, bakteri, virüs gibi mikroplar; önce kaşıntı, ardından da iltihaplı ve pis kokulu akıntılara neden olabilir. Pis kokulu, beyaz, sarı, yeşil akıntı olursa; çocuğunuzu bir doktora götürün ve ilaç tedavisine başlayın. Yüzücü kulağı (dış kulak enfeksiyonları) ağrılı ve kaşıntılı kulak problemi olarak ortaya çıkabilen ve havuzdan kaynaklanan bir diğer yaz hastalığıdır. Korunmak için kulak tıpası kullanmak işe yaramaz ise çocuğunuzun kulağını kuru tutmak için havuzdan sonra alkolle dış kulak yolunu temizlemek gerekir.
Hazırlayan: Işıl Evrim Akgün