Dr. Öğr. Üyesi Begüm Alkan, ağız ve diş hastalıklarının gebe kalmayı zorlaştırabileceğini konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Alkan, kısırlığın, ''Bir çiftin bir yıl veya daha uzun süre düzenli ilişkiden sonra hamile kalamama veya bir hamileliği canlı doğuma taşıyamama'' olarak tanımlandığına işaret ederek "Dünya Sağlık Örgütü, çiftlerin yaklaşık yüzde 10'unun bebek sahibi olma sorunu yaşadığını belirtiyor. Bu yüksek oran, bilim dünyasını gebelik sürecini etkileyen faktörleri tekrar tekrar gözden geçirip değerlendirmeye itmiştir" şeklinde konuştu.
"SAĞLIKLI DİŞLER GEBELİK ŞANSINI ARTIRABİLİR"
Bağışıklık sistemini de olumsuz etkileyen diş ve dişeti hastalıklarının kadınlarda kısırlığa neden olabileceğine dikkati çeken Dr. Alkan, sözlerine şöyle devam etti: "Kadın doğum ve üreme uzmanı araştırmacıların en sık ilgilendikleri konulardan biri, gebe kalmaya çalışılan sürecin, en sağlıklı ve verimli biçimde geçmesidir. Avustralya'da bundan yaklaşık 10 yıl önce yapılmaya başlanan bir taramanın sonuçları, araştırmacıların ibreyi diş ve dişeti hastalıklarına çevirmesiyle sonuçlanmıştır. 3 binden fazla kadının ağız hijyeninin değerlendirildiği çalışmanın sonuçlarına göre gebe kalmakta zorlananların diş ve dişeti sağlığı, zorlanmayanlara göre belirgin derecede daha kötüydü. Bu kadınların, gebe kalmalarının yaklaşık 2 ay daha uzun sürdüğü gözlemlenmiştir. Bu sonuç bizlere şu soruyu sordurur: 'Bir kadının hamile kalma şansı, dişlerine ve diş etlerine ne kadar iyi baktığıyla bağlantılı olabilir mi?' Bu soruya kesin bir cevap verebilmek için elbette ki farklı coğrafyalarda yapılacak olan daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Fakat ağız ve diş hastalıklarının, gebelik şansını artırmada, kontrol altına alınabilecek bir faktör olması, bu süreçten geçen kadınlar için umut verici olabilir".
"AĞIZDAKİ BAKTERİLER ENFEKSİYONA KADAR GÖTÜREBİLİR"
Dr. Alkan, hamile kalmak isteyenlerin düzenli olarak dişlerini fırçalamalarının yanında, bu süreçte, ağız sağlıklarını en üst seviyede tutmak için profesyonel diş hekimlerini ziyaret etmelerinin oldukça önemli olduğunu belirterek, "Ağzımız, diş, dişeti, dil ve boğazımıza yapışan mikroplarla (bakteri, virüs ve mantar vb.) doludur. Sağlıklı bir ağızda dişeti iltihabı ve diş çürüğü yoktur. Diş çürükleri, yeterli fırçalama yapmayan bireylerde, şekerli içecek ve yiyeceklerin tüketilmesiyle oluşan asidik ağız ortamında aktif hale gelen çürük yapıcı bakterilerin, zayıf diş minesini etkilemesiyle oluşur. Ayrıca, yemek artıklarının ortama gelmesiyle dişler üzerinde 'plak' oluşur. Fırçalama, diş ipi ve diş arası fırçası kullanılarak plak uzaklaştırılabilir. Ancak bu düzenli yapılmazsa, plak sertleşir 'diştaşı' olur ve uygun şekilde çıkarılması için diş hekimine gidilmesi gerekir. Bu süreçte ağızda, plak ve diştaşı uzun süre kalırsa, bakteriler dişetinde kanamalı, şişkin ve kırmızı renkli 'dişeti iltihabı' adı verilen bir enfeksiyona neden olur" diye konuştu.
"ERKEN DOĞUMA DA NEDEN OLABİLİR"
Diş eti iltihabının eğer profesyonel diş hekimlerince müdahale edilmezse, hastalığın dokuları aşarak çene kemiklerini etkilemeye başlayacağını ve dişleri saran kemikte erime olacağına değinen Dr. Alkan, "Bu kelime anlamı diş çevresi iltihaplanması anlamına gelen eskilerin piyore diye adlandırdığı, günümüzde ise periodontitis adı verilen ağız hastalığıdır. Periodontitis hastalığında dişetinin altındaki dokular iltihaplıdır. Çene kemiğinde düzensiz yıkım olunca girinti çıkıntılar oluşur. Mikroplar dişeti üstünde ve altında çoğalmaya devam ederek toksinler salgılar ve dişleri tutan dokulara hasar verir. Bağışıklık sistemimiz de bu olaylardan etkilenir. Bu mikroplar ağız boşluğunda sınırlı kalmaz ve kan dolaşımımıza girer. Yapılan birçok çalışmada diş ve dişeti enfeksiyonlarıyla; diyabet, kalp-damar problemleri, solunum hastalıkları, görme sıkıntıları, düşük doğum ağırlığı ve erken doğum gibi olumsuz durumlarla hastalıkların ilişkili olabileceği belirtilmiştir. Maalesef 6 ayda bir veya yılda bir, diş hekimine gitme gerekliliği kolayca ertelenebilir ve unutulabilir. Ancak, kısırlık tedavisi ve yukarıda sayılan kronik hastalıkların kontrolü yoğun, masraflı, stresli ve zaman alıcıdır. Diş ve dişeti enfeksiyonları gibi kontrol altına alınabilecek bir risk faktörünü göz ardı etmek, tamamen kişinin sorumluluğundadır. Unutmayın ki; kötü ağız sağlığı genel sağlığı etkileyebilir" ifadelerini kullandı.